1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Bu ada kendi gençleriyle güzel
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Bu ada kendi gençleriyle güzel

A+A-

 

“Adaya dönmeyeceğiz” diye bir başlık vardı.
Liseli gençlerle konuşarak, özel bir dosya hazırlamıştık.
Okudum.
18 öğrencinin görüşleri var, sanırım biri hariç tamamı yurt dışında eğitim almak ve orada kalmak istiyor.
“Adaya geri dönmeyi düşünmüyoruz” diyor, öğrencilerin çoğunluğu...
Öyle büyük laflar da etmiyorlar, “burada en sıradan hizmetleri dahi alamıyoruz” diyorlar.
Çok etkilendim.
Üzüldüm, gerildim, gece boyunca yutkundum durdum.
Seneye yurt dışında eğitim planları yapan bir oğlum var ve bu ülkeyi, kendi evlatlarıyla sevdim.

*  *  *

Yazı işlerinin akşam toplantısında editör arkadaşlarıma “Bu başlık çok olumsuz” dedim.
İçeriğe baktığınız zaman tercihlerinde çok haksız sayılmazlardı.
Yine de “Liseli öğrenciler yurt dışı hayali kuruyor” gibi bir başlıkla haberi yumuşattık.
Keşke hayatı iyileştirmek başlık ya da manşet seçmek kadar kolay olabilseydi.
Biz bir başlığı değiştiğimiz zaman hayat da değişseydi.

*  *  *

Başbakan Tufan Erhürman, kimi özel görüşmelerimizde hep şunu söyler: “Bu ülke insanına umutsuzluk yayanlara sempati duymam mümkün değildir.”
Bu tavrı samimi, duyarlı ve yurtseverdir.
Çünkü ülkeyi dönüştürme iddiasındaki bir siyasi hareketin lideri, umudu güçlü tutmalıdır.
Planlı, dürüst, adil ve eşitlikçi bir yönetim anlayışı elbette hepimizi bugünden daha iyiye taşıyabilir.
Peki o “daha iyi”nin sınırı nedir?
Bence çözümdür.
Özlü barıştır.
Tek bir Kıbrıs’tır.

*  *  *

Bir memleketin çocukları “gelecek” için başka diyarlara göçmeyi düşlüyorsa, okyanuslara akmak istiyorsa çocuklarımız, durmaksızın yıkandığımız su artık bulanıksa, dibine kadar puslanmışsa yarınlar, kimi gerçekleri görmek ve anlamak gerekiyor.

*  *  *

Son dönemlerde “çözümsüzlük şartlarında” diye bir tanım fazlaca ortalıkta gezinir oldu.
Gençlik için en önemli “ışıksızlık” bu sanırım.
Çünkü yıllardır hepimizi adada tutan “çözüm umudu” olmuştur.
Çözümsüzlük şartlarında KKTC’ye sarılma alıştırmaları göçü körükler.
“KKTC” bugünden daha iyi olabilir ama yetmez.

*  *  *

Gençleri bu adada tutmak istiyorsak çözüm umudunu canlı tutmalıyız.
Yoksa yeni kuşaklar “KKTC” masalları ile uyutulamayacak kadar dünyaya açıktır.

*  *  *

Dünyada Birleşmiş Milletler üyesi olmayan, Güvenlik Konseyi’nce kınanmış, başkasının toprağına kurulmuş, ordusu ve merkez bankası başka devletçe yönetilen, Avrupa’dan tek bir uçağın dahi doğrudan uçuş yapamadığı, uluslararası büyük organizasyonların tümünün dışında kalmış, tanınmamış ve yine de “gelişmiş” hangi ülke vardır?
Samimiyetle soruyorum.
Var mıdır, varsa kaç ülke vardır böyle ve kaç genç, bu şartlarda bir gelecek ister?

*  *  *

Gençler yaşadıkları topraklarda kendilerine “umut” görmelidir.
O umut dünyaya bağlanmaktır, dünyanın çok gerisinde bir medeniyete ve demokrasiye değil!

Bu yazı toplam 2007 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar