1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. BU BİÇİM
Sami Özuslu

Sami Özuslu

BU BİÇİM

A+A-

Cem Karaca’nın en yürek burkan, en derin duygulara seslenen şarkılarından biridir ‘Bu biçim’ adlı çalışma…
Müziğin ve şiirin eşsiz uyumu vardır bu şarkıda ve her dinleyişimde beni alır bir yerlere götürür.

“Hiçbir kadın hiçbir erkeği 
Ve hiçbir erkek hiçbir kadını
Bu biçim, bu biçim sevmedi
Yokluğu ekmeğe katık edip sevgiye açlığı eklemedi
Gözyaşlarının hiçbir teki bu biçim düşmedi
Böylesine dolu dolu ağlamadı 
Hiçbir kucakta hiçbir baş
Ve hiçbir elveda bugüne dek bu biçim söylenmedi
Hiçbir akşam o akşam gibi kanarcasına batmadı o güneş
Ve hiçbir güneş onları bir daha bu biçim, bu biçim görmedi”

*  *  *

Sözleri de ölümsüz sanatçı Cem Karaca’ya ait bu şarkıyı dinliyorum bugünlerde sık sık…
Covid’li günleri de anlatıyor sanki…
Gerçekten de bugüne dek hiçbir şey bu kadar değiştirmemişti hayatımızı…
Virüs bir çıktı, dünya durdu.
Bugüne kadar ezberlediğimiz, her gün tekrar ettiğimiz yaşamı, gündemimizi bir anda tamamen değiştirdi.
O biçim dokundu ki dünyaya Covid-19 adlı virüs, adeta tersimiz döndü. ‘Düz’e ne zaman döneceğimizi bilemiyoruz.
Bundan sonrası için yol haritası yok.
Tam bir kilitlenme hali…

*  *  *

Peki ama eğer Korona virüsü hayatımıza girmemiş olsaydı, bugünlerde neler yapıyor olacaktık acaba?
Hayat rutininde akıp gidecek, çalışanlar işle ev arasında mekik dokuyacak, yeme içmeler, ziyaretler devam edecek, deniz mevsimi yavaştan açılacak, düğün dernek davetiyeleri de piyasada dolanmaya başlayacaktı.
Yaz için tatil ve seyahat planı yapanlar, toplantılar, eylemler, grevler, görüşmeler hayatımızın birer parçası olmaya devam edecekti.
Trafik sıkışıklığından, hava ve doğa kirliliğinden, memleketin nüfus bilgilerinin gizlenmesinden, kriminal olayların artmasından şikayetler yükselecekti.
Kanser, şeker, kalp-damar hastalıklarının çokluğundan endişe duyacak, trafik kazalarından yitirdiklerimize ağlayacak, yollardaki çukurlara düşmekten kurtulamayacaktık.

*  *  *

Eğer Covid-19 bizi evlere hapsetmemiş, her şeyi allak bullak etmemiş olsaydı, siyasal gündemimiz de çok farklı olacaktı.
Mesela iki gün sonra, yani 26 Nisan Pazar günü sandık başına gitmeye hazırlanıyor olacaktık. Propagandanın son günü olması hasebiyle muhtemeldir ki bu akşam ‘son mitingler’ başkentte yapılıyor olacaktı.
Ve Kıbrıs sorunu…
Tarihte ilk defa, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum basınında ‘Kıbrıs sorunu’nun bu kadar az yer bulduğu, hatta hiç yer almadığı bir başka dönem olmadı.
Virüslenmeseydik eğer, liderlerin karşılıklı suçlamaları, BM yetkililerinin ılımlı açıklamaları, bölgedeki petrole dönük laf dalaşları ve sondaj gemisi manevraları gündelik gerginliğimizin bir parçası olmayı sürdürecekti.
Ama yok, hepsi durdu, tümü askıya alındı.
Gerçekten de bugüne de hiçbir şey hayatımızı ve gündemimizi bu biçim değiştiremedi.
Bakalım daha neleri değiştirecek şu Korona…
 

Bu yazı toplam 7869 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar