Bu bilgisayar göstermiyor mu?
Gazeteci arkadaşım geldi.
Almanya’dan...
Güneyde kalıyor.
Larnaka yerine bu kez Ercan’dan gelmeyi tercih etti.
İstanbul’a uçtu önce...
Sonra Ercan’a kondu...
Lokmacı’dan Ledra’ya geçti.
Kıbrıslı Rum kontrol memuru sormuş, “Niye Ercan’dan geldin” diye.
“Sana ne” demiş.
* * *
Uçak pahalı..
İstanbul’da beklemek, aktarmak, zamanı yönetmek zor.
Yine de Ercan’dan gelmek istedi.
* * *
Ercan’dan Ledra’ya taksiyle geldi.
“25 Euro” demiş taksici...
Bana sordu: Kaç Türk Lirası!
“Çok” dedim.
160 lira sanırım.
* * *
Dövizle sınavımız zordur bizim.
“Türk Lirası”nın altında eziliriz.
Ama “fırsatçılığı” da severiz.
Taksiler dövizle mi çalışıyor sahi?
Benzin mi yoksa mazot mu Euro?
Ehliyet yoksa seyrüsefer harcı mı?
* * *
“25 Euro’ya Larnaka’ya uçak dahi bulmak mümkün” dedi, bir başka gazeteci arkadaşım...
Belki de mümkün, bilemedim.
* * *
Çok daha ilginci şu!
Lokmacı’dan aldım arkadaşımı...
Yemeğe gittik.
Geriye dönüşte, bu kez arabamla Kermiya’dan geçtik.
Siz “Metehan” deyiniz.
Ben alışamadım.
Ay Demet daha iyi!
Kontrol memuru arkadaşıma sordu: “Siz nereden giriş yapmıştınız?”
“Lokmacı” dedik.
Bu kez arkadaşım sordu: “Bu önünüzdeki bilgisayar nereden giriş yaptığımı göstermiyor mu?”
“Yok” dedi, memur arkadaş...
“Birbirine bağlı değil sistemler...”
* * *
Efsane kebapçı Anibal sanırım anılmak istedi.
Hani demişti ya!
“Bu harita Kıbrıs’ı almaz be annem...”
Hallerimiz aynı halen...