Bölük pörçük
Avrupa ortalamasının üzerinde olduğumuz rakamlar var.
Örneğin 'boşanma.'
* * *
Rakamlara bakar mısınız?
Son 5 senede 5 bin 958 ‘evlilik’ kaydı var.
4 bin 337 boşanma!
* * *
Bu şu demek: 10 evlilikten 7’si ‘hüzünle’ bitiyor.
* * *
Şimdi dönünüz bir de “siyasi evliliklere” bakınız.
45 senede 42 farklı Bakanlar Kurulu oluşmuş.
28 farklı hükümet.
1.6 yıl gibi bir ortalama ile boşanma yaşanıyor.
Siyasi evlilikler bir buçuk senede çatırdıyor.
* * *
Keşke şirketlerin, partilerin, kulüplerin, derneklerin kaç parçaya bölündüğüne dair de rakamlara sahip olsaydık.
“Dayanışma” örgütleri dahi ilk genel kurulda ikiye ayrılıyor.
Bir ‘Görmezler Derneği’ var misal, ayrı bir ‘Körler Derneği.’
* * *
Otuz kişinin çalıştığı iş yerinde dört ayrı sendika görev yapar.
O kadar çok şirket var ki, aynı ismi taşıyor, ayrı ayrı!
Çünkü “kardeşler” bölünmüşler.
Çünkü “ortaklar” kapışmışlar.
Çünkü “evlatlar” ayrılmışlar.
* * *
Ve şaşırarak diyoruz ki “Kıbrıs’ta niye birleşemiyoruz?”
Üstelik bunu “etnik kimlik” üzerinden hınçla ömrümüze dayatanlar var.
“Bizi istemiyorlar!”
Sen kendi kendini istiyor musun?
“Kahveleri” dahi ayrıldı bu ülkenin!
* * *
Birlikte başarı hikâyeleri yazmayı beceremiyoruz.
Hayatın neredeyse hiçbir alanında birleşemiyoruz.
Birbirinin yüzüne gülümseyenler, ardından kuyusunu kazıyor.
Ne kendimize güvenimiz var, ne bir başkasına tahammülümüz…
* * *
Şimdi diyeceksiniz ki “neden?”
Bunun sebeplerini de sosyal bilimciler özetlesinler gayrı!
Bir araya gelebilirlerse eğer…