1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Bozkurt işareti ve milli futbol meselesi!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Bozkurt işareti ve milli futbol meselesi!

A+A-

Milli forma ve milliyetçilik!

Hatırlayalım!

Türkiye Milli Futbol Takımı’nda oynayan “farklı renkteki” ilk futbolcu Aurelio’ydu!

-*-*-

2006 yılında Türk vatandaşlığına geçen ve Mehmet Aurelio adını alan Brezilyalı Marco Aurélio Brito dos Prazeres, teknik direktör Fatih Terim tarafından Lüksemburg ile oynanacak hazırlık maçı kadrosuna çağrılarak bir ilki gerçekleştirmişti...

-*-*-

Türkiye Kadın Voleybol Milli Takımı’nın en önemli oyuncularından biri Kübalı Melissa Vargas’tır!

-*-*-

Erkek Voleybol Milli Takımı ve Erkek Basketbol Milli Takımı’nda da “sonradan Türkiye vatandaşı olmuş” oyuncular olduğunu izliyoruz...

-*-*-

Türkiye, eski doğu bloku ülkeleri ve Asya ülkeleri; göçmen toplumların evlatlarını henüz milli takımlarında “çok yoğun” bir şekilde bulundurmuyor...

Mesela Japonya’da da tek bir “siyah” milli futbolcu bilirim! O kadar!

Sırbistan’da hiç yoktur!

-*-*-

Batı Avrupa ve bazı Kuzey Avrupa ülkeleri artık tamamen değişti!

“Milli” derken, örneğin takımdaki tüm oyuncular “Türk” ya da “Türk kökenli” değil; Türkiyeli!

Bilmem anlatabildim mi?

-*-*-

Örnek Hollanda!

Örnek Fransa!

Örnek Belçika!

Hatta Almanya!

Hatta ve hatta son yıllarda artan bir şekilde İspanya ve İtalya!

İsviçre, Avusturya da öyle!

-*-*-

Genelde spor, özelde futbol artık “milli” seviyede “Bozkurt” işareti değildir!

Bilmem bu cümle yeterince açıklayıcı mı?

-*-*-

Futboldaki başarıdan milli heyecan yaşamak, Türkiye’nin başarısıyla gurur duymak başkadır; “bozkurt” işaretinin anlamı bambaşkadır!

Derin siyaset, acayip ırkçılık içermektedir!

-*-*-

Efendim, dün mesela Hürriyet gazetesinde gördüm; başka ülkelerin futbolcularının da benzer hareketler yaptıkları ama ceza almadıkları iddia ediliyordu!

İyi güzel ama siz de Türkiye’de Kürt sporculara, havaya en küçük parmaklarını kaldırsalar, kükremiyor musunuz?

Yani iki yüzlü olmamak lazım!

-*-*-

Alman takımı İspanya’ya 2-1 yenilerek elendi...

Son yılların en nefes kesen maçıydı diye düşünüyorum...

Almanların yıldızları “Alman” mı?

İspanyolların yıldızları İspanyol mu?

-*-*-

Portekiz’i penaltılarla eleyen Fransa’da; bugün yapılacak genel seçimleri çok büyük olasılıkla ırkçı – faşist Ulusal birlik kazanacak ama Fransa’nın beş penaltısını gole çevirenler arasındaki Bradley Barcola,  Jules Kounde, Youssof Fofana, Ousmane Dembele “saf kan Fransız” mıdır?

Kaleci Mike Maignan?

Takımın Kaptanı Kylian Mbappe?

-*-*-

Efendim, Merih Demiral, siyasilerin müdahalesi nedeniyle iki maç ceza aldı!

Efendim, yaptığı işaret çok masumdu!

Efendim, oydu, buydu!

Başkaları yapıyordu ama onlar ceza almıyordu!

Bu iddiaların hepsi ve benzerleri doğru olsa bile; o işareti, o maç sırasında ya da sonunda yapıyor olmasının zararını bir tek Türkiye futbolu görmüştür!

-*-*-

Türkiye, bir maçta (Avusturya maçı) tüm zamanların en iyi performansına sahip futbolcusundan yoksun olarak Hollanda karşısına çıkmak zorunda kalmıştır ama Türk milliyetçiliği kan kazanmıştır!

Olaya bu “sersem salak” açıdan bakıyorsanız, ne mutlu size!

İyi Pazarlar…

-*-*-

Bu satırları, dünkü iki çeyrek final maçı oynanmadan önce yazdım…

Umarım İngiltere ve Türkiye tur atlamıştır!

“Irksal bağla, etnik kanla değil”; çok sevdiğim için seviyorum!

Zaten “milli takımlarda oynatmak için”, etnik kan, ırksal bağ arayacaksak… DNA testleri yapmamız, genetik bilmi desteğiyle takım kurmamız gerekebilir ki inanın, tek bir İngiliz ya da İsvirçeli ve de Fransız hatta Türk, zor bulacaksınız!

-*-*-

Türkiye!

Tüm Türkiye vatandaşlarının takımıdır!

Sadece bozkurt işareti yapanların değil…

Keşke Merih Demiral ve mesela Ferdi Kadıoğlu ya da Kenan Yıldız’ın yanında Deniz Naki de olsaydı!

Anladınız ne demek istediğimi!

-*-*-

Neyse!

Eller havaya!

Bozkurt işaretinizi yapın; bakın, Fransa’da sizden nefret eden ama ne acayip bir şeyse; “kardeşiniz sayıp” seçim kazanıyor olmasına “gizli gizli” sevindiğiniz insan görünümlü insanlık düşmanlarıyla mutlu olun!

-*-*-

Kısacası; İspanyol faşist diktatör Francisco Franco’nun bu konudaki 1930 model kafa yapısından; Apoel’in 1955 model inancından falan uzaklaşalım diyecektim!


Hepsi da milliyetçi be gardaş!

Çözüm olmasın diye her kılığa giren, masaya oturmamak için ne gerekirse yapan, tek bir tutarlı siyasi duruşu olmayanlar...

-*-*-

Adı tüm rüşvet olaylarında; komisyon işlerinde geçenler...

-*-*-

Sahte diplomacılar...

Alanlar da verenler de...

-*-*-

Rüşvet aldığı iddia edilen müdürler...

-*-*-

Adalet kapısında, 90 yaşındaki bir doktordan, eski başbakanlardan, eski meclis başkanından – herkesten ayrıcalıklı davranılan kadın kolları başkanı...

-*-*-

Dikkat edin!

Açıklamalarını, sosyal medya paylaşımlarını takip edin; bol bol Türk Bayrağı, vatan, millet nutuklarına tanık olacaksınız!

-*-*-

KKTC’de, milliyetçiliğin geldiği nokta budur!

KKTC’de milliyetçilik, ülkeyi dolandırmak, halkı soymak, rüşvet almak, komisyon yemektir!

Tabii ki anavatanımızla birlikte!

-*-*-

Kıbrıslı da der; “hepsi da milliyetçi be gardaş!”

Vay yavolle vay!


İngiltere’nin yeni Başbakanı Keir Starmer İşçi Partili 22 milletvekili ve lordu, yeni kabinesine yerleştirdi... Kabinenin yarısı kadın... Biri Asyalı, biri Afrikalı...  Bizi en çok ilgilendiren mi? Garantör İngiltere’nin Kıbrıs’a bakışı! Değişir mi? Hiç değişmedi ki!

s-022.jpg

Bu yazı toplam 2558 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar