1. YAZARLAR

  2. Eralp Adanır

  3. BRT ‘ALLEM GALLEM’ yolunda...
Eralp Adanır

Eralp Adanır

BRT ‘ALLEM GALLEM’ yolunda...

A+A-

Sosyal paylaşım sitelerindeki tartışmalar artık neredeyse sorunlu mekanlarda tartışılması yerine, yeni ve kamuya açık şekilde söz konusu sitelerin tartışılır mekanı olmuştur. Elbette şeffaflık; bugüne kadar kapalı kapılar ardında oynanan oyunların, sağlanan kişisel rantların mekanı olmuş bu ülke “demokrasisinde”, özlenen ve aranan bir gerçekliktir. Bundan dolayıdır ki “şeffaf tartışmalardan” çıkan her bilgiyi neredeyse “doğru-yanıltılmamış-abartılmamış” olarak algılama eyilimimiz vardır.

Daha önceki BRT yazımda dikkati çekmeye çalıştığım “son noktanın” ne olduğu konusu gözden kaçırılmakta.
BRT’nin kendi içindeki kişisel tartışmalar ve bölünmeler-kutuplaşmalar konusundaki yaşananları özellikle sosyal medyadaki paylaşımlardan herkes anlayabiliyor.

Bugünden itibaren “BRT’de şu kadar yıldır çalışıyorum” dememeye karar verdim. Çünkü böylesi “yıllar”a bakıldığında çalışan da çalışmayan da, daireye uğramadan ya da fırsat buldukça gelip sonra maaşcığını cebe indirenlerle; bu halkın vergilerinden kesilen parayı-maaşı işleyerek hakkıyla alanları aynı kefeye koymaktır. Ve bu dairede işlemeden, hak etmeden maaş almanın nasıl kanıksandığını, aylarca ortadan kaybolup kimsenin kendisine soru sual etmediğini de bazıları düşünmeli. Ama ne yazık ki kimse de oturup; “ben bu maaşı hak ediyor muyum?” diye düşünmüyor. “Devlet deniz, yemeyen domuz...”

BRT 600 kişiyi aştı diyorlar...Doğrudur ve fazladır.
Ama bunun suçlusu bu rakamı oluşturan insanlar mı?
“sosyal devlet” diye kendine anayasada yer buluyorsan eğer, o zaman her vatandaşın iş-aş-eğitim-sağlık vb. gibi insani-vatandaşlık haklarının var olduğu da bir gerçektir. Oy uğruna insanların iş-yaşam haklarını bir silah gibi kullanıp kendilerini yıllar içerisinde BRT ve BRT gibi kurumlara yığan hükümetlerin sorumluluğudur böylesi yığılma, oraya yığılanların değil. BRT 600 kişi diyoruz da; iki TV kanalındaki TV programcı sayısı kaçtır biliyor musunuz? 40’ı geçmez. Bunların da sadece 5’i kadrolu. Hani söylenir ve örneklenir ya; NTV’de-ATV’de 50 kişi çalışıyor diye, BRT’nin iki tv  kanalında program yapımcıları ve haber bölümünü de kattığımızda toplamda inanın ki 70’i geçmez üretimi yapan. Bu rakama Montajdaki çalışanıyla, stüdyo kameramanlarıyla reji masasındaki arkadaşlarla hesaplasanız, “prodüksiyon” yapan bu iki kanalın personeli, evet... 100’ü geçmez. Ve unutulmasın ki Türkiye kanallarından verilen örneklerde kendi yapımları-prodüksiyonları yok denecek kadar azdır. Genelde dışarıdaki prodüksiyon şirketlerine yaptırılıyor. Bu nokta da her zaman gözden kaçırılan bir konu ya da bilerek yapılıyor. Sanki 600 kişi program yapıyor da iki kanalımızda 600 kişilik yayın yok diye eleştiriliyor, algılattırılıyor. 5 radyo kanalındaki programcılar-teknik elemanlar ayrı. Ha kalite mi diyorsunuz? Onu kurum kendi içerisinde çözer ve çözmelidir.

Hani deniyor ya bu kadar kişi-programcı popolarını besliyor diye, işte 600 kişiden sadece Tv Programcısının (Haberler dahil) 70’i geçmeyen sayısıyla her iki kanal için ürettikeriydi bugüne kadar yansıyan.
Yani 2013 yılndan öncesine dönersek bu kanallarımız hiç mi izlenmiyordu?

Hiç mi izleyici kitlesi yoktu? 

Yıllardır aramızdan emekliye ayrılmış olanlar da dahil, BRT ekranlarında dişini tırnağına takıp sırasında yoktan var eden bu insanlarımıza “oturup da popolarını büyütsünler” demek tek kelimeyle vicdansızlık ve ayıp olur kanımca.

Evet her kurumda olduğu gibi; kimisi işinin-mesleğinin aşığı olur kimisi sadece memur olur. BRT de aynıdır. Memur olanlarla, mesleğini (ne olursa olsun) seven ve çabalayan insanlar da vardır bu BRT’de. Ve böylesi insanlar da yıllardır bu kurumda yer alıyor.

Bence BRT’nin fitili ateşlendi. Zaten bu fitil daha önceki hükümetler tarafından imzalanan pakette vardı. Şimdi maalesef kaos zamanı. Her zaman uygulanan yıpratma ve parçalama yöntemiyle; kadrolularla-sözleşmeliler, sözleşmelilerle-kaşiyeliler, televizyoncularla-radyocular, rota çalışanlarla-mesaiciler birbirlerine düşürülecek.
Yıllardır özel işçiklerini birinci sırada tutanlarla-her daim kurumda çalışanlar da birbirine düşecek.
Ve herkes kendini haklı görecek.
Çünkü haksızlıklar bile artık öyle bir kanıksanır oldu ki, zamanında daireye uğramadan maaş alanlar bile bunu “hak” olarak görebilmektedir.

BRT’de iç barış sağlanamazsa bunun sonuçlarından sadece BRT çalışanlarının etkileneceği sanılmasın.
Kapı kapamaca bu toplumun her değerini-varlığını-kurumlarını birilerine devrettiğimiz, peşkeş çektiğimiz gibi, BRT de birgün TRT’nin Kıbrıs şubesi olursa şaşmayınız.
İşte o zamam bu toplum bir parmağını ısırdığında on’u birden ağrıyacak.

Bu yazı toplam 4953 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar