1. YAZARLAR

  2. Ünal Fındık

  3. BM tutanakları kaybetti…
Ünal Fındık

Ünal Fındık

BM tutanakları kaybetti…

A+A-

    

26 Şubat 2019’da liderler yeniden buluşuyor. Resmi açıklamalara baktığımızda bu sosyal bir buluşma olacak ve BM Kıbrıs temsilcisi Elizabeth Spehar’ın ara bölgedeki konutunda gerçekleşecek.

İki lider 7 Temmuz 2017’de Crans Montana’da müzakerelerin çökmesinden sonra sayın Spehar’ın konutunda iki kez bir araya gelmişti. 16 Nisan 2018’de akşam yemeğinde buluşan liderler, 26 Ekim 2018’de de yine aynı yerde birlikte kahve içmişlerdi.

Bu iki buluşmadan da herhangi bir sonuç alınmamıştı. Bu ay içinde gerçekleşecek “sosyal buluşma” dan da herhangi bir sonuç çıkmayacağını söylemek için kahin olmaya gerek yoktur.

Anastasiades Crans Montana’daki çöküşten sonra yapılan seçimleri kazanarak yeniden Cumhurbaşkanı seçildi. Bu onun için yeni bir başlangıç oldu. Dün Kıbrıs sorunu ile ilgili söylediği her şeyi inkar etti. Kendisine yeni bir rol verdi. Anastasiades’in bu yeni rolü küçücük adamızın yeniden birleştirilmesi değil, bölünmüşlüğün kalıcılaşmasıdır.

Bu amaçla daha Crans Montana’da diline doladığı “Sıfır Asker, Sıfır Garanti” tezini ileri götürmeye çalıştı.

Ardından Kıbrıslı Türklerin “Eşitlik ve Etkin Katılım” taleplerine  “Devletin İşlerliği, ya da İşleyebilir bir Devlet” gibi uyduruk bir gerekçe ile karşı çıkmaya başladı.

Bu arada da “Desantralize bir Federasyon” tezini ortaya attı. Bunun ne anlama geldiğini soranlara da masumane bir açıklama yaparak “oluşturucu devletlere daha fazla yetki vererek merkezin yetkilerini azaltacağız böylece Kıbrıslı Türklerin kararlara etkin katılım için istediği ‘en az bir oy’ talebini ortadan kaldıracağız” dedi.

Böylece desantralize federasyondan anladığının “kurucu, ya da oluşturucu devletlere daha fazla yetki vererek, merkezi federal devleti çoğunluğun hakimiyetine bırakmış oluruz” gibi garip bir tez olduğu ortaya çıktı.

Anastasiades’in bu karmaşık tezleri karşısında Türkiye ve Kıbrıs’ın kuzeyindeki çözüm karştları da ellerini ovuşturarak “Anastasiades iki devletli çözüme yaklaşıyor, artık federasyon konuşmayalım, iki devleti masaya koyalım” rüyası görmeye başladılar.

Beyler uyanın Anastasiades iki devletli çözüm konuşmuyor. Hele kimi aklı evvellerin seslendirdiği gibi “AB üyesi iki ayrı devlet” hiç demiyor.

Anastasiades açık açık “özerk bölge yönetimlerine daha çok yetki verilecek Üniter Devlet” diyor.

Eskiler “kandır çocuğu da Taksim istesin” derdi. Anastasiades de “kandır Kıbrıslı Türkleri da eşitlikten vazgeçsinler” diyor. Aklı sıra bize daha fazla yetki verecek, biz de verilecek yetkilere razı olacağız ve merkezi devletin “sınırlı” yetkileri kendilerinin olacak. Yani Dışişleri, savunma, doğal gaz kaynakları ve her türlü yeraltı kaynakları gibi “önemsiz” konular da artık “çoğunluğun” karar vereceği merkezi devlete bırakılacak.

*****

26 Şubat’ta liderler buluşmasını BM Genel Sekreteri Guterres’in Geçici Özel Temsilcisi Jane Holl Lute’un temasları sağladı.

Geçtiğimiz ay sonu iki taraf arasında mekik dokuyan Lute tarafları “Guterres çerçevesi”nde buluşmaya ikna etti. Ama iki tarafın Guterres çerçevesinden ay şeyi anlamadıkları biliniyordu. Şimdi artık açıkça ortaya kondu.

Anastasiades Politis gazetesinin yayın hayatına başlamasının 20’inci yıldönümü dolayısıyla salı akşamı düzenlenen etkinlikte soruları yanıtladı. Crans-Montana konferansı ve BM Genel Sekreteri’nin çerçevesi, 30 Haziran’da sunulan mı 4 Temmuzda sunulan mı? olduğuna ilişkin bir soruyu yanıtlayan  Anastasiades, 30 Haziran’daki gayrı resmi belgenin maalesef Genel Sekreterin müzakereler devam etmelidir dediği çerçevedeki tanımında yansıtılmadığını kaydetti.

4 Temmuz için bir belge olmadığını kabul eden Anastasiades “Eide’nin bize verdiği gayrı resmi belgede yer alan bir anlam karmaşası veya ihmal olduğunu” belirtti.

Bir gazetecinin ‘tutanak tutulmadı’ yorumuna açıklık getiren Anastasiades, “Kesinlikle tutanak tutuldu, bir şekilde, iki taraf da not alıyordu” dedi. Bu tutanakları açıklayıp açıklamayacağı sorusuna ise olumsuz yanıt vererek “ve üzüntüyle söylemeliyim ki, maalesef, tüm o günler boyunca, sabah, öğleden sonra ve gece, müzakereler devam ederken tutanaklar bulunabilirdi, sadece 4 Temmuz sabahı olan tutanaklar kayboldu” şeklinde konuştu.

Anastasiades, bir başka soruya yanıtında, tutanakların olduğunu, belirli kişiler tarafından tutanak tutulduğunu vurguladı ve daha sonra BM Genel Sekreteri’nin Özel Görevlisi Jane Holl Lute’nin tutanakları bulma çabalarının başarıyla sonuçlanmasını umduğunu kaydetti.

Guterres çerçevesi taraflara “Non-paper, belge olmayan belge” olarak 30 Haziran 2017 tarihinde verildi. Bu artık açıklık kazandı. Çünkü şimdiye kadar Anastasiades Guterres çerçevesi olarak 4 Temmuz tarihli olan diyordu. Şimdi bunun 30 Haziran tarihli olduğunu kabul ediyor. Yalnızca 4 Temmuz’da dönemin BM temsilcisi Eide’nin kendilerine bu belge ile ilgili açılım yaptığını ve bunun tutanaklarda olduğunu ama bu tutanakların kaybolduğunu iddia ediyor. Bu açılımın içeriğini de açıklamıyor. Lute’un tutanakları bulma çabasının başarılı olmasını umuyor.

Bu şartlarda gerçekleşecek 26 Şubat buluşması sosyal bir uluşma olmaktan öteye gidemez. 

 

 

 

Bu yazı toplam 1808 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar