Yazıyı Atina’dan yazıyorum...
Bir saat 45 dakikada, Larnaka’dan Atina’ya uçtuk...
Kuzey Lefkoşa’dan Larnaka’ya gelişimiz de trafikten dolayı hemen hemen aynı süreyi tuttu...
Larnaka’dan uçacak olanlara naçizane bir tavsiye, uçuş saatiniz eğer mesai saatlerine denk gelen saatlerdeyse, aman yola erken çıkın ve geciktik diye strese girmeyin...

-*-*-

Evet, Brüksel yolundayız...
İlk gün Brüksel’e gideceğiz, 3’üncü gün de geri Larnaka’ya oradan da KKTC ülkesine...

-*-*-

Gördüklerimizi, notlarımızı da sizlerle paylaşacağız...
Lefkoşa’da sabahın 06.50’si...
Polis ya da muhaceret kulüblerinden önce sol tarafta bir büfe var...
Ülkenin en ucuz büfesi...
Kahve ve çay 10 TL...
Pastırmalı tost 60 TL...

-*-*-

Güney’de çalışan işçiler sabah kahvesi yudumluyor...
Aralarında tost yiyen de var...
Şakalaşmalar yüzde 100 Kıbrıslı!
Bir tek burada tamamı Kıbrıslı insanlar görürsünüz!
Bunu yazmak da aslında ırkçılık; başkalarının aynı “çalışma şansına sahip olmaması” da bir başka ırkçılık!

-*-*-

Neyse!
Sohbetler “Kıbrıslı” demiştik ya!
Mesela, “kim kimi dolandırdı?” muhabbeti!
Kahkahalarla!
Ve balık!
Gavvole gene yilo çektim!
Ama yilo da büyük!
Rumlar, yiloya bayılıyor!
Yilo mu?
Bir balık cinsi canım!

-*-*-

Öteki sorgoza hazırlanıyor!
Hafta sonu gidecek!
“Benim gardaş geçen hafta bir zargana yakaladı!”...
Yakalayan kardeş elini de zarganın ağzına sokmuş!
Ve balığın dişler de keskin!

-*-*-

Bir de askerlik anıları!
Kıbrıslı’nın eskiden kalma ortak anıları arasında askerlik anıları da cidid yer tutuyor!
Birlikte askerlik yaptığımız bir arkadaşı görüyorum!
“Komutanım gidelim bir gün Galini’ye” diyor!
Gülümsüyoruz, çünkü KKTC’nin Cumhurbaşkanı Galini’nin nerede olduğunu bilmiyor!
Tabii ki ayıp değil!
Bence Bakanlar Kurulu’nun çoğunluğu da bilmiyor!

-*-*-

Derken, geçenleri izliyorum...
Bizden Güney’e geçen “çoğunlukla” iki tip insan var...
Kılık ve kıyafetten anladığım kadarıyla “inşaat işçileri” ve “mağaza tezgahtarları”...
Çoğunluk bunlar!
Güney’den bize doğru gelenlerin tamamı ise “benzin alıcısı”...
Şu anda Güney’deki benzinin litre fiyatı 3 birimse, bizde 2 birim!

-*-*-

Ve bizim Larnaka Havaalanı’na geldiğimiz saatlerde, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanımızın, KKTC basınına yeni Ercan’ı gezdireceği bilgisini alıyorum...
Şu andaki Larnaka ile şu andaki Ercan arasında, 48 senelik gelişmişlik farkı olduğu açık!

-*-*-

Işıkları, tuvaletleri, girişi, çıkışı, oto parkı, yolları...
Kıyas kabul etmiyor!
Hamasetle de bu iş olmuyor!

-*-*-

Şimdi yeni Ercan öyle muhteşem böyle muhteşem diye övünebilirsiniz ama “yolcu gelmeyecekse”, veya “uluslararası uçuşlara açılmayacaksa” neye yarayacak?
Haaa, umarım Ercan, Larnaka’ya fark atar!
Hem kalitede, hem yolcu sayısında!
Ama hamasetle olur mu bu işler bilemiyorum!

-*-*-

KKTC’nin milli bekası, ekonomik beka kadar önemli olmamalı ki, Ercan’ı uluslararası uçuşlara açmak için kimse kılını kıpırdatmıyor!
Hep hamaset hep hamaset!

-*-*-

Ve Atina!
Evangelos Venizelos... 
Havaalanının adı bu...
Tıklım tıklım dolu...
Ne kadar benziyoruz, burada da görevliler “soğuk ve kaba”...
Kalabalıktan usanmış olabilirler!
Belki maaşlarından memnun değiller ama “Avrpalı kibarlığı” yok!
Veya belki de bizim kültürümüz böyle!
Lütfensiz ve teşekkürsüz konuşuyoruz, ondan olabilir!
Oysa hiç zor değil!
Lütfen, teşekkürler!
Baragalo, afgaristo!

-*-*-

Haaa dikkatimi çeken bir konu daha mı?
Egean Airlines ile uçuyoruz...
Uçakta “Blue” adlı dergi var...
İngilizce – Elence...
Ve belki de derginin 20 sayfası, İzmir’i tanıtıyor...
İzmir ve civarının ne kadar güzel olduğu, Egean yolcularına anlatılıyor...
Urla’sından Karşıyaka’sına...
Resotranlarının kalitesi falan... 

-*-*-

Anlayacağınız, Tayyip Erdoğan, büyük olasılıkla seçim kahramanlığı adına gerginlik havasında rüzgara kapılmış olabilir ama iki ülke arasında ilişkiler gıcır!

-*-*-

Evet, üç gün süreyle bu yolculukta gördüklerimi, işittiklerimi sizlerle paylaşmaya çalışacağım... 
Ve Pazartesi’ne kadar ekranda da olmayacağım...
Atina’dan kucak dolusu selamlar...
 

Atina Havaalanı... 2 Kasım 2022...