1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. Bizimkilerin ‘paralel’ aşkı
Sami Özuslu

Sami Özuslu

Bizimkilerin ‘paralel’ aşkı

A+A-

 

Gerçekten de çok enteresan bir sürece giriyoruz.
Birbirinden bağımsızmış gibi görünen, ama çok yakından ilgili olan tuhaf açıklamalar işitiyoruz.
Çok ilginçtir, Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş KKTC Meclisi’nde CTP’nin hükümetten ‘temizlenmesi’nin halkı ne denli mutlu ettiğini sayıp dökerken, bir ‘toplum mühendisliği’nden söz etti.
Serdar Bey’e göre bu mühendislik çalışması ‘KKTC ile Türkiye’nin arasını bozmayı’ amaçlıyordu.
Ve şimdiki UBP-DP koalisyonunun ‘öncelikli projesi’nin de TC ile çk daha yakın ilişki içinde olmak olduğunu kürsüden ilan etti Denktaş…

***

Serdar Denktaş KKTC Meclisi’nde bunları söylerken, aynı saatlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman “Laiklik TC Anayasası’ndan çıkarılmalıdır” cümlesini kuruyordu.
İsmail Bey’e göre Türkiye bir İslam ülkesiydi ve mevcut Anayasa da ‘darbe ürünü’ydü.
TC Anayasası’nın ‘darbe ürünü’ olduğu konusunda şüphe yok. Ancak şüphe götürmeyen bir diğer gerçek de şu:
AKP iktidarı Türkiye’yi ‘şeriat ülkesi’ yapma yönünde süratle ilerliyor.
Kuşkusuz bu durum öncelikli olarak Türkiye halklarının sorunudur.
Amma ve lakin Serdar Denktaş ve de ortağı Hüseyin Özgürgün’ün söyledikleri ve hükümet programına yazdıklarıyla birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye’nin gidişatı Kıbrıslı Türkleri de bir yerlere doğru sürüklemeye adaydır.

***

Bu köşede defalarca yazdım. Tekrar etmemek için bir cümleyle geçeyim: Asıl ‘toplum mühendisliği’ne maruz kalan Kıbrıs’ın kuzeyi ve Kıbrıslı Türklerdir.
Ankara’daki otoriter yapı nasıl ki Anadolu toprağındaki farklı dini, kültürel, etnik toplulukları yok farz etme ve merkeziyetçi, tekelci bir anlayışlar herkesi ‘aynılaştırma’, yani ‘Osmanlılaştırma’ niyetindedir, aynı niyet Kıbrıs için de geçerlidir.
Buraya ‘bakmak’la görevlendirilenlerin önündeki yol haritası da ‘Kıbrıs’ın kuzeyinin Ankara’ya olabildiğince bağlanması, buradaki toplum yapısının dini, nüfusu ve kültürüyle Osmanlı’nın mirasına yakışır hale’ getirilmesidir.
Uygulanan ekonomik, sosyal, kültürel politikaların özü budur.

***

Serdar Denktaş ‘Türkiye ile KKTC’yi birbirinden uzaklaştırma’yı hedeflediğini söylediği ‘toplum mühendisliği’ teorisini neye dayanarak dillendirdi, belli değil.
Ancak 2010’dan bu yana bu toplumun maruz kaldığı her protokolün ve etrafa dikilen dini eserlerin, nüfusla ilgili ısrarların bir ‘mühendislik’ işi olduğunu söylemek için daha fazla gerekçe var.
‘Türkiye ile daha sıkı ilişki’den bir ‘proje’ diye söz edenlerin, o proje içinde TBMM Başkanı’nın ‘laiklik’le ilgili açıklamalarının da yer alıp almadığını bize açıklama borcu vardır.
Ha keza, ‘basın özgürlüğü’ dahil, demokratik hak ve özgürlüklerin Türkiye’de geldiği noktanın o projedeki yerini de iyice izah etmeleri gereklidir.
Azınlık ve de kısa süreli UBP-DP hükümeti bugün meclisten –bir şekilde- güvenoyu alacak. 90 gün boyunca da ‘güvensizlik önergesi’ verilemeyecek.
Ancak bu ‘paralel aşk’la kamuoyundan ‘güvensizlik oyu’ alacakları kesin!..

Bu yazı toplam 2056 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar