1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Bizim tutuklanmamızla bu süreç kapandı”
“Bizim tutuklanmamızla bu süreç kapandı”

“Bizim tutuklanmamızla bu süreç kapandı”

“Rüşvet” iddiasıyla tutuksuz yargılanan Prof. Dr. Mehmet Hasgüler YENİDÜZEN’e konuştu...

A+A-

▶ Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’nde başlayan “yolsuzluk” soruşturması kapsamında, üniversiteye “hızlıca” tıp fakültesi izni verilmesi için toplamda 8 bin Dolar rüşvet almakla suçlanan YÖDAK’ın eski üyelerinden Prof. Dr. Mehmet Hasgüler YENİDÜZEN’e konuştu, hakkındaki iddiaları ve merak edilenleri yanıtladı.

Ertuğrul SENOVA

Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’nde başlayan “yolsuzluk” soruşturması kapsamında, üniversiteye “hızlıca” tıp fakültesi izni verilmesi için toplamda 8 bin Dolar rüşvet almakla suçlanan ve Salı günü tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan YÖDAK’ın eski üyelerinden Prof. Dr. Mehmet Hasgüler YENİDÜZEN’e konuştu, hakkındaki iddiaları ve merak edilenleri yanıtladı.

Rüşvet iddialarını kesin bir dille reddeden Hasgüler, “Hesaplarım ortada. Bisikletimle girdim, bisikletimle çıktım. Her şey şeffaftır, görülebilir” dedi.

YÖDAK’ın, üniversiteye tıp fakültesi izni verdiği tarihle, muhasebeden “HASGÜ” notuyla çıkan paranın benzer tarihlere denk gelmesiyle ilgili soru üzerine Hasgüler, “o oturumda 1 üniversiteye değil; 4 ayrı üniversiteye yasalar ve tüzüklere bağlı olarak tıp fakültesi izni verildi. Oybirliğiyle verildi. Her şey nettir” yanıtını verdi.

Kendisi ile YÖDAK Başkanı Prof. Dr. Turgay Avcı’nın tutuklanmasını, “soruşturmanın sonu” olarak niteleyen Hasgüler, “Açıkçası bizimle birlikte bu konunun kapatıldığını düşünüyorum. Kapatılmak zorunda…” dedi.

“Bana bilgi geldi. Soruşturmanın başında bir liste vardı, sonra bunlar kaldırıldı. Soruşturma ilk başladığında var olan listedeki isim sayısı, soruşturma derinleştikçe arttı” iddiasını ortaya koyan Hasgüler,  “Sağ olsunlar, Türkiye’deki belli bürokratlara master veya doktora diploması veren üniversiteler oldu. Bunu duyduk ama araştırma gücümüz yoktu. İziniz programlar buldum, 2016 yılında bu konuda gelindi, gidildi, hiçbir şekilde yol alınamadı” şeklinde konuştu.

Hasgüler, süreci şu sözlerle özetledi: “Bunları bulduğuma pişman oldum, reel bir şey sanıyordum, meğer her şey sahteymiş…”

“Kodese girdiğim gün, 1974 travmam patladı”

YENİDÜZEN: Her şeyden önce tutuklandınız, kodese girdiniz, mahkemeye çıkarıldınız… Nasıl hissediyorsunuz?

Mehmet Hasgüler: Alışmaya çalışıyorum. Çünkü kodese girdiğim gün, 1974 travmam patladı. Tam 50 yıl sonra, Mağusa mazgallarında geçirdiğimiz savaş koşullarından daha kötü koşullarda olduğumuzu fark ettim. 50 yıl sonra, küçük bir çocuk olarak gördüğüm 1974 savaşı sürecini, savaşsız şiddeti gördüm. Kodes bana bunları anımsattı. Bu açıdan çok farklı duygulara tanık oldum. İçinde bulunduğumuz süreçte sadece ben değil; doktorlar, eczacılar, siyasiler de kodese sokuldu. Bu bizi 1974 travmamıza geri götürdü. Bu açıdan da belleğimiz bir şekilde yaralandı. Vicdanımız yaralandı. Çok üzücü. Leonard Cohen’in bir şarkısında, herkes zarların hileli olduğunu biliyor ama kimse konuşmuyordu. Bu duygular benim için önemli.

“Kesinlikle rüşvet almadım. Bisikletimle girdim, bisikletimle çıktım”

YENİDÜZEN: Polis tarafından; toplamda 8 bin Dolar rüşvet almakla suçlanıyorsunuz. Açıkça sormak istiyorum, aldınız mı?

Mehmet Hasgüler: Kesinlikle almadım. Kesin bir dille reddediyorum. Hesaplarım ortada. Bisikletimle girdim, bisikletimle çıktım. Her şey şeffaftır, görülebilir.

“Mali şube tarafından arandığımda güneydeydim”

YENİDÜZEN: Peki, sizce neden rüşvet almakla suçlanıyorsunuz?

Mehmet Hasgüler: Mart ayının birinde, polis binası önünde YÖDAK’ta süren bir diploma kriziyle ilgili basın açıklaması yaptım. Bu açıklamanın beni işin içine çektiğini düşünüyorum. Bu konuda mali poliste de bazı şeyler duydum. Ama bu kadar diplomanın sahte olduğunu bilsem, bu işle hiç uğraşmazdım. Her tarafımız sahteymiş… Ben mali şube tarafından arandığımda güneydeydim. Geldim, çünkü kendimden eminim. Geldim ve gittim, orada da iddiaları reddettim, burada da reddediyorum.

bur-7841.jpg

“O oturumda 1 üniversiteye değil; 4 ayrı üniversiteye tıp fakültesi izni verildi”

YENİDÜZEN: Polis, Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’nin muhasebe biriminden “HASGÜ” koduyla çıkan paranın çıkış tarihiyle, YÖDAK’ın üniversiteye tıp fakültesi açma izni verdiği tarihlerin oldukça yakın olduğunu iddia ediyor. Bu tarihlerde onay vermenizin nedeni ne idi?

Mehmet Hasgüler: Bunlar çok spesifik konular ve mahkemede olan konular. Bu yüzden ayrıntısına gitmek istemiyorum. Bir yandan ‘çok hızlı izin verdiniz’ diyorlar, sonra geç vermekle suçluyorlar. YÖDAK’ta her dosya somut ve ölçülebilir kriterler üzerinden önce inceleniyor. Ön değerlendirme raporları çıkıyor. Kaldı ki o oturumda 1 üniversiteye değil; 4 ayrı üniversiteye yasalar ve tüzüklere bağlı olarak tıp fakültesi izni verildi. Oybirliğiyle verildi. Her şey nettir.  

“Büyük bir güvenlik açığı olduğunu söyleyebilirim”

YENİDÜZEN: Tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalmanızın ardından mahkeme önünde bir açıklama yaptınız. Farklı iddialar ortaya attınız ama özellikle “İran ordusuna diploma satıldı” ifadeniz fazlasıyla dikkat çekti. Bu kısmı biraz açabilir misiniz? İsrail Başbakanı Netanyahu’nun sözünü ettiği “Kıbrıs’ta İran yapılanması” açıklamalarıyla, sizin bahsettiğiniz konunun bir bağı var mı?

Mehmet Hasgüler: Eğer bir üniversitede sahte diploma satılmaya başlanmışsa, sınırlarını kestirmek çok da kolay olmaz. Nasıl bir muhasebe sistemine göre yapıldı, neye göre realize edildi… İstihbarat ve güvenlik güçleri belki bu detayları pek fazla paylaşmak istemez.  Büyük bir güvenlik açığı olduğunu söyleyebilirim.

“Açıkçası bizimle birlikte bu konunun kapatıldığını düşünüyorum”

YENİDÜZEN: Sizce tutuklanmanız, süreci sonlandırmak için mi yoksa bu daha bir başlangıç mı?

Mehmet Hasgüler: Süreç çok uzadı, işin içinden çıkamayacaklarını anladılar ve flaş bir çıkış yapmak istediler. Benim gördüğüm o… Açıkçası bizimle birlikte bu konunun kapatıldığını düşünüyorum. Kapatılmak zorunda… Yoksa üniversite mezarlığına dönüşmüş bir ülke haline geleceğiz. Bunu öngörmek için YÖDAK üyesi olmanıza gerek yok. Ben bunu 2019 yılında YÖK Başkanına da söyledim. 2000 yılındaki banka krizi gibi, bir üniversite krizi bağıra bağıra geliyor. O süreçte Meclis işgal edilmişti. Sonra çok hızlı şekilde, binlerce insanı sokağa çıkaran Annan Planı diye bir süreç başladı. Bence benzer bir döneme giriş yapıyoruz. Düşünün, küçük bir daire alıp, taksitlerini, üniversite öğrencilerinden aldıkları aylıklarla ödeyen çok sayıda vatandaş var. Üniversitelerin, ekonomiye direk negatif kümilatif etkisini falan bir yana bırakın; bu bile tek başına banka krizinden daha büyük bir krizi gündeme getiriyor.

genel-1-001.jpg

“‘Anavatan’ bu konuda gerek bizim, gerekse de kendi güvenliği için böyle bir süreç başlatmış olabilir”

YENİDÜZEN: Peki, sizce soruşturmayla ilgili düğmeye kim bastı? Soruşturmanın Kıbrıs’tan yönetildiğini düşünüyor musunuz?

Mehmet Hasgüler: Türkiye ayağı da var ama oradaki ayağını anlamak zor. Mevcut durum, uluslararası bir güvenlik tehdidi haline gelmiş olabilir. Güvenlik krizi yaşatmış olabilir. KKTC’de bu krizi algılama mekanizması yok. Altını çizerek söylemek istiyorum; ‘anavatan’ bu konuda gerek bizim, gerekse de kendi güvenliği için böyle bir süreç başlatmış olabilir.

YENİDÜZEN: Nasıl bir güvenlik sorunundan söz ediyorsunuz?

Mehmet Hasgüler: İnsan haklarına ilişkin raporlarda farklı boyutlar var. Kimseye haksızlık etmek istemem. Ama bunlar konuşuluyor. Elimde bir veri yok. Uluslararası toplum içinde olan bir yapımız olsa başka bir noktaya gelirdik.  

“Türkiye’deki belli bürokratlara master veya doktora diploması veren üniversiteler oldu”

YENİDÜZEN: Uzun yıllardır akademisyenlik yapıyorsunuz. 2015 yılından 2023 yılına kadar da YÖDAK’ta bulundunuz. Bu süreçte, sahte diplomalarla hiç karşılaştınız mı? Göz tanıklığınız oldu mu? Mahkeme önündeki açıklamalarınızda; polisin, askerin, üst düzey bürokratların, hatta başbakana yakın bir ismin sahte diploma aldığı yönünde iddialar ortaya attınız. Bunlara tanıklık ettiniz mi?

Mehmet Hasgüler: Bana bilgi geldi. Soruşturmanın başında bir liste vardı, sonra bunlar kaldırıldı. Soruşturma ilk başladığında var olan listedeki isim sayısı, soruşturma derinleştikçe arttı. Sağ olsunlar, Türkiye’deki belli bürokratlara master veya doktora diploması veren üniversiteler oldu. Bunu duyduk ama araştırma gücümüz yoktu. İziniz programlar buldum, 2016 yılında bu konuda gelindi, gidildi, hiçbir şekilde yol alınamadı. 28 program, izinsiz. Bunları bulduğuma pişman oldum reel bir şey sanıyordum, meğer her şey sahteymiş…

Bu haber toplam 4255 defa okunmuştur