İşte size “garantör.”
Ağzını açan gözaltına alınıyor.
Hele de iktidar için tehdit, Erdoğan için rakipse!

Bir “otoriter”in iki dudağı arasına sıkışmış bu antidemokratik zihniyetin Kıbrıs’ın kuzeyini de yönettiğini düşündükçe daha da ürperiyorum.

Demokrasi ve hukuk yoksa hayat olmaz.
Zulüm olur.
Polis ablukasında yaşamayı kim ister?

***
İnsanları tutuklamak için önce bir “terör örgütü” kurgulanıyor, sonra o örgütle “üyelik” bağı uyduruluyor ve gözaltılar başlıyor.
Tam bir darbe ülkesi, baskı coğrafyası…
Korkunç.

Konuşmak yasak!
Eylem yapmak yasak!
Düşünmek yasak!
Siyaset yapmak yasak!
Seçilmek yasak!
Sıkıyönetim koşullarında ve korku ikliminde sürdürülüyor yaşam…

***
Türkiye’de siyaseti, halk iradesini, insan haklarını ve özgürlükleri konuşabilecek bir zemin kalmadı. Böyle gitmeyecek ve bu dehşet ortam değişecek diye hayal ediyorum. Umarım Türkiye’nin aydınlık yüzleri, özgürlüklerine sahip çıkan gençliği, ilerici insanları bu gericiliği, yozlaşmayı, yobazlığı ve hukuksuzluğu geri püskürtür, direnir, adil ve eşitlikçi bir düzen kurar…

Bunun için dayanışma gerekiyor.

***
Tüm bu yaşananlar adalılar olarak hepimizi yakından ilgilendiriyor.
İyiden iyiye Türkiye’nin alt yönetimi oldu buralar, bunu çok iyi biliyoruz.
2020 seçimlerinde baskı ve tehditle seçimlere nasıl müdahale edildiğini gördük, yaşadık, deneyimledik.

O müdahalenin en önemli aktörleri şimdi yine buradalar…
Toplumun sinir uçları ile oynanıyor adeta…

Kıbrıs’ın geleceğini böylesi bir zihniyetle planlayamayız.
“Türk Lirası” üzerinden yaşadığımız kaos ortada zaten…
Fakirleşiyoruz, geleceğimizi göremiyoruz, siyasi İslam ve gericilikle yüzleşiyoruz, yurdumuz üzerinden farklı pazarlıkların mezesi oluyoruz.

Tüm bu yaşananları gördükçe irademize, değerlerimize ve bir bütün olarak yurdumuza çok daha fazla sahip çıkmamızın kıymeti anlaşılıyor.

Milliyetçi çığırtkanlığa, demokrasi ve özgürlüklere tahammülsüzlüğe karşı kendi sınavlarımızı mutlaka bilinçle, kararlılıkla ve cesaretle geçmeliyiz.
“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyenler…
O yılan zehrini dört bir yana püskürtüyor.

Şimdi televizyon ekranlarından izlediğimiz tahakküm bize çok uzak değil!

***
“Kıbrıs’ta barış isteme suç örgütü” üyesi olarak tutuklanabilirsiniz bir sabah…
“Örgüt Lideri” olabilirsiniz hatta…
Böylesi bir kafa bu!

Kendimize gelmez, kendi değerlerimizle var olmaz ve ülkemizi kendimiz yönetmezsek, bu zihniyet bizi esir almaya devam edecek.