Bölgesel İşbirliği ve Barış Vizyonu
Nisan’daki Cumhurbaşkanlığı seçiminde “Kıbrıslı Rumların isteksizliğini ispatlama” stratejisini sandığa gömüp çözümün önünü açacak somut girişimler yapabileceğimiz koşulları oluşturacağız.
Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıslı tarafların insani ve ekonomik kalkınma temel hedefi doğrultusunda birbirleriyle işbirliğine daha ılımlı yaklaşacağı bir diyalog ortamında çözümü ve barışı tetikleyici gelişmelere tanıklık edebiliriz.
Bu öngörüyle somut girişimlerde bulunacak bir Kıbrıs Türk liderliği, gündemde olan su, elektrik ve internet gibi konularda taraflar arası işbirliklerini zorlayarak barış sürecini hızlandırabilir.
Kıbrıslı Rumların hali hazırda internet bağlantılarını güçlendirmek için Türkiye ile işbirliği arayışında olduğu iddia ediliyor. Türkiye’nin ise bu talep karşısında Kıbrıslı Türkleri baypas etmeyen bir tavır takındığı söyleniyor.
Elektrikte, AB’nin 2020-2030 stratejik hedefleri arasında yer alan tüm üye ülkelerin birbirleriyle bağlantı kurma zorunluluğu dikkate alındığında, burada da Kıbrıslı Türklerin somut girişimleri sayesinde bölgemizde anlamlı bir işbirliği ortamı oluşabilir.
Su konusunda insanlık tarihinde bir ilke imza atılıyor. Denizaltından borularla Türkiye’den Kıbrıs’a su geliyor. Bu deneme için öngörülen yıllık 75 milyon metreküplük kapasite, denemenin başarıya ulaşması ve bizim öncülüğümüzde gündeme gelebilecek işbirliği ortamında yeni yatırımlarla on katına kadar çıkarılabilecek.
Tüm bu alanlarda coğrafi avantajımızı kullanarak küresel bir oyuncuya dönüşebileceğimiz hususu Cumhurbaşkanlığı seçimine gidilirken ciddiyetle tartışılmalıdır.
Su alanında insanlık için bir ilk olan bu denemenin hedef ülkesi konumunda oluşumuz dikkatlerin üzerimize odaklanmasına sebep olmuştur. Buna bir de içteki doğru reform hamleleriyle denizaltından taşınacak suyun hedef ülkede etkin ve verimli kullanılabileceğine dair “iyi örnekler” sergilememiz eklendiğinde, bölgesel barışa katkımız katbekat artabilir.
Bölgesel işbirliklerinin ve barış olgusunun dinamik bir zeminde ele alınacağı 2015-2020 yılları arasındaki olası gelişmelere Kıbrıslı Türklerin her yönden hazırlıklı olması şarttır.
İçteki reformlarımızı da bu hassasiyetle yürütmemiz ve çözüme kadar bekleme psikolojisinden sıyrılmamız gerekmektedir.
Örneğin kayıt dışılıkla mücadele ve tüketicileri koruma gibi noktalarda bugünden adım atmayı başarırsak, yeni koşullarda kalkınma hamlelerini daha güçlü bir yapıda gündeme getirme olanaklarımız artacaktır. Nitekim vergi yasaları ile birlikte Kredi Kartları ve Banka Kartları Yasası da yürürlüğe girmek üzeredir. Vergi yasalarındaki düzenlemelerle birlikte düşünüldüğünde, ülkemizde kredi kartı kullanımını yaygınlaştıracak yeni düzenlemelerin kayıt dışılıkla mücadelede önemli avantajlar sağlayacağı söylenebilir. Bugün kredi kartı uygulamalarında kontrolsüz olan faiz oranlarının kontrol altına gireceği, gecikme faizlerinde bileşik faiz uygulamasının olmayacağı, çalınma durumunda yurttaş lehine düzenlemelerin devreye gireceği, teminatsız kredi kartlarında tüketiciyi koruyacak sınırlamaların olacağı, asgari ödemelere ilişkin tüketici lehine düzenlemelere gidileceği, Merkez Bankası ve bankaların görev ve sorumlulukları ile cezai müeyyidelerin yasal zemine kavuşacağı bir döneme giriyoruz. Kredi kartı hizmetlerinin kurallara bağlanmasıyla yerli bankalarımızın şube bankaları karşısında rekabet gücünün artacak olması da göz ardı edilmemelidir. Bu yasanın ardından hükümet kredi kartı ile alışverişlerde vergi indirimlerini mümkün kılacak birtakım düzenlemeleri de gündeme getirebilecektir.
Tüm bunlar, geriden takip etmekte olduğumuz ekonomideki evrensel gelişmelere biraz daha yaklaşmamıza katkı yapacaktır. Demokratik zeminde bilinçli adımlarla ilerlemek zorundayız. Bölgesel işbirliklerinin ve hayırlısıyla barışın gündeme geleceği koşullara hazırlanmaktan kastedilen de budur.
Onca tantananın içinde siz bazı adımlar atarken birileri vizyonunuza zarar vermek için bu yeni düzenlemeleri menfaat temelli dar bakış açısıyla ele alıp suyu bulandırmaya çalışabilir. Ancak vizyonunuz sağlamsa ve vizyonunuz doğrultusunda çalışırken içte ne yapmanız gerektiği konusunda kafanız netse, halk sizi destekler ve bu yolu halkla birlikte başınız dik yürürsünüz. CTP’nin yaptığı da budur…