'BORÇ ÖDEMEK SORUN'
YENİDÜZEN'e konuşan Lefkoşa Mahalli Barosu Başkanı Avukat Arzu İzveren, hukuk davalarının sayılarının gün geçtikçe arttığına işaret etti
YENİDÜZEN'e konuşan Lefkoşa Mahalli Barosu Başkanı Avukat Arzu İzveren, hukuk davalarının sayılarının gün geçtikçe arttığına işaret etti
• Hukuk davalarının sayısı yıllar geçtikçe artıyor.
• Hukuk davalarındaki artış bize ülke ekonomisinin git gide kötüye gittiğini - çöktüğünü, borçlu insan sayısının her geçen yıl arttığını gösterir.
• Özellikle alacak-verecek, banka/icar satış davaları artış göstermekte, çek davaları 2011-2013 yıllarında 2012 yılına nazaran az olmakla birlikte, 'karşılıksız çekler' ile ilgili dosyalanan hukuk davası sayısını Poliçeler Yasası'nda yapılan değişiklikler ve yapılan değişikliklerin hukuk davalarına etkisi ile bağlantılı olduğunu söyleyebiliriz.
• Borcunu ödeyemez duruma düşen insanlardan alacağını alamayan 'Alacaklı' da mağdur olmaktadır.
• Borçların tahsil edilememesi, alacağını alamayan 'Alacaklıyı' da borçlu duruma düşürmektedir; bunun birçok örneğini bizler her geçen gün bire bir yaşamaktayız.
• Tüm kesimleri yakından ilgilendiren ve onları rahatlatacak, nefes aldıracak bir Faiz Yasası'nın bir an düzenlenmesi lazım.
Mert ÖZDAĞ
Son dönemde sıkça gündeme gelen karşılıksız çek gibi sorunların çeşitli nedenlere dayandığını belirten Lefkoşa Mahalli Barosu Başkanı Avukat Arzu İzveren, hukuk davalarının sayılarının gün geçtikçe arttığına işaret etti. YENİDÜZEN'e konuşan İzveren karşılıksız çekler ile ilgili dosyalanan hukuk davası sayısını Poliçeler Yasası'nda yapılan değişiklikler ve yapılan değişikliklerin hukuk davalarına etkisi ile bağlantılı olduğunu söyledi.
"Borçlarını ödeme güçlüğü nedeniyle ödeyemeyenler olduğu gibi, ne yazık ki borcunu ödeme gücü olduğu halde ödemeyenler de var" diyen Avukat Arzu İzveren borç ödeme konusunda 'sorun' olduğuna işaret etti.
İşte Lefkoşa Mahalli Barosu Başkanı Avukat Arzu İzveren'in son dönemde artış gösteren ekonomik sorunlara dayalı davalarla ilgili söyledikleri:
BORÇLU SAYISI ARTIYOR
Mahkemelerde açılan hukuk davalarının sayısı ekonomik durumumuzun vahametini göstermektedir;
• Ekonomi kötü
• Hukuk davalarının sayısı yıllar geçtikçe artmaktadır.
• Hukuk davalarındaki artış bize ülke ekonomisinin git gide kötüye gittiğini - çöktüğünü, borçlu insan sayısının her geçen yıl arttığını gösterir.
• Özellikle alacak-verecek, banka/icar satış davaları artış göstermekte, çek davaları 2011-2013 yıllarında 2012 yılına nazaran az olmakla birlikte. Karşılıksız çekler ile ilgili dosyalanan hukuk davası sayısını Poliçeler Yasasında yapılan değişiklikler ve yapılan değişikliklerin hukuk davalarına etkisi ile bağlantılı olduğunu söyleyebiliriz.
'KARŞILIKSIZ ÇEK SUÇTU, ŞİMDİ HUKUK DAVASI NEDENİ'
• 2013 yılına kadar karşılıksız çek kesme suç iken 2013 yılında yapılan değişiklikle ceza davasına konu olmaktan çıkarılmış ve sadece hukuk davasına konu olmaya başlamıştır.
• Çekin bir ödeme aracı olduğu, para yerine geçtiği ve taraflar arasında hukuki ilişkiden kaynaklı olarak keşide edildiği düşünüldüğü zaman karşılıksız çıkan çekin sadece hukuk davasına konu olması zaten en başından beri olması gereken idi. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, karşılıksız çek kesmenin suç olduğu dönemde; çek bedelinin ödenmesi ile şikâyetçinin mağduriyetinin giderilmesi ve bunun da Mahkemelerimiz tarafından ceza takdir ederken hafifletici bir neden olarak dikkate alınması sebebiyle Ceza Mahkemelerimiz tarafından ilgili dönemde genel olarak karşılıksız çek kesme suçlarında, çek bedelini ödeyen insanlara hapis cezası verilmemekte idi. Bu nedenle karşılıksız çeklerde çek bedelinin tahsil edilmesinin hukuk davalarına nazaran ceza davalarında daha kolay ve daha erken olduğu gerçeğini kabul etmek gerekmektedir.
'PARASI OLDUĞU HALDE BORCUNU ÖDEMEYEN VAR'
• Borçlarını ödeme güçlüğü nedeniyle ödeyemeyenler olduğu gibi, ne yazık ki borcunu ödeme gücü olduğu halde ödemeyenler de var.
• İcra sistemimizin geliştirilmesi ve/veya değiştirilmesi gerektiğinden ve/veya mevcut sistemin icra açısından artık yetersiz kalmasından dolayı, hapislik istidası ve neticesinde dosyalanan mazbata; borcunu, ödeme gücü olduğu halde ödemeyen ve/veya ödemekten kaçınan borçlular açısından tek tahsilat yöntemi olmakla birlikte, gerçekten borcunu ödeyemeyecek durumda olan borçlular aleyhinde hapislik emri çıkması ise; ne alacaklıya ne de borçluya bir fayda sağlamamaktadır.
' İCRA SİSTEMİ DEĞİŞMELİ'
• Bizler, hukuk camiası olarak en başından beri kamuoyuna ve siyasilere bunu anlatmaya çalıştık. İcra sistemimizin değişmesi gerekmektedir ki, mazbata dosyalanmasına bile gerek kalmasın. Bu konuda gereken adımların ilgililer tarafından kısa sürede atılacağı konusunda inancımız tamdır. Bizler de bu konuda atılacak her adıma katkı koyabileceğimizi burada da tekrarlarız.
'BORÇLULAR DAVALARINI TAKİP ETMELİ'
• Yine en başından beri dile getirdiğimiz bir diğer husus, borçluların davalarını takip etmeleri gerektiği, aleyhlerine yapılan her işlemde veya başvuruda veya izahat vermek için Mahkemeye çağrıldıklarında muhakkak Mahkemeye gitmeleri gerekmektedir. Davası ile ilgilenmeyen bir şahıs aleyhine tek taraflı işlem yapılması kaçınılmazdır.
'MAHKEMELER AŞIRI DAVA VE BAŞVURU YÜKÜ İLE BOĞUŞUYOR'
• En son yürürlüğe giren Yapılandırma Yasası diğer Yapılandırma Yasalarına nazaran çok daha iyi olmakla birlikte Yasadan dolayı Mahkemelerimiz aşırı bir dava/başvuru yükü ile boğuşmaktadır.
• Aleyhine dosyalanan icrayı veya mazbatayı ertelemek veya bertaraf etmek amacıyla, Yasa kapsamına giren/girmeyen borçlular Mahkemeye başvuru yapmakta, hal böyle iken çoğu başvuru sahibi borçlu başvurusunu takip etmemekte, buna rağmen Davacı Avukatları borçlu Mahkemede hazır olsun veya olmasın Mahkemeye yardımcı olmakta ve yasa kapsamındaki hükümlerin tadil edilmesini sağlamakta ve başvurusunu takip etmediğinden dolayı da hükmünün yasa kapsamında tadil edildiğinin farkında olmayan borçlu tekrar tekrar istida/başvuru yapmakta ve işlemleri sürekli geciktirmekte, Mahkemelerimizin gündemini boşu boşuna yoğunlaştırmakta ve tahsilatı da geciktirmektedir.
'ALACAKLI DA MAĞDUR'
• Borcunu gerçekten ödeyemeyen insanlar mağdur durumda olduğu gibi, borcunu ödeyemez duruma düşen insanlardan alacağını alamayan 'Alacaklı' da mağdur olmaktadır. Devletimiz mağdur olan bu insanların mağduriyetlerini gidermek için biran evvel adım atmalıdır, sosyal devlet olmak da bunu gerektirir.
• Borçların tahsil edilememesi, alacağını alamayan Alacaklıyı da borçlu duruma düşürmektedir; bunun birçok örneğini bizler her geçen gün birebir yaşamaktayız.
• Keza ülkemizde gelir ile gider aynı oranda artmamaktadır. Bu durum da borçların çoğalmasını etkilemektedir.
• İnsanlarımız geçinebilmek/çocuğunun - ailesinin eğitim/sağlık giderlerini, temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için sürekli borçlanmak durumunda kalmaktadır.
• Ülkemizdeki ekonomik sıkıntıların aşılmasına ve ekonomiyi canlandırmaya yönelik tedbirlerin acilen alınması gerekiyor.
'FAİZ YASASI DEĞİŞMELİ'
• Tüm kesimleri yakından ilgilendiren ve onları rahatlatacak, nefes aldıracak bir Faiz Yasasının bir an düzenlenmesi lazım.
29/13 sayılı Yapılandırma Yasası;
Alacaklı tarafın banka veya kredi sağlayıcısı olduğu borçlar açısından sadece 31/12/2012 tarihine kadar donuğa düşmüş ve/veya düşmesi gereken borçlar ile alacaklı tarafın banka veya kredi sağlayıcısı olmadığı, iki özel hukuk kişisi arasında her ne şekilde olursa olsun oluşan tüm borç ilişkileri açısından hakkında sadece 01/01/13 tarihinden önce dava açılmış ve/veya Mahkeme hükmü alınmış borçları kapsamaktadır.
Kamu alacaklarını kapsamamaktadır. Kamu alacakları da ilgili yasalar tahtında yüksek faiz taşımakta ve ödenemeyecek duruma gelmektedirler. Bu nedenle kamu alacakları da Yapılandırma Yasası kapsamına girmesi gerekmektedir.
Borcunu 2012 yılı sonuna kadar düzenli ödeyen insanların borçlarını kapsamamaktadır. Bu da borcunu ödeyen ile ödemeyen arasında ödenmesi gerekli faiz oranları açısından mağduriyet, adaletsizlik yaratmaktadır.
İnsanlarımız bir bayramı daha borcunu ödeyemeyen borçlu, alacağını alamayan alacaklı konumunda geçirdi.
Meclisimiz yeni Yasama Yılını açtı ve bizim Lefkoşa Mahalli Barosu olarak halkın vekillerden beklentimiz yeni Yasama yılında sorunları çözmek ve halkın refahı ve onların önünü açmak için ciddi adımlar atmalarıdır.