1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Boks bir spordur!
Boks bir spordur!

Boks bir spordur!

Boks bir spordur!

A+A-


Filiz Uzun

Boks spor mudur? Dövüş sanatı mıdır? Yoksa şiddet midir? Birçok kişi boksla ilgili bu soruları sorar hep.  Hiç spor yapmayanlar boks ile ilgili birçok farklı yorumlar da yapabilir. Ancak sporla ilgilenen herkes bilir ki müsabaka öncesi zorlu bir süreç vardır boksta da, birçok sporda olduğu gibi. Müsabakalarda görülenin arka perdesi önemlidir. Güç, kondisyon, disiplin, beslenme, iyi bir çalışma gerektirir. Bunun yanında zeka gerektiren bir spordur boks. Taktik bilmelisin. Yumruk yememenin yanında rakibinin açığını kollayıp yumruk atmalısın.

Gençlik yıllarımda her genç gibi ben de vücudumda salgılanan adrenalin hormonu nedeniyle öfkeli bir dönem geçirdim. O dönemlerde izlediğimiz Rocky serisinden bilirim boksu ama hiç canlı bir müsabaka izlememiştim. 17 Mayıs tarihinde Boks Federasyonunun düzenlediği Boks turnuvasını izledim. Karşılaşmaların başladığı ilk müsabakalarda “aman tanrım bu nasıl bir spor”, “adamın karnına vurdu, “aman tanrım, gözüne yumruk attı” gibi nidalarla üzüntü ile izlerken birden bire Kıbrıslı boksörlerin her yumruğu ve aldığı her sayı beni mutlu etmeye başladı. Ve karşısındaki rakibini yenmesi için tezahüratlara başladım. “Hadi oğlum devir onu”, “Başarabilirsin, Bravo” Her yumruk benim de adrenalin seviyemi artırdı. Peki bu ne şimdi? Ben şiddet mi seviyorum. Elbette hayır, bu bir müsabaka ve zekice davranıp rakibini yendiği için heyecanlandım. Ve rakibini nakavt ederek yenen İhsan Çam’ı büyük bir coşku ile alkışladım.

Boks da birçok spor gibi tehlike içeriyor. Mesela yamaç paraşütü, downhill, karate, kick boks gibi. Bu sporları yapan sporcular şiddet sevdiklerinden değil, yaptıkları sporun gerektirdiğini yapıyorlar. Evet boks sporu sert bir spordur. Ve eğer müsabakalara çıkacak kadar iyi bir sporcu isen yumruk atmak kadar kendini savunma tekniklerini de bilmelisin ve yenilirken sakatlanacağını da bilerek bu sporu yapıyorsundur.

Boks müsabakalarını izledikten sonra Boks Federasyonu başkanı Yıltan Zabit ile irtibata geçerek turnuvada müsabakalara çıkan ve rakibini inanılmaz tezahüratlar eşliğinde nakavt eden Boks sporcusu İhsan Çam ve Boks Federasyon Başkanı Yıltan Zabit ile  bir söyleşi planladık. Takdir edersiniz ki söyleşi öncesi rakibini nakavt eden İhsan’ı,  nakavt etmek  için boks eldivenlerini giyip ringe çıkmak şart olmuştu. Evet! Bunu da yaptım. Acayip bir tecrübe oldu benim için. Benimle ringde sadece kendini savunmak zorunda kalan İhsan Çam’a yumruk attıkça coştum ve inanılmaz stres attım diyebilirim. Üzgünüm yumruk yemenin nasıl bir duygu olduğunu sizlere paylaşmak için İhsanın yumruğunu yemedim  Yesem sanırım bu röportajı yazamazdım.

Evet spor severler, boks zorlu  bir spor olsa da,  spordur. Öncesinde inanılmaz disiplinli bir çalışma sistemleri var ve sevgili gençler vücudunuzda dolaşan adrenalini akıtmak ve enerjinizi boşaltmak için alın size bir spor daha. Dışarıda olur olmaz ortamlarda kavga edeceğinize Başaran Spor salonuna gidin ve çalışın. Boks torbasını yumruklayın. İdman yapın. Enerjinizi spora harcayın. Göreceksiniz ki daha sakin ve daha mutlu bir birey olacaksınız. Benden söylemesi. Boksa başlayacağımı düşünmüyorum ama bir boks torbası alıp beni sinir edenleri gözümün önüne getirip yumruklarımı savurabilirim…

Boks Federasyon Başkanı Yıltan Zabit: İdeolojisi olan bir spor dalı

F.U: Kendinizi tanıtır mısınız?
Y.Z:
Adım Yıltan Zabit. Küçük yaşlardan beridir spor yapıyorum. Basketbol, atletizm yaptım.  20 yaşıma kadar milli basketbolcuydum. Daha sonra vücut geliştirme sporuna başladım aynı zamanlarda da boks yapmaya başladım. 7 yıldır boks sporu yapıyorum. Daha sonra da boks federasyonu başkanı olarak atandım.

F.U: Kıbrıs’ta kaç yıldır profesyonel olarak boks sporu yapılmakta?
Y.Z:
Boks federasyonu 1992 yılında kuruldu. Antrenman sırasında bir sporcunun ölüm olayı olduktan sonra federasyon kapandı. Çünkü sağlık sporu olmadan antrenman yapıyordu. 2008 yılında tekrar federasyon oluşturuldu ancak pek aktif olamadı. 2013 yılında bizim ekibimize devredildi. Yaklaşık 1.5 yıldır da ben ve ekibim Boks Federasyonu için çalışıyoruz.

F.U:  Size sıkça sorulan bir soruyu sormak istiyorum. Boks bir spor mudur?
Y.Z:
Elbette. Kurallar çerçevesinde yapılan, belli bir ideolojisi olan, teknikleri olan bir spor dalıdır. Düşmanca kimse kimseye vuruş sergilemiyor. Ringde ‘başla’ uyarısı başlayıp bitene kadar belli kurallar çerçevesinde süren 3 dakikalık rauntlarla süren ve 3 raunttan oluşan bir spordur. Maç biter sporcular birbirine sarılır ve galip gelen madalyayı alır.

HEM MÜSABAKA HEM SPOR

F.U: Rakibine vurarak sayı kazanılan bir spordur. Amaç yaralamak değil ama açığını yakalayıp vuruş yapmaktır değil mi?
Y.Z:
Elbette. Bütün maç boyunca amaç rakibinden atik davranıp vuruş sergilemektir. Yaralanmanın sebebi sert bir spor oluşundandır. Ama yaralanmayı minimalize etmek için önlemler alınır. Eldiven takılır, yüze vazelin sürülerek yırtılmalar önlenir. Omuzluk ve ağızlık takılır. Bu spor bir tercih meselesidir. Birçok sporda olduğu gibi bu sporda da yaralanmalar söz konusudur bunu bilerek bu spora başlanır. Ayrıca her boks sporunu yapan müsabakaya çıkacak diye bir şey söz konusu değildir. Bu tamamen tercih meselesidir. Sadece spor olsun diye çalışan ve kendini geliştirenler de vardır.

F.U: Son yaptığınız boks turnuvasında başarılar var…
Y.Z:
Evet.  17 Mayıs’ta yaptığımız boks turnuvasına İngiltere’den 5 boks sporcusu davetlimiz olarak katıldı ki bu sporcuların tek işi boks yapmak. Bu müsabakalardan para kazanıp tüm günlerini antrenman için harcarlar. Beş müsabaka yaptık 3’ünü biz kazandık, birini nakavt ile aldık, bir  beraberliğimiz var. Ve son maçta arkadaşımız sakatlandığı için karşılaşma ertelendi. Bu bizim için büyük başarıydı.

F.U: 17 Mayıs’taki turnuva sizin federasyonunuzun düzenlediği 2. Turnuva sanırım. Turnuvalarda beklediğiniz ilgiyi gördünüz mü?
Y.Z:
Evet gördük. Ancak 2. Turnuvada maddi manevi çok sıkıntı yaşadık. Sponsor bulmakta zorlandık. Çünkü İngiltere’den gelen ekibi getirmek için ciddi rakamlar ödedik. İngiltere’den gelen her sporcu 1000 sterlin alarak dövüşür. Gelen ekibin kalması biletleri, otelleri, yemeleri içmeleri hayli yüklü bir paraydı bizim için.

“HEDEFE ULAŞTIK”

F.U: Peki bu kadar emek, para hedefinize ulaştınız mı?
Y.Z:
Evet. Bizim amacımız boks sporunun da Kıbrıs’ta var olduğunu duyurmaktı. İlk organizasyonumuzda da gördük ki bu spora hayli ilgi var. 2. Turnuvada en azından benim kişisel amacım boks federasyonunda olan sporcularımızın, İngiltere’den gelen sporculardan da dünyanın her yerinde boks yapan diğer sporculardan da, farkı olmadığını kanıtlamaktı ki aldığımız galibiyetlerle de bunu göstermeyi başardık. Şimdi yeni stratejiler belirleyip bu doğrultuda hareket edeceğiz federasyon olarak.

F.U: Federasyona bağlı kaç sporcunuz var?
Y.Z:
Boks yapan müsabakalara çıkanlar var, bir de sadece spor amaçlı yapan sporcularımız var. Müsabakalara çıkan yani boksör olan yaklaşık 50 tane sporcumuz var. Sadece antrenman için gelen de bayağı sporcu arkadaşlarımız var.

F.U: Bu sporu yapan gençler öğrendiklerini dışarıda kullanıyorlar mı? Bu bilinci de kazandırıyor musunuz?
Y.Z:
Antrenörlük kurslarına katılan hocalarımız bu kursları üniversitelerde 12’ye yakın ders alarak tamamlar. Bu konu anlatılır ve her boksör bu kültürle büyür. Biz kendi sporcularımıza da bunu aşılamaya çalışırız. Her şeyden önemlisi boks sporu yapan sporcular genellikle 3 saat günde spor yapar ve sporcu disiplinini kazanır. Enerjisini sporda harcadığı için dışarıda kavga etmeye ihtiyacı yoktur. Ancak kendini savunması gerektiği bir durum olursa da kendini savunmanın kötü olduğunu düşünmüyorum.

F.U: Turnuvada bayan boksörün de müsabakası olacağı yazıyordu ama turnuvada göremedik.
Y.Z:
Evet.  Bayan boksörün müsabakasına çıkacak olan İngiliz bayan boksör birkaç gün önce sakatlandı ve biz de son günlerde başka bir sporcu ile anlaşamadığımız için bayan boksörümüz turnuvaya çıkamadı. Ancak minik bir gösteri yaptı. Bence müsabakaya çıksaydı da kazanırdı çünkü çok iyi bir sporcu.

SPONSORLAR

F.U: Başka bayan boksör var mı?
Y.Z:
Müsabakalara çıkabilecek 7 tane bayan sporcumuz vardır. Bir de spor amaçlı gelen sporcu bayanlar da var.

F.U: Masraflı bir organizasyon oldu ama tamamen Avrupa standartlarında bir organizasyondu bence. Bu organizasyon için size kimler sponsor oldu?
Y.Z:
Spor Dairesi belli bir bütçeyi karşıladı ama ana sponsorumuz iş adamı Sn. Halil Falyalı idi. Capital FM, Medya Exlarge, Cookies Bar, küçük küçük sponsorlarımız vardı.

F.U: Son olarak gençlere veya “boks spor değildir” diyenlere neler söylemek istersiniz?
Y.Z:
Boksun zor bir spor olduğu bir gerçektir. Güç ve çok çalışma gerektirir. Ancak şiddet içeren bir spordur diye düşünenlere şunu söylemek isterim, enerjisi çok yüksek olan gençlerin spora yönlenmediklerini düşünelim. Sokakta çok daha fazla zararlı olan uyuşturucu, alkol gibi şeylere yönelecektir ve bunları kullanan gençlerde de kavgalar, dövüşler, kazalar daha çok olacaktır. Oysa boks sporu içlerindeki enerjileri atabilecekleri, disiplinli çalışmayı öğrenecekleri, bedenlerinin sağlıklı kalması için sağlıklı beslenip alkol ve uyuşturucudan uzak kalacaklardır.
F.U: Boksta hedefiniz ne?
Y.Z: Bu federasyonu devraldığım zaman 5 yıllık bir süreye ihtiyacım olduğunu düşünürdüm. Adım adım ilerliyoruz. Bu yaptığımız organizasyonlar sayesinde tanındık, bilindik ve bağlantılar kurduk. IBA (İndipendent  Boks Assosiation )Semi Profesyonel bir boks ligidir.  (Tam profesyonel ile amatör arası) Boksörlerin üye olduğu bir ligdir. Ve bu organizasyon sayesinde bu örgüt ile bağlantı kurup KKTC sporcularının bu lige üye olmalarını sağlıyoruz. Eylül sonu gibi gidip görüşeceğiz. Sporcularımız bu lige üye olduklarında aynı İngiltere’den gelen boksörler gibi bizim de sporcularımız her müsabakada ücret karşılığı sporlarını yapabilecekler. Bu da bence büyük başarıdır. Sporda bireysel başarılar yapabiliyoruz biliyorsunuz. Öbür türlü çok zor ambargolar nedeniyle.

*********************

İhsan Çam: Çalışmak zorundayız, sadece boks yapamıyoruz maalesef…

F.U: İhsan Çam seni tanıyabilir miyiz?
İ.Ç:
22 yaşındayım. Çocukluk yaşımdan beri hep sporla ilgilendim. Basketbol oynadım. Futbol, at biniciliği, kick boks yaptım en son da boks sporu yapıyorum.

F.U: Boksla uğraşmaya nasıl başladın?
İ.Ç
: Bir dönem Kaya Artemis Otel’de kick boks geceleri olurdu ve orada yapılan müsabakaları izlerdim. Çok ilgimi çekerdi ve hep ben de yapmak isterdim. 18 yaşıma geldiğimde kick boksa başlamak için fırsat buldum. Ve Mithat hocamla kick boks çalışmaya başladım. Yaklaşık 1-2 yıl kick boks yaptım. Ancak sadece kendimiz çalıştık. Bir federasyonumuz olmadığı için hiç maçlar yapamadık, organizasyonlar olmadı. Daha sonra boks federasyonunu Yıltan Zabit devraldıktan sonra bizler de bu federasyon altına geçerek boksa yöneldik. 2013 yılında askere gittim ve ben askerde iken boks federasyonunun düzenlediği ilk turnuva oldu, ben askerde olduğumdan bu turnuvada yer alamadım. 17 Mayıs tarihinde düzenlenen 2. Turnuvada ben de müsabakaya çıktım ve rakibimi nakavt ederek galibiyet kazandım.

F.U: Boksta kas çalışmak ve kas geliştirmek şart mıdır? Yoksa fazla kol kası yapmak dezavantaj mıdır?
İ.Ç:
Kol kaslarını çalıştırmak avantajdır ancak çok fazla geliştirmek çok daha fazla yorulmana sebep olur. Kolları güçlendirmek yumruklarının daha güçlü olmasını sağlar. Bizim amacımız dünya boksörlerinin çalışma sistemini uygulamak. Kol kasları boks sporunda önemlidir ve bunun bir çalışma sistemi var, biz gücü artırıyoruz.

UNUTULMAYACAK BİR TECRÜBE

F.U: Seni izlediğim turnuvada özellikle senin karşılaşma öncesinde salona girişin çok coşkulu ve tezahüratlı oldu. Ne hissettin?
İ.Ç
: Benim ilk turnuvam ve boksta ilk önemli karşılaşmamdı. Çıkıştaki coşku beni inanılmaz motive etti. Beni destekleyen başta boks federasyon başkanımız Yıltan Zabit  ve tüm izlemeye gelenlerin bu tezahüratlarına karşılık bir galibiyet almalıyım diye düşündüm. Aslına bakarsanız rakibim benim sikletimin üstündeydi. Ancak beni destekleyen insanları utandırmamalıyım diye düşünerek ringe çıktım. Orda kopuyorsun zaten. Ben kendi gücümün çok üzerinde bir performans sergiledim ben de çok yoruldum ama nakavt ile maçı kazandım. Benim asla unutamayacağım bir tecrübe oldu.

F.U: İhsan ailen boks yapmana karşı değil mi? Sanırım galibiyet kazandıktan sonra ringe gelip seni öptü değil mi?
İ.Ç:
Annem beni destekler ve spor yapmamda beni motive eder ancak bana zarar gelmesini istemez tabii. Evet maçtan sonra “bir daha gelip seni izlemeye gelmeyeceğim” dedi. Maç sonrası annem de kız arkadaşım da ringe geldi. Kız arkadaşım da maç öncesi ve maç sonrası hep yanımdaydı en büyük destekçimdi.

F.U: Seni izleyen seyirciler nakavt diye bağırdılar sana. Kendini rakibimi nakavt etmeliyim diye mecbur hissettin mi?
İ.Ç
: Çok isterdim. Sayılarla değil de nakavt ederek maçı almayı ta maça çıkmadan istiyordum. İzleyenlerin coşkusu da etkili oldu tabii. İlk rauntta nakavt etmek üzereydim rakibimi. Bu da beni fitilledi. Demek ki yapabilirim diye hissettim ve gücümü son ana kadar dikkatli kullandım. Çok yoruldum ama pes etmedim.

9 TRİLYONA KARŞI 30 BİN TL

F.U: Haftada kaç saat çalışırsın?
İ.Ç:
Haftada 3 gün çalışırım. Maç dönemlerinde ise 4-5’e çıkabilirim. Bunun dışında kondisyon için koşu yaparım.

F.U: Tüm enerjini boksa harcayamazsın ama para kazanmak için çalışıyorsun da değil mi?
İ.Ç:
Evet. Çalışıyorum. Eğer çalışmama gerek olmasa ben sabah 5’te kalkıp koşuma çıkar günün diğer saatlerinde dinlenip tekrar idmanımı yapardım. Ve eğer böyle olsa bizler çok daha farklı yerlerde olabilirdik. Müsabaka yaptığımız rakiplerimiz işte bu şekilde çalışıyorlar. Bizler boksa sadece bu kadar zaman ayırabildiğimiz halde onları yenebiliyorsak tek işimiz boks olsa çok daha başarılar elde edebilir, ülkemizi çok daha iyi temsil edebilirdik.

F.U: Spor Dairesi ya da bakanlığın boksa ayırdığı bir bütçesi var mı?
İ.Ç:
Şöyle söyleyeyim futbola ayrılan bütçe sanırım 9 trilyon iken boksa ayrılan bütçe 30 bin tl’dir. Bizim federasyonumuzun amacı başarılar elde ettikçe kendimizi ispatlamak ve daha fazla bütçe için talepte bulunmak. Çünkü boks sporcuları da bu ülkede vardır ve onlar da bu işten para kazanmalıdırlar. Kaldı ki boks ile ülkemizi bireysel tanıtmak daha mümkündür.

BESLENME

F.U: Bir sporcu olarak daha başarılı olmak için neler yapıyorsun?
İ.Ç:
Ben alkol tüketmem, sigara içmiyorum. Beslenmeme çok dikkat ederim. İdmanlarımı aksatmam. İdman haricinde kondisyonum için koşarım. Düzenli bir hayat yaşamaya dikkat ederim. Özellikle maç öncesi yediklerime hocalarımın önerdiği şekilde dikkat ederim. Başkanımız Yıltan abi bu işlerin içinde olduğundan bizi çok yönlendirir. Ne yememiz gerektiğini, maç öncesi nasıl besleneceğimiz konusunda bize bilgi verir.

F.U: Özellikle nakavt ederek rakibini galibiyet kazanmak nasıl bir duygu senin için?
İ.Ç:
Bir boksör için bu çok önemlidir. Çünkü sayı için kendi ülkelerinde olduğu için hakemler torpil yaptı denebilir ancak nakavtta her şey ortadadır sen daha iyi olduğun için kazanmışsındır. Bu daha büyük bir sevinçtir. Ben de çok mutlu oldum tabii. Bu da benim ve hocamın çalışmasının ödülü diye düşündüm. Beni seven insanlar için de güzel bir sonuç oldu onları da mutlu ettiğim için daha da mutlu oldum.

F.U: Son olarak söylemek istediklerin var mı?
İ.Ç:
Yıltan hocamıza sorduğunuz “dışarıda dövüşür mü sporcularınız” sorusuna ben de cevap vermek isterim. Ben kendimi iyi bir sporcu olarak görüyorum. Disiplinli ve bu işte başarılı bir sporcuyum. Hiçbir zaman gücümü ve öğrendiklerimi dışarıda milleti dövmek için kullanayım diye düşünmedim. Sadece öğrendiklerimi sporumu yaparken kullanıyorum ve daha iyi olmak için de çalışıyorum. Tekniğimi, gücümü sadece müsabakalarda gösteriyorum. Amacım spor yapmak ve başarı elde etmek. Tüm genç arkadaşlara da bu sporu öneririm.

 

Bu haber toplam 21948 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 213. Sayısı

Adres Kıbrıs 213. Sayısı