Bu adaylık siyasi işbirliği yapılabileceğinin kanıtı: "Bu memleket bizim, birlikte yöneteceğiz"
AKEL-Sol-Yeni Güçler Avrupa Parlamentosu adaylarının sunumu geçtiğimiz akşam ara bölgede gerçekleştirildi.
Avrupa Parlamentosu milletvekili adayı Prof. Dr. Niyazi Kızılyürek, birbirlerinden beslenen düşmanlık ideolojilerinin otuz yıldan beri toplumları birbirlerinden uzaklaştırırken gerici ve barış karşıtı kesimleri güçlendirdiğini belirtti. Kızılyürek, “şovenistler arası kısır yarışmanın karşısına çıkmak sadece bir topluma karşı duyarlı davranmakla mümkün değildir. Gerçek anti-şoven başkaldırı Kıbrıs’ın bütün insanlarına karşı sorumlu ve duyarlı olmayı gerektiriyor” dedi. AKEL-Sol-Yeni Güçler Avrupa Parlamentosu adaylarının sunumu geçtiğimiz akşam ara bölgede gerçekleştirildi. 26 Mayıs’ta gerçekleştirilecek seçime AKEL listesinden aday olan altı milletvekili adayının tanıtıldığı etkinlikte AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu da önemli açıklamalarda bulundu. Kiprianu yaptığı konuşmada Avrupa’da hortlayan faşizme karşı Kıbrıslılar olarak Avrupa’nın geleceğini halkların dayanışması ve emekçilerin kazanımları üzerine inşa edeceklerini söyledi. Adaylar arasında Kıbrıslı Türk birinin olmasının şaşılacak bir şey olmaması gerektiğini, iki tolumun milliyetçilerinin yıllarca Kıbrıslıların ortak yanlarını öldürmeye çalıştığını, bölünmüşlüğü kalıcılaştırmayı hedeflediklerini, buna izin vermeyeceklerini söyledi. “Kıbrıs’ı birlikte yöneteceğiz” diyen Kiprianu, siyasi eşitliği kabul etmekte zorlanan kesimlere de bir mesaj vermek istediklerini belirtti.
KIZILYÜREK: KIBRIS’IN BÜTÜN İNSANLARINA KARŞI SORUMLUYUM
Adayların tanıtımı sırasında sahneye çıkarak katılımcılara seslenen Niyazi Kızılyürek, 1990 tarihinde yayımladığı bir yazıdan alıntı yaparak konuşmasına başladığı konuşmasında şunları söyledi:
“Düşmanlık psikolojisi üstüne inşa edilen siyasi yapılar her iki toplumda da aynı işlevi sürdürüyorlar. Birbirlerinden beslenen düşmanlık ideolojileri otuz yıldan beri toplumları birbirlerine uzaklaştırırken gerici ve barış karşıtı kesimleri güçlendiriyor. Şovenistler arası kısır yarışmanın karşısına çıkmak sadece bir topluma karşı duyarlı davranmakla mümkün değildir. Gerçek anti-şoven başkaldırı Kıbrıs’ın bütün insanlarına karşı sorumlu ve duyarlı olmayı gerektiriyor. Böyle bir sorumluluk, anlayış ve duruş geliştirmekle federal iradeyi oluşturma yönünde adım atabiliriz. Bu sözcükler yaklaşık otuz yıl önce yazıldı bugün burada birlikteyiz ve tam da bu şeyi gerçekleştiriyoruz. Ülkenin bütün insanlarını kucaklamaya yönelik bir siyaset yapıyoruz. Bana bu imkanı sunan AKEL’e ve benimle burada olan herkese çok teşekkür ediyorum”.
KİPRİANU: KIBRIS İÇİN MÜCADELE EDEN GÜÇ VE SES OLALIM
AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu adayları da tanıttığı konuşmasında Avrupa’nın önemli sorunlarına dikkat çekerek buna karşı Kıbrıslılar olarak birlikte mücadele edeceklerini söyledi. Gerçekleşen bu barış buluşmasıyla bütün dünyaya bir mesaj gönderdiklerini ifade eden Kiprianu, “bu memleket bizim, Kıbrıslı Türklerin ve Rumların ülkesi” dedi. Kıbrıs’ı yani yurtlarını yeniden birleştireceklerini kaydeden Kiprianu, çocukların daha iyi günler yaşayabilmesi için mücadeleyi Kıbrıslı Türklerle sürdüreceklerini belirtti. Bugün Avrupa’da olan şeylerin Kıbrıslıları da ilgilendirdiğini, yaşanan gelişmelerin Kıbrıslılarla ilgili olduğu üzerinde duran Kiprianu şöyle konuştu:
“Bunun için sesimizi Avrupa’da güçlü şekilde duyulmalıdır. Bugün AB’de kalkınma hızları yavaşlamıştır, sosyal riskler artmaktadır, eşitsizlikler patlayıcı boyutlar almıştır. İnsanların alım gücü çökmektedir, yoksulluk nüfusun daha büyük kesimlerini etkilemektedir. Çalışma ve sosyal haklar yok edilmeye çalışılmaktadır. Bireysel özgürlükler daraltılmaktadır. Demokrasinin kendisi giderek krize girmektedir. Irkçılık ve yabancı düşmanlığı artmıştır ve ne yazık ki faşizm İkinci Dünya Savaşı’ndaki yenilgisinden sonra geri gelmektedir. Avrupa’daki bu olumsuz koşullar aşırı sağın ve neo-faşizmin gerek Avrupa’da gerekse Kıbrıs’ta hortlamasına yol açtı. En büyük silahları demagoji ve sistem karşıtı söylemlerle popülizmdir, nefret ve şiddettir, onların gerçek yüzü budur. Avrupa’nın geleceğini halkların dayanışması ve emekçilerin kazanımları üzerine inşa etmemiz için güçlerimizi birleştirmeliyiz. Biz en geniş halk kesimlerin çıkarlarına hizmet eden bir Avrupa istiyoruz. Bunun için birlikte çalışmak zorundayız. Adaylarımızın arasında bir Kıbrıslı Türk’ün yer alması bizim için doğal bir şeydir, şaşılacak bir şey değildir. Program ve tezlerle siyasi işbirliği yapabileceğimizi kanıtlayan bir pratiktir bu. İki toplumun milliyetçileri Kıbrıslıların ortak yanlarını öldürmeye çalışmakta ve bölünmüşlüğü kalıcılaştırmaya çalışmaktadır. Buna izin vermeyeceğiz. Haydi ellerimizi birleştirelim. Sevdiğimiz, hayal ettiğimiz Kıbrıs için mücadele eden güç ve kazanan ses olalım”.