Kimi zaman “ortak gelecek” değil de “bölünme” uzlaşısı arıyor gibiyiz.
“İki ayrı ülke” için el sıkışma arzusu mu ne?
Geçmek gerekiyor bunları!
Eğer mümkün olabilse, masa kurulmayacak!
Mümkünü yok!
“Sahici” değil devletin, tanınmıyor işte.
Üzerine abandığın toprak dahi şüpheli...
Gelecek, illaki işbirliğinde...
Farklılıklarımız zenginliğimiz üstelik!
Birlikte çok daha renkli, çok daha güçlü, çok daha keyifli olacak yaşamak, çok daha iç içe...

*  *  *

Kıbrıslı Türklerin "gasp edilmiş" toplumsal hakları var, kimse inkar etmiyor bunu!
Ancak...
Bir de “gasp ettiklerimiz” var!
Görmezden, duymazdan, bilmezden gelmenin alemi yok!

*  *  *

‘Ortaklık’ hakkın var!
Tanınmış devlette...
Dünyalı!
“Yönetimdeki hakkımı geri ver” diyorsun.
Çünkü “zorla aldın elimden...”
İstiyorsun ama “zorla aldıklarının” hiçbirini geri vermeden (!)
Sokaktaki tabirle: Yemezler!

*  *  *

Herkes karşılıklı “mağdur”a yatıyor ya, pek inandırıcı durmuyor!
Bu “bölünmüş” hesaplar, ortak bir geleceğe, yaramıyor!

*  *  *

Bir paylaşım gördüm en tepede, “İki kesimli iki toplumlu federasyon anlayışımız, Kıbrıs Türk halkının kendi bölgesinde nüfus ve mülkiyet olarak rahat çoğunlukta olacağı düzendir…”
İleride evlilikler olacak birlikte, nereye yazacaksınız çocukları?
Kim ev kiralamış, kim satın almış, kim kaç çocuk yapmış hesabı mı tutulacak her gün!
İki kesimlilik, benim için ‘yönetim’e dair bir mesele, kim, hangi federal yapıyı yönetecek.
Yoksa Avrupa’nın en temel özgürlükleri seyahat, ikamet, çalışma, yerleşim !
‘Birleşeceğiz’ a dostlar, bu ‘bölünme’ hesabı ne?

*  *  *

“Garantörlük” saplantısı var, bir de!
10 seneden fazladır, on binlerce  insan güneye geçiyor her gün, her gece...
Kimsenin de “can güvenliği” derdi yok artık!
İstenen “ganimetin” garantörlüğü aslında.
Bir de bu düzenin... Eksilince vermesi için!

*  *  *

Hepimiz aynı ağacın meyveleriyiz... Aynı meyvenin kurtları... Ve kökleriyiz, yarının, birlikte... Güvenlik de garanti de çözümde!
Barışın dilinden ‘gölgesini’ çekiniz ne olur, şu ‘bölücü’ düşlerin!