1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Böyle giderse… Ha koptu ha kopacak…
Böyle giderse… Ha koptu ha kopacak…

Böyle giderse… Ha koptu ha kopacak…

Sendika ve yöneticilerinin tamamıyla ve özellikle, siyasi partilerden arınmış olmaları gerekiyor… Bugün neredeyse tüm sendikaların tabanları ile ilişkilerinin çok sağlıklı olduğunu kimse söyleyemez…

A+A-

Neriman Cahit

Çok uzun süredir, beni çok rahatsız eden bir konu var.  “Siyaset vatandaştan, vatandaş da siyasetten ha koptu ha kopacak…”

Bu konu kimseyi ilgilendirmiyor gibi görünse de, ‘ağır ve acı sonucu’ gayet açık:

“Eğer bir yurttaş siyasete itibar etmemeye başlarsa, bunun faturasını eninde sonunda ‘Demokrasi’ öder…

Bu konuya nereden vardığımın altını iki örnekleme ile çizeyim: “Vatandaş seçtiğini denetlemiyor… Denetleyemiyor. O bilinç, o fırsat ve olanağa hiç kavuşmamış (bir) ülkemiz avuç içi kadar, o yüzden, basında okudukları bir yana, vatandaş kendi gözleriyle de görüp, öfkelere bürünüyor…

Milletvekillerimizin çoğu kendini vatandaşa karşı sorumlu hissetmiyor / kabul etmiyor…

Genel Başkanına karşı sorumlu hissediyor…

Böyle siyaset mi olur!!!

DOĞRU TEŞHİS

Ülkemizde, çok ciddi ve sosyal alanda sorunlarımız var ve eğer biz, teşhisi doğru koymazsak bu sorunlar azalacağına, ‘kartopu gibi’ büyüyerek sürdürecekler varlıklarını…

Halkımız, siyasi partilerimizde bir türlü istediğini – beklediğini bulamıyor. Özellikle de: Eğitim, Sağlık ve Gençlik konuları, tam bir sorunlar yumağı…

Evet, bu konularda şimdilerde olumlu gözüken çalışmalar var ama değerlendirmek için: “Teori değil, önemli olan pratiktir…”

Ve bekleyip görecek, olumlu her edimi alkışlayacağız… Yardımcı olmak için elimizden geleni ardımıza koymayacağız…

Ama aksi olursa da eleştirmekten çekinmeyeceğiz…

Aslında, bu konularda önemli olan ‘kişisel yaklaşımlar değil, Sivil Toplum Örgütleridir… Ama konumuz gereği SENDİKALARDIR, önemli olan…’

SENDİKALARIN YERİ

Öyleyse, can alıcı soruyu ekleyelim:

“Bu ortamda sendikaların yeri ne olacaktır...?  Ne olmalıdır.

Bir kere sendikaların yerinin sağlıklı olabilmesi, ülkedeki sorunların ‘aza inmesine’ bağlıdır… Bu konu başlı başına bir araştırma /inceleme konusudur… Ama şu önemli kuralı da kesinlikle göz ardı etmeyelim; Sendika ve yöneticilerinin tamamıyla ve özellikle, siyasi partilerden arınmış olmaları gerekiyor… Bugün neredeyse tüm sendikaların tabanları ile ilişkilerinin çok sağlıklı olduğunu kimse söyleyemez…

O yüzden süratle toplanıp, tabanları + vatandaşla olan yıpranmış bağlarını güçlendirmeleri gerekiyor…

Ve de: HALKI SİYASETE İTİBAR EDER DURUMA GETİRMELERİ…

Çünkü, bunlar oluşmazsa, ‘Demokrasi’ bunun faturasını sonunda ağır ödeyecektir…

***

Yeniden ve yeniden altını çizmek istiyorum:

Vatandaşa, siyasileri denetleme bilinci ve olanağı sağlanmalı… Bir ‘Okul’ gibi, bir yaygın Eğitim Programı gibi, altı çizilerek üzerinde önemle durulmalı… Şunu demek istemiyorum: Vatandaş sokaklara düşsün, bağırıp çağırsın kırıp döksün…

Yok hayır… Bu tür şeyler; disiplinsiz bir akarsu gibi, sadece tahrip eder, o kadar.

Vatandaş, seçtiğini denetlerse – Siyasiler: “Bunlar, benden hesap sorar” kuşkusunu hissederse kendine çeki düzen verir…

“BU ASLINDA, SİYASETÇİNİN DE GÖREVİ OLMALIDIR…”

Böylece, sadece kendi tabanına hizmet ve bir grubun sempatisi yerine, tüm ‘Vatandaşın’ sempati ve işbirliğini kazanır… (Hatta, işverenin, sermayenin de…)

YA VATANDAŞ – DEVLET İLİŞKİSİ…

Bir kere, ‘bizim vatandaşımız’, kendi yaşadığı onca ‘olumsuzluk, kahır ve dertten sonra…’ kendi devletine güvenemiyor. Bunun suçlusu da ‘O’ değil… O noktaya getirilmiş. Yaşadığı pek çok ‘somut olgu ile’, bu duygusu güçlendirilmiş… Onu suçlamak, kahırlandırmak, cezalandırmak yerine, yeniden, o olumlu / pozitif duygu ve güvenini kazanmasına yeniden yardımcı olmak gerek… BU ŞART…

Bir de programlar çok önemli: Reklam gayesinin önüne geçemiyor, tam uygulanamıyorlar…

Bu sorunlar ise ne dıştan adam getirmekle ne de üstten emirle çözülemez… Şimdiye kadar çözülemediği gibi…

***

Bu sorunlar – sağıyla – soluyla – tümüyle bizim sorunlarımız… Ve ancak, biz çözebiliriz… Sağıyla soluyla hepimiz…

Ama sağda da solda da, o kadar çok bölük ve pörçüklük var ki… Sağın da solun da birbirlerine hiçbir sempatisi yok… Kendi yandaşlarına yok! Acı olan da bu… Gerçeğe bakarsanız: Büyük bölümü de aydın, akıllı ve deneyimli!!! Hepsi:

Benim – Bizim dediğimiz olacak havasında…

***

Sonunda olan halka oluyor…

Sağda, ağırlıklı olarak bir de ‘Lider’ sultası var… Ama, orada işler daha da kötü…

***

Belli ki ‘vatandaş’ siyasetten kopuk olduğu sürece bu böyle sürecek… Ve…

Olan ise yine halka olacak…

 


 

ÖĞRETMENİM…

Öğretmenim,

Seninle çiçeğe duracak yüreğim

Bir sözcük

Bir cümle

B ir cümle daha…

 

Bu ne kocaman dünya

Bu ne büyük evren

Öğret bana öğretmenim…

Bir damla

Bir deniz

Bir okyanus daha…

 

Bu güzel yurt benim…

Bu dağlar, bu ovalar

Sahip çıkıp yeşertmeli…

Bir tohum

Bir tohum

Bin tohum daha…

 

 Öğretmenim,

Sevgili öğretmenim

Bu yol uzun

Bu yol uygarlık yolu

Tut elimden… tut yüreğimden…

Bir yürek

Bin yürek

Bin sevgi sana… Öğretmenim…

Canım benim…

 

Neriman CAHİT

Bu haber toplam 1664 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 380 Sayısı

Adres Kıbrıs 380 Sayısı