Boş kasa ve aktarılan politika…
Bugün genel grev var. Memleket’te hayat duracak.
32 sendika, UBP-DP-YDP hükümetinin hayat pahalılığı düzenlemesinin ve Toplu İş Sözleşmeleri ile ilgili yasa tasarısının geri çekilmesi için genel grev kararı aldı.
Grevle birlikte Meclis önünde de eylem var.
Tabii yine özel sektör dışında.
Kamuda iş dururken, özelde çalışma devam edecek.
Sendikalar arasında özelde örgütlü Dev-İş ve bağlı sendikalar gibi sendikalar da var ama kamu sendikalarındaki grev ve eylemin özeldeki işyerlerine yansıması ne kadar olur veya olur mu göreceğiz.
***
Bilindiği gibi KKTC, kumarhane ülkesi olmasına rağmen kasası boşalırken anlaşılıyor ki bu boş kasada yapılacak zamlarla birikmesi olası bir miktar paranın çalışana gidecek kısmının budanması isteniyor.
Hükümetin gereksiz harcamaları, izaz ikramları, Tatar’ın Külliyesi gibi yerlere giden paralardan tasarruf düşünülmezken işte o kasada biraz para birikmesi için çalışanın cebine girecek paraya göz dikildiği anlaşılıyor.
***
Elleri-kolları başka yere bağlı hükümetimiz yine de bu elleri çalışanın ve emeklinin cebine girecek paraya uzatmayı becerebiliyor. Bu beceri de büyük ihtimalle başkalarının akılları gereği yapılıyor gibi geliyor bana…
İşte bakınız; Türkiye’de önceki gün yeni asgari ücret 22,104 TL olarak açıklandı. 17,002’den çıkarıldı bu miktara… Hem de tam bir sene sonra. Enflasyonun altında bir sene boyunca ezildikten sonra açıklanan %45 resmi enflasyon miktarına karşın %30 artış verildi. Oysa insanlar açıklanan enflasyon miktarına bağlı olarak yeterli olmasa da “24-25 bin TL herhalde verilecek” diye umuyorlardı. En düşük emekli maaşının da bu artış oranına göre 15-16 bin TL olması bekleniyor şimdi.
Bu miktarlara rağmen, iktidar “vatandaşımızı enflasyona ezdirmedik” açıklaması yapabiliyorken şimdi buralara da bu politikanın yansıtılması gerekiyor ne yazık ki!..
***
Bizimkiler Türkiye’den yansıyan bu politikayı hiçbir itiraz, tepki, öneri olmadan, hiç olmazsa “bir bakalım, olur mu olmaz mı, nasıl bir şey yapabiliriz” gibi bir çekince dahi göstermeden kabullenmeye ve uygulamaya hazırlar. Tabii bu cümleleri bu düşünülen uygulamaları yine bizimkilerin düşünmediklerini düşünerek yazıyorum.
Hep diyoruz ya; Oralara geliş nedenleri bir şeyler üretmek, icraat yapmak, ortaya vizyon koymak değil, söyleneni yapmak, koltuklarda, makam arabalarında keyif çatmak, yemek-içmek, zaman geçirmek ve günün sonunda kafalarını yastığa ne yazık ki çok rahat bir şekilde koyarken ertesi günün keyfini düşünerek uyumak…
Şu sıralarda Hükümetin küçük ortaklarında bazı rahatsızlıklar görülüyor gibi olsa da bu rahatsızlıkların topluma yeterince hizmet veremedikleri için olduğunu hiç sanmıyorum. Olsa olsa hükümetin nimetlerinden büyük ortak gibi yararlanamadıkları için olduğunu düşünüyorum.
***
İşte bu ortamda bir yıl daha biterken yeni yıla taşınacak “eşit egemen devlet” hayallerinin daha ne kadar süreceğini de merak ediyorum.
Türkiye’nin Ortadoğu’daki yeni gelişmelerden sonra aldığı-alacağı rol ve ekonomik çıkarlar gereği bu politika devam eder mi emin değilim.
***
Sendikaların eritilmeye çalışılan maaşlar ve kazanılan hakların geri alınması girişimlerine karşın haklı olarak başlatılan grev ve eylemin yeni yılda Kıbrıs sorununda muhtemel yeni girişimlerin ilerletilmesi ve sonuçlandırılması için de eskisi gibi meydanlara taşacak kalabalıklar haline gelmesini dilerim.