Bu iş büyüyecek gibi görünüyor.

Ve İçişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun belki de “istifa”sına kadar gidecek!..

Eğitim Bakanı hesabını veremeyecek günün sonunda...

***

Üniversite öğrencilerini “yargısız infaz” ettiler, anladık.

Bakınız, birilerini “masum” ya da “suçlu” göstermeye çalışmıyorum.

Kimseyi “aklamak” ya da “mahkum etmek” gibi derdim de yok...

Çünkü bilmiyorum....

Çünkü bilmiyoruz...

Çünkü bu öğrenciler yargılanmadığı gibi “savunma hakkı” da verilmiyor!..

Avukatı, dün kapı kapı dolaştı “Resmi Gazete”ye ulaşmak için!..

Devlet Basımevi, Başbakanlık, Meclis!..

Hangi kapıya gittiyse, yüzüne kapandı.

Böyle bir demokrasi olur mu?

Kapı dışarı edilen öğrencilerin avukatı “savunma” yapmak için devletten belge alamıyor...

Nerede yaşıyoruz?

ÖĞRENCİLER KONUŞTU

Ülkeden sınır dışı edilen öğrencilere ulaştık.

Düşünsenize, hukuk öğrencisi.

Güya, bizim ülkemizde “hukuk” öğrenecek.

Mezuniyetine birkaç ders kalmış sadece, yıl bile değil. Ve üstelik, olaylar yaşanırken sınavdaymış...

Elinde “kalemle” tutuklamışlar, “pala”yla gezenler serbest kalırken.

Belki doğru söylüyor, belki yalan.

Belki de “kışkırtan, saldıran, iş karıştıran” bu grup...

Bilmiyoruz!..

Çünkü yargılamadık.

İŞ BÜYÜYOR

Şimdi, Türkiye’de de “hukuk” mücadelesi başlatacak bu öğrenciler.

Mesele, Türkiye Meclisi’ne de taşınacak...

Ve binlerce, onbinlerce “Kürt” öğrencinin, Kuzey Kıbrıs’taki üniversiteleri boykot etmesi gündeme gelecek.

Meselenin “insan hakları” boyutundaki “sakatlığa” mı yanacağız, tepki alacağımız öğrenci grubuna mı, ekonomik kayıplara mı, “demokrasi” fukaralığımıza mı?

Tüm bu gelişmelerin hesabını kim verecek Çavuşoğlu mu Dürüst mü yoksa polis komutanları mı?

Dünyaya bir kez daha rezil olacağız.

Özür dilerim ama “düşmanınız” uğraşsa, böylesi “çirkin” bir propagandayı yapamazdı...

Helal olsun, bunu da başardınız yani!

Avukat Dolmacı: “Resmi Gazete yoksa, ortada resmi bir tebliğ de yok demektir”

Sınır dışı edilen öğrencilerin aileleri adına, dava hazırlığını sürdüren Avukat Süleyman Dolmacı ile konuştum.

Kısa bir özet:

“Devlet Matbaası, Başbakanlık, Cumhuriyet Meclisi’nde çalışma yaptık.

Ancak, sınır dışı kararının yayınlandığı RESMİ GAZETE’nin tek nüshasını dahi elde etme imkanı bulamadık.

Bize yapılan izahat, RESMİ GAZETE basılırken polisin orada olduğu ve basılan tüm nüshaların alındığı yönündedir...

Bu durumda, “Resmi Gazete’de yayınlanır gerekçesi” de ortadan kalkmıştır çünkü bu gazete toplanmışsa, ortada bir tebliğ yoktur.

Bu dahi, alınan idari kararın geçerli olup olmadığının tartışılması için bir sebeptir.”

Abartma, masumlaştır !..

“Bu kadar abartmaya gerek yok” dedi, Gürdal (Hüdaoğlu) dostum, HABERDAR’daki köşesinde...

Kimi öğrencilerin üzerinde satır, pala türü “kesici aletler” bulunmasını “Korkunç” diye karşıladığımız için!

Belki, ilgili üniversitede öğretim görevlisi olmanın verdiği hassasiyetle yazmıştır.

Diyor ki,  “Polis, bir sabah Gönyeli Çemberi’nde barikat kurup, geçen tüm araçlarda arama yapsa neler bulmaz? Düne kadar araba bagajında kürek, makas ve bıçak taşımayı çok tuhaf sayanımız var mıydı?”

Eğer bir “eylem”e yol alıyorsanız ve arabanızda “satır, pala, bıçak” falan varsa, o zaman işin boyutu “korkunç”tur sevgili Gürdal.

Yani o gün okulda “arama” vardı, çünkü “eylem”e gidiyordu öğrenciler, sıradan bir “yolculuk” değildi yani.

Asıl “abartı” olayı bu kadar masumlaştırmak değil mi?

Kimin söylediğine bak !..

Eroğlu söyledi bunları:

"Ekonomik tedbir şart! Ancak tedbirler iyi düşünülerek ve iyi planlanarak alınmalı, halka iyi anlatılmalı…"

Sahi, onca tepkinin sebebi bu “Ekonomik Paket”i, Eroğlu imzalamadı mı?

Ne tavsiyesi veriyor şimdi!

İçine

Rehberler Birliği uyardı:

“Ülkeye geçiş noktalarındaki tuvalet eksikliği ciddi sıkıntılara neden oluyor...”

Öyle de...

En tepesinden “içine ediliyor” memleketin.

Turistler de, bir çaresine baksın artık!..

:(

Artık kimsenin dikkate almadığı ve “gülümsemekten” dahi vazgeçtiği “kokuşmuş” açıklama: Yeni hava yolu şirketimiz ilk fırsatta uçacak !