BM Ne Yapmaya Çalışıyor?
BM, Kıbrıs sorununda ciddi bir çıkmaza girildiğinin farkında.
Bunu anlamak için de, kahin olmaya hiç gerek yok!
BM, çözümün ertelenmesinin olumsuz sonuçlarını öngörerek, sürekli olarak kapsamlı bir çözüme zemin hazırlamak üzere, tarafları adada acilen güven artırıcı önlemleri uygulamaya davet etmekteydi.
Genel Sekreter, son raporlarının tümünde, Kıbrıs sorununu barışçıl yollardan çözmek için zamanın daraldığını özenle vurgulamaktaydı.
Berlin’de 25 Kasım 2019’da yapılan gayrıresmi zirvede elde edilen sonuçlar, BM Genel Sekreteri’ni umutlandırmıştı.
Ama korkulan gerçekleşti.
Kıbrıs’ın kuzeyinde yapılan liderlik yarışında ve sonrasında yaşananlar barışçıl çözüm umutlarına ağır bir darbe indirdi.
KıbrısTürk ve Türkiye tarafı federal çözüm müzakerelerinden çekildiğini resmen açıkladı.
Buna rağmen BM, önceden planladığı şekilde, sürece 5+1’li bir gayriresmi konferansla devam etme niyetinden vazgeçmedi.
Acaba niçin?
Acaba BM, bazılarının hayal kurarak, bazılarının da şaşkınlık nedeniyle şaşı bakarak görüp-söyledikleri gibi artık Taksim seçeneğini kabullenmiş midir?
Birileri kendi kendini fena halde kandırıyor!
BM Genel Sekreteri’nin, tüm olumsuzluklara rağmen, 5+1’li bir toplantıda ısrar etmesini ve bu amaçla Lute’u yeniden sahaya sürmesini bazılarının ‘artık bölünmeyi BM de onaylıyor’ diye yorumlayabilmesi için, eğer cehalet değilse, etrafta olup-bitenlerden tam anlamıyla habersiz olması gerekmektedir.
Peki, ‘artık bölünme zamanıdır’ naralarına rağmen, Genel Sekreter’in Kıbrıslılara bir umut verme anlamına da gelen bu girişiminin hikmeti ne olabilir?
Sakın, BM Genel Sekreteri, gelinen durakta artık bir çatışma dışında alternatifin kalmadığını görerek ve bunu engellemek amacıyla, son hamlesini yapmış olmasın?
İşte, maalesef bu noktadayız.
Şubat ayında toplanacağı söylenen 5+1’li toplantıya tüm taraflar onay vermiş!
Ama, KıbrıslıRum liderliğinin bıçak kemiğe dayanınca aklına getirdiği Güven Yaratıcı Önlemler’de ne kadar samimi ve kararlı olduğu, bu önlemleri derinleştirerek kapsamlı bir çözüm yolunda ilerlemeye ne kadar istekli olduğu BM Genel Sekreteri’ni ilgilendirmektedir.
Peki KıbrıslıTürk ve Türkiye tarafının, hem tüm BM parametrelerini reddederek elinde salladığı dinamit çubuğuyla hem de sanki hemen uzlaşmaya hazırmış mesajları vererek nereye varmak istediği çok mu önemsiz?
Şimdi BM Genel Sekreterini en çok ilgilendirdiği anlaşılan konu şudur: Acaba, Kıbrıs’ta barışçıl bir çözüm yoluna dönüş mümkün olacak mı?
Anlaşılan, BM Genel Sekreteri’nin ‘taraflar arasında çözüm için ortak bir zemin olup olmadığını araştırmak üzere’ yapılacağını umut ettiği 5+1’li toplantı, KıbrıslıRum tarafının ‘samimiyetini’ ve KıbrıslıTürk ve Türkiye tarafinın da ‘niyetini’ test ederek, Kıbrısı bir çatışma ortamından çıkarma amacının ilk adımını oluşturuyor.
Dilerseniz ‘samimiyetsizliğinizi’ devam ettirirsiniz ya da dilerseniz ‘niyetinizi bozmayı’ sürdürebilirsiniz!
Sadece, her gün içeriden ve dışarıdan yüzünüze vurulan ve bu tutumlarınızdan kaynaklanan sonuçları da aklınızdan çıkarmayınız!
Bugün, samimiyetsiz davranan ya da niyetini bozanlara söylenmesi gereken tek şey şudur: “Zararın neresinden dönerseniz kârdır.”
Görüşmeye giderken –eğer gidecekseniz- bunu da akılda tutun!
Bir de, BM’nin size söylediklerinden başka anlamlar çıkarıp artık kendi-kendinizi kandırmaktan vazgeçin.