Kabul etmek istemiyor insan...
"İnanmak" hiç istemiyor!
Ancak ne yazık ki giderek,
siyaset yapmanın toplumsal ve evrensel bir anlamı olması gereğine olan inancı sarsılıyor...

**********************************

İnsan ve yurttaş hakkı olan kamu imkânlarını,
zaten hakkı olan insanlara,
neredeyse "sadaka" diye verip,
"Hayırseverliği" kendine yöneltmek...!
"Bir koyup üç almak" düşüncesiyle hareket etmek !
Bunlar yaşanıyor maalesef sıklıkla;
çünkü bu anlayışla davranıp "sadaka veren" "siyasetçi",
kendi koltuğunu güvenceye alıyor...!

***********************************

Kısacası popülizmin gereği neyse, o teşvik ediliyor...
Maliye politikaları ile kamu politikaları ve sosyal politikalar arasında olması gereken koordinasyonu "takan" var mı?...
En azından bunu toplumsal anlamda önemseyenler çoğunlukta mı ?
Yok!

***********************************

Aslında siyasilerin bir bölümü, siyaseti,
gerçekten ait olduğu yere çekebilmek için,
hatırı sayılır önemde, büyük bir mücadele veriyor...

Ama diğer taraftan birileri,
kapalı kapıların ardından,
piyasa ekonomisindeki gibi,
siyasetteki eğilim ve oluşumları belirliyor...!

**********************************

Şu an çok yoruldum...
Gerçekten yoruldum ve üzülüyorum da...
Saçlarım bile yoruldu; ağardı ve dökülüyor ...
Lefkoşa da 40 yıldır gelen yağmura ve sele yine teslim oldu;
Günlük hayat felç...
Sosyal yaşam alarm veriyor..!

**********************************

Artık,
ne siyasal ne sosyal ne de duygusal bir konuda konuşamamak mı ayıp,
yoksa konuşmak mı ?!
Bundan da emin değilim...
Böyle "boş" konuşmak galiba en iyisi...!
Diyaloğun, şartların, görevin, sorumluluğun ve duyarlılığının gereği, konuşsan;
birileri sanki de elinde bir "değnekle" (!),
"sen şikâyet edemezsin" diyor !
Konuşmasan;
"mevkisi yüzünden susuyor" diyorlar...

************************************

Kendi kendiyle satranç oynayan "yalnız" bir oyuncu gibi...
Gülünürken ağlanan nokta işte tam da burası...