BMGK'dan Kıbrıs'ta “siyasi sürecin hızlandırılması” çağrısı
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Kıbrıs sorununun çözümü için tüm taraflara ''siyasi irade ortaya koymaları'' ve ''süreci hızlandırmaları'' çağrısı yaptı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Kıbrıs sorununun çözümü için tüm taraflara ''siyasi irade ortaya koymaları'' ve ''süreci hızlandırmaları'' çağrısı yaptı.
Kıbrıs'taki BM Barış Gücü Misyonu'nun (UNFICYP) görev süresinin 6 ay daha uzatılmasını isteyen karar tasarısı, BM Güvenlik Konseyi'nde oy birliğiyle kabul edildi.
BMGK, UNFICYP'in görev süresini 31 Ocak 2019'a kadar uzatma kararı aldı.
BM Güvenlik Konseyi Başkanı Olof Skoog, gazetecilere yaptığı açıklamada, kararda ayrıca tüm taraflara ''siyasi irade ortaya koymaları'' ve ''süreci hızlandırmaları'' çağrısında bulunulduğunu söyledi.
BM'nin en uzun süreli faaliyette bulunan barış gücü misyonlarından biri olan UNFICYP, 1964'ten bu yana adada görev yapıyor ve barış gücünün görev süresi her 6 ayda bir uzatılıyor.
Ancak ABD, Kıbrıs'taki BM Barış Gücü Misyonu'nda reform yapılmasını talep ediyor.
UNFICYP'in görev süresinin uzatılması konusunda görüş ayrılıklarının olduğu BM Güvenlik Konseyi'nde, ABD, kararın kabul edilmesini bu kez onaylasa da Kıbrıs'taki barış gücü misyonu için iki seçeneği gözden geçiriyor.
Barış gücü misyonlarına yaptığı finansal katkıyı azaltan ve bazı misyonlardaki asker sayısının düşürülmesini sağlayan Trump yönetimi, Kıbrıs'taki barış gücü misyonunda da reform yapılmasını ve misyondaki barış gücü askerlerinin sayısının azaltılmasını talep ediyor.
Kıbrıs'taki barış gücü misyonunun küçültülmesini isteyen ABD'nin, adada liderlerden ''siyasi süreç konusunda acil adım atmaları talebinde bulunduğu'' belirtiliyor.
ABD'nin gözden geçirdiği seçeneklerden ikincisi ise Kıbrıs'taki barış gücü misyonunun tamamen kapatılması olarak görülüyor.
Ancak diplomatik kaynaklar, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin'in her iki seçeneğe de sıcak bakmadığını söyledi.
İngiltere ve Fransa'nın, barış gücü misyonunun adada istikrarı sağladığı görüşünde olduğunu ve misyonun kapatılmasının gerginlik yaratabileceği endişesini taşıdığını dile getiren diplomatlar, Rusya ve Çin'in de adadaki misyonun olduğu gibi kalması gerektiğini düşündüğünü ifade etti.
TC DIŞİŞİLERİ’NDEN BM’YE KIBRIS İTİRAZI
Konu ile ilgili Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri açıklama yaptı. Açıklamanın tam metni şöyle:
“Kıbrıs’ta konuşlu Birleşmiş Milletler Barış Gücü Misyonu’nun (BMBG) görev yönergesinin altı aylık bir süre için yenilenmesine ilişkin son BM Güvenlik Konseyi kararı, 26 Temmuz tarihinde kabul edilmiştir.
Güvenlik Konseyi’nin BMBG’yi konu alan 27 Temmuz 2017 tarihli ve 2369 sayılı kararı ile 30 Ocak 2018 tarihli ve 2398 sayılı kararında da yer alan, Kıbrıs meselesinin çözüm sürecinin gelecekte ne şekilde sürdürüleceği hususunda peşin hüküm içeren yazımlar, maalesef bu son karar metninde de muhafaza edilmiştir.
BMBG’nin görev süresinin uzatılmasına ilişkin 26 Temmuz tarihli son kararda Genel Sekreter’in danışmanı tarafından gerçekleştirilecek temasların sonucuna ve çözüm sürecinin gelecekte alabileceği şekle dair peşin hükümler kaydedilmesi, Türkiye açısından bir anlam taşımadığı gibi, Kıbrıs meselesinin çözümüne de katkı sağlamamaktadır.
Kıbrıs Konferansı’nın 7 Temmuz 2017 tarihinde sonuçsuz kalarak kapanmasının ve son müzakere sürecinin sona ermesinin ardından, BM Genel Sekreteri, BMBG’ye ilişkin 10 Temmuz 2017 tarihli dönemsel raporunda, Kıbrıs Konferansı’nın anlaşmaya varılmadan kapanmasının yarattığı hayal kırıklığına işaretle, tarafları ve özellikle Ada’daki iki Lideri bu sonuç ve ileriye dönük muhtemel hareket tarzı üzerinde ciddi bir şekilde düşünmeye davet etmiştir. Türkiye, bir yıldır Kıbrıs Türk tarafıyla yakın istişare halinde yürüttüğü değerlendirme sürecini, Genel Sekreter’in söz konusu çağrısının geniş bakış açılı anlayışı temelinde sürdürmüştür.
Bundan hareketle, değerlendirme süreçlerine dair zemin yoklamak üzere Ada’daki iki taraf ve üç Garantör ile temaslar için Genel Sekreter tarafından yapılan görevlendirmeye onayımız verilirken, bu geçici görevlendirmenin 2017 yılında sona eren son müzakere sürecinin yeniden başlayacağı anlamına gelmediği yönündeki anlayışımız BM tarafı nezdinde kayda geçirilmiştir. BM tarafından da bu anlayışımız teyit edilmiştir.
Önümüzdeki dönemdeki herhangi bir sürecin, ancak Ada’daki mevcut gerçekleri ve geçtiğimiz yarım asır boyunca sürdürülen müzakerelerden elde edilen deneyimi yansıtan bir temel üzerinde inşa edilmesi ve buna uygun beklenti ve hedeflere yönelik olması halinde başarılı olabileceğini düşünüyoruz.”