Böyle düzensiz, böyle kuralsız, karmaşık bir “devlet” olduğu sürece bu memleket gençlerini toprağa vermeye devam edecek…
Asya Rıdvanoğlu'nun acısı hala yüreğimizde…
4 öğretim görevlisinin keza öyle…
Ve diğerlerinin.
Hepsi canımızdı, arkadaşımız…
“Trafik”…
Tam bir keşmekeş…
Güya “tek bakanlıkta” topladılar, ne oldu?
“Bayındırlık” Bakanı'nın boy boy haberleri geliyor TAK'tan…
Şurayı ziyaret etti, burayı ziyaret etti.
Bakıyorum, gözle görünür basit yöntemlerle çözülecek sorunlar var trafikte.
Kimse çözmüyor, el atmıyor.
Sadece basına çıkma telaşı, medyatik görünme havası, vesaire…
Kim bakıyor trafiğe?
Belli değil.
Anayollarda bir bölüm çelik bariyerli mesela, devam ediyorsunuz, bariyer bitiyor!
Neden, devamı yok?
Kimse bilmiyor.
Trafik ışıkları bir başka alem zaten.
Kuru ot deryasından bahsetmeme gerek var mı?
Anayollara bağlanan kaçak tali yol sayısı kaç, sahi?
Ve dahası…
Hepsini bire bir yaşıyorsunuz, biliyorsunuz.
Tam bir keşmekeş…
Sahipsiz…

 
Trafik yetmezmiş gibi uyuşturucu denen illet de ensemizde.
Aileler gizli tutmaya çalışsa da durum tahmin edilenden kötü.
Raporlar, baskınlar, denetimler…
Hepsi fasa fiso!..
Sonuca bakarım ben, sonuca…
Dün bir genç aracında baygın bulundu.
Hastanede öldü.
Bu bela gencecik bir bedeni daha aldı aramızdan.
Acıların en büyüğünü yaşıyor şimdi ailesi.
En büyüğünü.
Peki “polis” denen teşkilat ne yapıyor?
1 gram, 2 gram yakalayıp hapse tıkıyor.
Satıcılar?
Onlar yok?
“Büyük patronlar” nerede?

Kayıp?
3-5 genci bulmuşsunuz elinize göre, tıkın hapishane koğuşlarına, tıkın bakalım.
Böyle mi çözeceğiz sorunlarımızı biz?
Böyle?

***

Askerliğe ne demeli…
Güya “disiplin” şampiyonu asker…
İki günde 2 çocuk öldü askerde.
2 çocuk!
“Çocuk” diyorum çünkü komutanları her ne kadar kamuflaj gölgesinde “disiplin” adı altında ezmeye kalkışsa da,  çocuktu onlar, çocuk...
Yaşlarıyla, bedenleriyle birer çocuk…
Sapa sağlam girdiler kışlaya, bölüğe, tabura…
Ailelerine cesetleri teslim edildi.
Düşünebiliyor musunuz?
Neden öldü bu çocuklar?
Kim hesap verecek şimdi?
Yok mu bir hesap mekanizması koskoca askerde?
Seferberliğe gitmesem “Askeri Mahkeme” denen despotizm yuvası beni yargılamayacak mı?
Peki bu “mahkeme” ölümleri soruşturmuyor mu?  
Neden? GKK komutanı açıklama yapacak mı mesela? Evladınızın canını koruyamadık diyecek mi? Ne diyecek?
“Vatan sağ olsun” mu diyecek komutan?
Kusura bakma paşam, böyle vatan sağ olmasın.
Böyle vatan kör olsun, lanet olsun!
Böyle vatan eksik olsun...
Evlatlarının canına kasteden, onları ölüme iten vatan ancak  “lanet” olur, kör olur…
‘Sağ’ olmaz, ‘sağ’ kalmaz…  Zaten ‘sağ’ bırakmaz...