Erdinç Gündüz

Erdinç Gündüz

BRT-Terfiler

A+A-

Nihayet.... 25 yıl sonra BRT Kurumumuzda, terfi mekanizması çalıştırılmış.  ‘Geç olsun güç olmasın’ diyeceğim geliyor ama, açıkçası, diyemiyorum. Çünkü yönetimde,  son derece sıkıntılı bir eylem yürütüldüğünü çok iyi bilenlerdenim. 25 yıldır biriken bir karmaşayı ortadan kaldırmak, nerdeyse bir mucize yaratmak gibi birşey...

brtk.jpg

Düşünsenize....

Bilmem kaç yıldır, işler, bilmem hangi kademede olan ya da geçici statüdeki personelle yürütülmeye çalışılmış... Üçüncü veya ikinci derecede çakılıp kalmış personele terfi verilmemiş ama sorumluk yüklenmiş... Bu traji-komik durumda, bazıları, herşeye karşın birşeyler yapmaya çalışmış, bazıları ise umutlarını tamamen yitirmiş olarak, bir kenara çekilmiş, oturmuş... Terfi mekanizması çalıştırılmadığından,  (yeni) ‘kadrolama’ olanaksız hale gelmiş.  Uydurma isimlerle Kurum, ‘Geçici’ personelle doldurulmuş... Siyasilerimiz, yan gelip yatmış ama iş torpille adam istihdam etmeye gelince hepsi elinden geleni (!!!) yapmış... Bol bol sözler verilmiş ama sözünün arkasında duran çıkmamış....  Yara, büyüdükçe büyümüş hatta kangren olmuş... v.s. v.s. v.s.

***

Bir süre önce terfi mekanizması nihayet çalıştırılmaya başlanmış. Tamamlandı mı ? Bilmiyorum. Bildiğim,  (ve herhalde) bu noktadan sonra da boşalan veya boşalacak ,  alt kademelere kadrolamalar yapılmaya başlanacağı.  Bu aşamada da yöneticilerin başlarının hayli ağrıyacağı kesin. Ama sonuç olarak, bu büyük yaranın kapatılması için bir yerden başlanması gerektiğiydi.

***

Umarım BRT Kurumu’muzda, bu atılımla herşey yeniden rayına oturur...

Umarım, boş oturup maaş alanlar ve hatta, gitmeye gitmeye Kurum binasının nerede olduğunu bile unutanlar yeniden görev başı yaparlar...

Umarım, küskünleri yeniden kazanmanın yolu bulunur...

Umarım BRT Kurumu’muz, siyasilerin ‘oyuncak’ yeri olmaktan kurtulur...

Umarım BRT Kurumu’muz, layık olduğu şekilde, bir ‘örnek’ kuruluş olarak,  görevini en iyi şekilde yapar...


Ve gerçekleşti

cso-sila4.jpg

Genel istek üzerine yinelenen Sıla 4-CSO Konseri geçtiğimiz Cuma gecesi  Girne Amfi Tiyatro’da gerçekleşti.  Ülkedeki yoğun festivaller, konserler furyasına rağmen bu konserimiz de halkımızın  (çok ilginçtir ama Basınımız dışında) büyük hatta olağandışı bile denilebilecek ilgisi ile karşılandı.   Hem de yedi yaşından yetmiş yaşına kadar herkesin ilgisiydi bu. İçten teşekkürler. Mutluyuz, gururluyuz...

Cumhurbaşkanımız “Hayır son olamaz...” diyor hala ama belki de bu son sahne çalışmamız olmuştur.  Müziği bırakmam olası değil ama sahne çalışmaları için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.  Her zaman bir ‘nokta’ koymak zamanı gelir ve konmalıdır diye düşünenlerdenim.

***

Nereden nereye ? 

Bir zamanlar,

(Bizim zamanımızda) Uydurma bir mikrofonla, uydurma amplifier’larla birşeyler yapmaya çalışırdık... Kopan gitar telinin yerine koyacak yedek telimiz yoktu...Paslanmış tellerle parmaklarımızı parçalayarak birşeyler yapmaya çalışırdık... Bırakın başka enstrümanları, ülkenin bütünündeki gitarist-baterist sayısı iki elin parmak sayısını geçmezdi...

Ama  tüm yokluklara karşın (en önemlisi), bir idealimiz vardı.

Ve işte idealimizi gerçekleştirmiş olmanın mutluluğu içindeyiz bizler.  Geçmişte yaşadığımız zorlukları unutmadan ama gelişmeleri de mutluluk ve gururla yaşayarak ve izleyerek.

***

Bir ‘İdeal’imiz gerçekleşti CSO eşliğinde verdiğimiz konserlerde. Açıkçası çok tereddütlüydüm. 45-50 yaşındaki şarkılarımız hala dillerdeydi, bu bir gerçekti ama  insanlarımız bizim şarkılarımızı farklı bir sound’la dinlemeye alışmıştı. Bir Senfoni anlayışı  nasıl karşılanacaktı ? Yanılmışım ? Yahut, tereddütlerimde haksızmışım. İnsanlarımız bunu da kabul etmeye hazırmış meğerse.

Bunu yaşadık işte CSO eşliğinde verdiğimiz konserlerde.

Tekrarlıyorum.... Son derece mutluyuz ve  ‘Herşey bu vatan ve insanımız için’ idealimiz için desteğini  bunca yıldır hiç esirgemeyen halkımıza sonsuz minnet ve teşekkürlerimi iletiyorum. Sağolun, varolun.


Sokak Ağzı

“Çözüm istemiyorlar bu açık ve net. Ne istediklerini hiç saklanmadan açık açık söyleseler de halkımız da öğrense ya...”

***

“Maraşı açmaya kararlı görünüyorlar. Oteller, dükkanlar, evler, apartmanlar için kimlere sözler verdiler en çok bunu merak ediyorum ben. Yoksa, topyekün herşey, malın sahibi (!!!) Vakıflar’a mı verilecek ?”

***

“Gençliğimde Girne’ye aşıktım. Her fırsatta giderdim. Şimdi her gittiğimde ağlamak gelir içimden.  Gelişigüzel dikilen apartmanlardan denizi bile görmek mümkün olmuyor artık. ”

***

“Anastasiadis, çözüm olmadan da yüzde 30 pay verelim dedi... Şimdi buna da mı hayır diyeceğiz ?”

***

“Anastasiadis’in yüzden otuzunun yüzde kaçı Türkiyenin ?”

***

“Madem söyleyecek birşeyiniz yoktu neden toplantı yaptınız ? Dostlar alış verişte görsün diye mi ?”

***

“Son konserinize de geldim.  Çok ama çok sevdim. Ama Basınımızın ilgisizliği dikkatimi çekti. Ama haklıydılar. Türkiyeden gelenler varken onlar için  Sıla 4’ün ne önemi olacaktı ki ???”

 

Anlayana

İdealler yıldızlar gibidir, onları tutmak mümkün olmaz, ama karanlık gecelerde yolumuza onlar rehberlik ederler. (Fransız Atasözü)

Bu yazı toplam 3813 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar