1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. “Boğaz bölgesinde küçük ormancığa Dikomo’dan bazı “kayıplar” gömülmüş...”
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

“Boğaz bölgesinde küçük ormancığa Dikomo’dan bazı “kayıplar” gömülmüş...”

A+A-

Bir okurumuz şu bilgileri paylaşmak istediğini söyledi:

“Size anlatacaklarım hakkında benim ilk elden bir bilgim yoktur, kaç zamandır sizi görüp yüzyüze konuşmayı beklerdim. Aktaracağım bilgileri ben bu konuyla ilgili olan bir şahıstan duydum. Anlattıklarına göre, Dikomo’dan bazı Kıbrıslırum “kayıplar” varmış ve bunları Lefkoşa’dan Girne’ye giderken Boğaz bölgesinde bir yere gömmüşler.

Lefkoşa’dan Girne’ye giderken, Boğaz bölgesi civarında sağa bakmanız lazım. Orada çok küçük bir ormancık vardır, daha ağaçlar büyümemiştir fazlaca. İşte oraya Dikomo’da öldürdüklerini gömmüşler diye anlatırlarken duydum... Bu yerin yakınında çukurda evler vardır...”

Bu okurumuza paylaştığı bu bilgi için yürekten teşekkürler...

 

“YAYLA BAR’IN KUZEYİ DE ARAŞTIRILMALI...”

Konuyla ilgili olarak yaptığımız araştırmada, bir diğer okurumuz ise bize şu bilgileri vermek istediğini söyledi:

“Sözü edilen bölge acaba Yayla Bar’ın kuzeyindeki bölge midir? Ben Yayla Bar’ın kuzeyinde boş bir alan vardır, bu alana bazı kayıpların gömüldüğü yönünde söylentiler duyduydum. Bu bölge, askeri bölge değildir, boş bir alandır... Boğaz Şehitliği’ne de bazı kayıpların gömüldüğü yönünde bazı şiroculardan çeşitli anlatılar dinlediydim. Şiroculardan birisi bana Boğaz Şehitliği’ne girdikten sonra soldaki alana bazı kayıpları gömmüş olduklarını anlatmıştı. Tabii bu alan kazılabilir mi, kazılamaz mı? Gene da araştırılması gerekir diye düşünüyorum...”

Bu okurumuza da paylaştığı bu değerli bilgiler için çok teşekkür ediyoruz...  Konuyla ilgili olarak daha ayrıntılı bilgi sahibi olan okurlarımızı, isimli veya isimsiz olarak 0542 853 8436 numaralı telefondan beni aramaya davet ediyorum. Konuyla ilgili olarak Kayıplar Komitesi’yle temas etmek isteyenler 181 ihbar hattını arayabilirler...

 

10 EYLÜL 2016’DA NELER YAZMIŞTIK?

10 Eylül 2016’da Boğaz bölgesiyle ilgili olarak çeşitli okurlarımızın aktardıklarını ve bu konuda Kayıplar Komitesi yetkilileriyle birlikte yürüttüğümüz çeşitli araştırmaları kaleme almıştık. O günlerde bu sayfalarda şöyle yazmıştık:

“...OKURLARIMIZ BİLDİKLERİNİ PAYLAŞMAYA DEVAM EDİYOR…

Altı yıl önce okurumuz bize ve Kayıplar Komitesi yetkililerine Boğaz’daki olası gömü yeri hakkında bilgi vermişti…

Bir okurumuz Boğaz’da askeri bölgede olası bir gömü yeri gösterdi…

Altı yıl önce bir okurumuzun bize ve Kayıplar Komitesi yetkililerine Boğaz’daki olası bir gömü yeri hakkında bilgi vermesi ardından, geçtiğimiz Pazartesi günü (5 Eylül 2016) aynı okurumuza Kayıplar Komitesi yetkilileri askeri makamlardan izin alarak, sözünü ettiği gömü yerini bizzat göstermesini sağladılar.

Okurumuz 5 Eylül Pazartesi sabahı Kayıplar Komitesi yetkilileri Ksenofon Kallis, Murat Soysal ve Okan Oktay’la birlikte Girne Boğazı’ndaki askeri bölge içerisindeki olası gömü yerini kendilerine göstermiş bulunuyor.

Bu konuda bizim gazeteci olarak askeri bölgeye girişimiz mümkün olmadığı için, okurumuza eşlik edemedik ancak bu o kadar da önemli değil çünkü önemli olan okurlarımızın, bildiklerini Kayıplar Komitesi yetkilileriyle paylaşması ve olası gömü yerlerinin kayıt altına alınması…

 

MAYIS 2010’DA BU KONUDA NELER YAZMIŞTIK?

Boğaz’daki olası gömü yeriyle ilgili olarak 30 Mayıs 2010 tarihinde yani altı yıl önce bu sayfalarda şöyle yazmıştık:

“Boğaz’da şehitliğin duvarı dışında 14 Kıbrıslırum’un gömülmüş olduğu yönünde bir okurunuzun anlattıklarını kaleme aldığınız yazıyı okuduğum zaman, kendime gelmem tam dört saatimi aldı... Bir anda kendimi sanki de bir cinayeti örtbas edermiş gibi hissettim... Sizi aramak hep aklımdan geçerdi ama bu yazıyı okuyana kadar aramamıştım... Sonra aramaya karar verdim çünkü bu okurunuzun sözünü ettiği bölgede ben de birşeyler yaşamıştım...”

Geçmişte çok daha iyi günler görmüş olan Boğaz’daki Yayla Bar’da oturuyoruz bu okurumla birlikte... Hava sıcak ama kapalı, Afrika’dan gelen toz bulutu, Kıbrıs’ın masmavi gökyüzünü bulanıklaştırıyor, insanın nefes almasını zorlaştırıyor... Yayla Bar’ın bahçesinde oturuyoruz... Bir zamanlar küçük bir çocukken buraya ayran içmeye gelirdik, harika sandöviçler yerdik burada... Yayla Bar’ın sahibi Süleyman Onan yaşlanmış olduğu halde, eşiyle birlikte Yayla Bar’ı çalıştırmaya devam ediyor... Bize kahve ve katmer getiriyor – kaymakyağının kokusu başdöndürüyor...

Yanımızda Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üyesi’nin yardımcısı Uğur Umar ile Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum Üye Yardımcısı Ksenofon Kallis, bir de Kayıplar Komitesi Kazılar Koordinatörü Antropolog Okan Oktay var...

Onları bu okurumla bir araya getiriyorum... Boğaz’la ilgili ilk ihbarı yapan okurum, Boğaz Şehitliği’nin duvarları dışına 14 Kıbrıslırum’un gömülü olduğunu anlatmış ve bana iyi bir tarif vermişti...

“Sürekli rüyalarıma girer...” demişti... St. Hilarion’da aralarında bir fırıncının da bulunduğu 8 kişilik Kıbrıslırum grubunun öldürülmesine ilişkin bir okurumun anlattıklarını okuyunca, beni aramaya karar vermişti. Şimdi Yayla Bar’da birlikte oturduğumuz okurum ise, Boğaz’la ilgili bilgi veren okurumun söylediklerini görünce, beni aramaya karar vermiş...

Böylece St. Hilarion’la ilgili başlayan bilgi akışı, Boğaz’la devam ediyor...

Yayla Bar’da buluştuğumuz bu okurumun söylediklerine daha önce bu sayfalarda yer vermiştim: 1978-79 yıllarında Boğaz’da askerliğini yaparken, yağmurlu bir gecede tepeden kayıp bir çukurun içine düşmüştü karanlıkta, yarı beline kadar... Çukurdan çıkıp nöbet yerine gitmişti. Ertesi sabah bu olayı anlattığı şehitliğin bakımından sorumlu yaşlı adam ona, “Rumlar’ın gömüldüğü çukura düştün” demiş...

Yaşlı adam ona ve askerliğini yapan diğer gençlere 1974’te buraya bazı Kıbrıslırumlar’ın kamyonlarla nasıl getirildiğini, nasıl gömüldüklerini anlatıyormuş... Yaşlı adam bu gömülere de katılmış, hatta şehitliğe Türk askerlerini ve Kıbrıslıtürk mücahitleri gömerken, bir keresinde boğazında haç olan bir Kıbrıslırum’u da farketmişler... Bugüne kadar bana anlatılanlardan çıkardığım, Kıbrıslırumlar’ın şehitliğin duvarları dışında bir noktaya gömüldüğü... Okurum, “Bu yaşlı adam bazı Yunan askerlerinden de söz etmiş olabilir” diyor “ancak bundan yüzde yüz emin değilim... Sanki bazı Yunan askerlerinden de sözettiydi...”

Boğaz’da Yayla Bar’dan Boğaz Şehitliği’ne doğru bakıyoruz... Okurum, şehitliğin dışında bir alancığa işaret ediyor. Bu bölgeden hiçbir şekilde fotoğraf çekmiyoruz çünkü başımızın derde girmesini istemiyoruz – gösterdiği yer askeri bölge çünkü...

Bu arada, 14 kişilik grupla ilgili olarak bana bilgi veren okurumu da arayarak, telefonu Okan Oktay’a veriyorum – kazıların koordinatörü olan antropolog Okan Oktay, bu okuruma çeşitli sorular soruyor ve sonuçta, her iki okurumun da aynı noktayı işaret etmekte olduğu ortaya çıkıyor. Söyledikleri alanda olası bir toplu mezar bulunuyor...

Okurumla vedalaşıp ona buraya gelip bu noktayı bize göstermiş olduğu için teşekkür ediyoruz... Okurum Boğaz’dan ayrılıyor, biz ise St. Hilarion’a doğru yola çıkıyoruz...”

Bu okurumuza bizzat Boğaz’daki askeri bölgeye giderek olası gömü yerini Kayıplar Komitesi yetkililerine göstermeyi kabul ettiği ve bunu yaptığı için, Kayıplar Komitesi yetkililerine de bu askeri bölgede okurumuzun olası gömü yerini göstermesini sağladıkları, gerekli izinleri aldıkları için çok teşekkür ediyoruz.”

 

BOĞAZ’DAKİ ŞEHİTLİKTE DE BAZI “KAYIPLAR” OLABİLİR...

“Boğaz’daki şehitliğe gömülü bazı “kayıplar”ın olabileceği hakkında yıllar önce bu sayfalarda çeşitli okurlarımızın bildiklerini paylaşmıştık.

Bu “kayıplar”dan biri bir Kıbrıslırum’du ve 1974’te savaşta Bilelle’de öldürülmüş, gömü yapılırken de isimsiz olarak Boğaz’daki bu alana gömülmüştü, okurlarımızın anlattığına göre…

Bir diğer “kayıp” ise bir çocuktu ve Boğaz’da bu alana defnedildiğini bize bizzat onu gömen şahıs anlatmıştı. Çocuğu Dikmen ya da civarında savaş esnasında kurulmuş bir sahra hastanesinden, battaniyeye sarılı olarak getirmişler ve şirocu da onu gömmüştü. Şirocunun işareti bir ağaçtı ancak o ağaç kesildiği ve Boğaz’daki bu alan çok değiştiği için bu çocuğun tam olarak nereye gömülmüş olduğu bulunamadı, yıllar önce bir kez bir kazı yapıldı ancak herhangi bir ize rastlanmadı. Bu çocuğun Kıbrıslırum bir “kayıp” çocuk olduğu tahmin ediliyor…

Boğaz Şehitliği’nin dış duvarları yapılırken, duvar inşaatında çalışanlar bazı insan kemiklerine rastlamışlar, bunlar arasından birisi, bir çocuğun buraya gömülmüş olduğunu çok iyi hatırlıyordu…

Bu konularda geçmişte bu sayfalarda çok geniş yayın yapmıştık…

Umarız bu alanla ilgili olarak okurlarımız bildiklerini paylaşmaya devam ederler…”

sayfa-16-bogaz-sehitligi-girisinde-solda-bazi-kayiplarin-gomulu-olabilecegi-ileri-suruluyor.jpg

Boğaz Şehitliği girişinde solda bazı kayıpların gömülü olabileceği ileri sürülüyor...

sayfa-16-bogaz-sehitliginde-bazi-mezarlarda-kimligi-belirlenmemis-bazi-sahislarin-gomulu-olabilecegini-daha-once-bu-sayfalarda-yazmistik.jpg

Boğaz Şehitliği'nde bazı mezarlarda kimliği belirlenmemiş bazı şahısların gömülü olabileceğini daha önce bu sayfalarda yazmıştık...

(YENİDÜZEN – Kıbrıs: Anlatılmamış Öyküler – Sevgül Uludağ – 10.9.2016)

Bu yazı toplam 856 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar