“Bosna’da Muallime Şeyla ile Rahibe Blanka, karşılıklı anlayış ve toplumsal sorunların çözümü için birlikte çalışıyor...”
Bosna’da Muallime Şeyla ile Rahibe Blanka’nın karşılıklı anlayış ve toplumsal sorunların çözümü için birlikte çalışmaları, 2019 yılında onlara bir ödül kazandırmış... Toplumların takdiriyle karşılanan bu iki kadının öyküsünü “Balkan Diskurs”tan Azra Berbiç kaleme aldı... Biz de bu ilginç öyküyü okurlarımız için özetle derleyip Türkçeleştirdik. Muallime Şeyla ile Rahibe Blanka’ya ilişkin Azra Berbiç’in yazısı özetle şöyle:
*** Rahibe Blanka ile Muallime Şeyla, hayatta çok farklı yollar izlemişler ancak izledikleri bu iki yol onları aynı tutkular ve motivasyonlarla doldurmuş... Rahibe Blanka’nın yolculuğu Hırvatistan’ın Slavonya bölgesinde bir apartman dairesinde başlamış. Muallime şeyla ise annesi ve iki kızkardeşiyle birlikte Bosna’nın doğusunda, Srebrenika yakınlarında bulunan Bratunaç kentinden silah zoruyla evlerinden kovulmuşlar savaş esnasında... Nihayetinde Livno’da kesişmiş yolları...
*** 53 yaşındaki Rahibe Blanka, “Ben, Vinkovçi yakınlarında bir köyde doğmuştum... Rahibe olmaya karar verince Bosna’ya geldim. Annemle babam burada dünyaya gelmişti ve 1962’de Hırvatistan’daki Slavonya’ya göç etmişlerdi... Kısacası, dine ya da ulusa bakılmaksızın Boşnak ruhuna yönelik sevgim beni buralara getirdi” diye anlatıyor.
Sayfa 13. Rahibe Blanka ile Muallime Şeyla, 2019 yılında toplumlar arasında barışa katkılarından ötürü ödüllendirilmişler...
*** Şimdilerde 32 yaşında olan Muallime Şeyla, küçük bir kızken babasını kaybetmiş... Savaştan sonra da geriye kalan ailesiyle birlikte göç etmek zorunda kalarak yeni evli bir genç kadın olarak kendini Livno’da bulmuş. Bu yeni kentte toplumunda aktif bir rol oynamaya başlamış. Livno’ya gelir gelmez, hem Rahibe Blanka, hem de Muallime Şeyla, gençler ve yaşlılar için toplumlarındaki insanlara yönelik etkinlikler organize etmeye başlamışlar. Bölgede aktif olan bir grup sivil toplum örgütünün oluşturduğu “Müteşekkir Olma Koalisyonu”, kendisini bir hayırseverlik etkinliğine davet etmiş başlangıçta. Multipl Skleroz hastalığına muzdarip iki kızkardeş için pasta ve kurabiye yaparak para toplamaya yönelik bir etkinlikmiş bu. “Elbette kabul etmiştim katılmayı, arkadaşlarımla birlikte pastalar yaptık ve kent meydanında tüm günümüzü bunları satarak geçirdik” diyor Muallime Şeyla.
*** Aynı gün Blanka da bir grup genç insanla gelmiş, bu gençler ağırlıkla insancıl işlerle meşgulmüş. “Rahibe Blanka” diye anlatıyor Muallime Şeyla, “o kadar neşeli, komik ve hemen iletişim kurulabilen bir insan ki... Herkes rahatlamıştı, herkes şakalaşıyordu, birbirimizin resimlerini çekmiştik basketbol oynarken ve daha sonra ikimizin bu fotoğraflarından birisi medyada yayımlanmıştı... Eğer o gün tanışmamış olsaydık, belki de bu işbirliği olmazdı” diyor.
*** Livno’daki Müslüman toplumun Meclisi’nde aktif biçimde çalışmakta olan Şeyla, kentteki kadınların hayatlarını iyileştirmeye çalışıyor... Örgütün bu alandaki etkinlikleri, pek çok projeyle taçlandırılmış ve bunlardan gurur duyuyorlar.
*** Pasta ve kurabiye satışı ardından Rahibe Blanka, Müslüman Meclisi’nin ofisine giderek Şeyla’nın telefonunu istemiş onlardan. Şeyla, “Sonra da dört küçük çocuğu olan bir aileye bir çamaşır makinesi alabilmek için insancıl bir eyleme davet etmişti beni. Sanırım bir çamaşır makinesi alma hedefiyle ortaya konan bu projeyle başarılı işbirliğimiz başladı ve bugüne kadar devam etti” diyor. Bu iki kadın halen iki aileye yardım ediyorlar ve zaman zaman yardım isteyen ailelerin yardımına da koşuyorlar... Ayrıca engelli insanlara da yardım etmeyi sürdürüyorlar...
*** Livno’da yaşayanlar Muallime Şeyla ile Rahibe Blanka’nın çağrı yaptığı tüm eylemlere her zaman katılıyorlar. Bu iki kadın kent yetkililerine herhangi bir yardım için başvuru yapmamış olsa dahi, Livno Kantonu’nun yetkilileri, onların yaptıklarına açık destek veriyor. Rahibe Blanka, “İnsanlar toplum içerisindeki çalışmalarımıza olumlu bir gözle bakıyor çünkü bizler bunu herkesin yararına olan büyük inancımızla yapıyoruz” diyor.
*** Rahibe Blanka ve Muallime Şeyla, “Dinler Arası Diyalog 2019 Ödülü”nü de kazanmışlar. Onların öyküsü, Boşnak toplumunda herkesi mutlu etmeli çünkü onlar iyilik yapmayı kendilerine hedef edinmişler... Şeyla, “Bu tür öyküler bizlere içimizdeki iyiliği hatırlatır. Belki bazan bu merhameti ve iyiliği bastırırız ve onun orada olduğunu unuturuz... Bazan bunu iteleyip ortaya çıkarmamız gerekir, nasıl ki bedenlerimizi eksersiz yapmaya zorluyorsak...” diyor.
*** Rahibe Blanka’ya göre her bir insanın bir parçası incansıldır... “Her bir kişinin içinde kendi dini güçleri ve Tanrı’ya olan sevgileriyle birleşen bir parça vardır ki bu onları insancıl kılar” diyor. “Benim misyonum öncelikle bu ruhu ortaya çıkarmak ve Tanrı’nın yardımıyla umarım bunu yapabiliyorum” diyor.
*** Şeyla ve Blanka çoğu zaman başka insanlara yardım etme motivasyonu ve empatilerinin nereden kaynaklandığını düşünüyorlarmış ve niyaetinde bunun çok küçük yaşta kendi babalarını kaybetmelerinden ve hayatta çok zor yollardan geçmiş olmalarından kaynaklandığına kanaat getirmişler.
*** Şeyla, “Annem üç kız çocuğuyla başbaşa kalmıştı – tanışmadığım hiçbir zor durum kalmadı – yoksulluktan başlayarak okula giderken bir sandviç alacak paranın dahi olmamasıydı bu... Tüm bunlar kendim için nasıl mücadele etmem gerektiğini öğretti. Bir çocukken başkalarından aldığım desteğe karşılık benim de ihtyacı olanlara yardım ve destek vermem gerektiğine inanıyorum” diyor. Rahibe Blanka ise “İhtiyaçları tanımak ve bunlar için harekete geçmek ama en önemlisi iyilik yapmayı sürdürmektir” diye konuşuyor...
https://balkandiskurs.com/en/2020/04/06/the-goodness-within-us/
(BALKAN DISKURS’ta yer alan Azra Bebiç’in yazısını özetle derleyip Türkçeleştiren: Sevgül Uludağ/YENİDÜZEN).
“Lefkoşa’nın neden 11 burcu vardı?”
Rita Severis’a ait CVAR yani Kıbrıs Görsel Sanatlar ve Araştırma Merkezi’nin “Bunları biliyor musunuz?” yazı dizisi çerçevesinde, “Lefkoşa’nın neden 11 burcu vardı?” sorusuna yanıt aranıyor... Yazıda özetle şöyle deniliyor:
*** Kıbrıs’ın onbir idari ili olması nedeniyle Lefkoşa surlarında onbir burca sahip olması seçilmişti... Böylece yeni burçlarda başkent, illerinin sayısını öngörecekti...
*** Burç sayısındaki öncelikli simgeselliğin ardında bunun yattığı sanılıyor – burçların her biri ise, bu burçların yapımını finanse eden soylu ailelerin isimlerini taşımaktaydı.
*** Burçlar ise şöyleydi: Caraffa/Altun, Podocataro/Sazlı, Kostanza/Bayraktar, Davilla/Karaman, Tripoli/Değirmen, Rokkas/Kaytaz/(Yiğitler), Mula/Zahra, Quirini/Cephane, Barbaro/Musalla, Loredano/Cevizli, Flatro/Zeytinli.
*** BİR KİTAP...
“Büyülü Ada Masalları, raflarda...”
Türkiyeli yazar Reneta Sibel Yolak’ın yeni kitabı ‘Büyülü Ada Masalları’ satışa çıktı. Ares Kitap’tan çıkan çalışmada Türkiye’de ve dünyanın farklı yerlerinde bulunan, adalarda yaşamış ve seyahat etmiş Rum, Ermeni, Yahudi ve Türk olmak üzere 60’a yakın kişinin anıları ve tanıklıkları yer alıyor.
Yolak, kitabın adının ‘Büyülü Ada Masalları’ olmasını şu sözlerle açıklıyor.
“Bana göre; adalarda yaşadığımız her gün ve olay büyülüdür. Gerçek anılar da yıllar sonra masal olur. Denizin iyot kokusu ve esen rüzgâr, sizi yıllar sonra yaşanmış masallara yönlendirecek. Belki de denizin iyot kokusunu içinizde hissederek, ada rüzgârının o içlere huzur veren serinliğini de içinizde hissedeceksiniz.”
Kitabın arka kapağında şu ifadeler yer alıyor:
“Yıllar önce adalarda yaşayan değişik din gruplarının o yılları anlatan öyküleri ve o zamana ait bilgiler... Kitapta Yahudi, Rum, Ermeni. Müslüman yazarlar var. İstedim ki güzel bir mozaik olsun.
Bu kitaba yazı yazan sevgili yazarlar, dünyadaki çeşitli adalardaki anılarını paylaştılar.
Böylelikle gitmediğiniz, görmediğiniz adaları hayalinizde canlandırabilir ve oralara gitmiş gibi olabilirsiniz…Bu kitapla adalara bir yolculuk yapıp, püfür püfür esen rüzgârı üstünüzde hissedebilirsiniz.
Ya da yıllar önce gittiğiniz bir adadaki ilk aşkınızı hatırlayabilir veya hiç gitmediğiniz bir adaya gitmeye karar verebilirsiniz.
Bu kitabın satırlarını okuduğunuzda belki de çocukluk veya gençlik hatıralarınız gözünüzde canlanabilir ve o yıllara yeniden dönerek nostalji yaşayabilirsiniz."
RENETA SİBEL YOLAK Kimdir?
Ankara’da doğan Reneta Sibel Yolak ortaöğrenimini TED Ankara Koleji’nde, liseyi Nişantaşı Anadolu Lisesi’ni bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü’nden, sonrasında Levinski Koleji Yüksek Öğretmenlik Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek Lisansını Boğaziçi Üniversitesi Yüksek Lisans Eğitim Bilimleri, Psikolojik Rehberlik ve Danışmanlık Yüksek Lisans Bölümü’nde yaptı.
Ayrıca Boğaziçi Üniversitesi’nde Uluslararası Basın Enstitüsü’nün, Doğan Medya Grubu’nun ve Boğaziçi Üniversitesi’nin ortak olarak düzenlediği, sadece otuz seçkin basın elemanının seçildiği “Gazetecilik Hizmet İçi Semineri”ni başarıyla bitirdi.
Yurt dışında yazdığı kitaplar, akademisyen ve yazarların katıldığı bir kurul tarafından “Uluslararası Özel Yazar Ödülü”ne layık bulundu. Üniversite Gençlik Yazar Ödülleri, Milliyet Sanat Ödülleri, Kıvılcım Kamgözen, Abdi İpekçi makale yarışmasına İSKİ ve üniversiteler arası kompozisyon yarışmalarına katıldı.
Şalom gazetesinde spor, din ve gelenekler konularında öyküler yazdı, çeşitli röportajlar yaptı. BÜMED Dergisi, Genç Gelişim Dergisi, Elele, Doğan Medya Grubu, Genç Öğrenci Dergisi, Şalom gazetesi, Göztepe Kültür Dergisi’nde yazıları yayımlandı.
İsrail’de Uluslararası Özel Yazar Ödülü, Uluslararası Ladino Şiir Yarışması’nda dünya birinciliği olmak üzere ödülleri bulunan Reneta Sibel Yolak’ın yazdığı kitapları arasında, “Geçmişten Günümüze”, “Mutlu Olmanın Yolları”, “Yaşama Sanatı Kitabı”, “Masal Gibi Aşklara”, “Yaşam Mucizesi”, “Yahudi Hikâyeleri”, “Sevgi Çiçekleri”, “Ah Şu Kadınlar”, “Hayatın Kalbinde Kendini Bulmak”, “Evrensel Aydınlanma Terapisi”, “Holokost bir Avrupa Soykırımı”, “Bir Aşk Masalı”, “Nazilerin Gölgesinde Çölde Açan Çiçekler”, “Gönül Bahçesi”, “Ümit Adası”, “Dostluk Köprüsü / Öğretmen Anıları”, “Öğretmenim Canım Benim”, “Büyülü Ada Masalları” bulunuyor.
“Mutlu Olmanın Yolları” ve “Masal Gibi Aşklara” kitapları çok uzun yıllar çok satanlar listesinde yer almıştır. Pek çok yardım kuruluşunda gönüllü olarak çalışan, sekiz dil konuşan Reneta Sibel Yolak; “Boğaziçi Üniversitesi Görme Özürlüler Derneği-GETEM’de gönüllü okuyucu ve MESAM üyesidir.