1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Bu “çirkefi” kim yarattı?
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Bu “çirkefi” kim yarattı?

A+A-

Bir casinodan 1.7 milyon lira çalıyorlar.
Hem de öyle usta işi bir “soygun” değil, adi bir hırsızlık…

Böylesi paralar dönüyor ortada ve sonrası bir "iç hesaplaşma" başlıyor.
Polisin girmediği - hatta bana sorarsanız giremediği yerde- kendi kanununu işletiyor, karanlık dünyanın insanları...

*  *  *

Siyaset-Mafya ilişkisi patlıyor.
Dün bahis ağalarının yanında kendilerine seçim finansmanı yaratanlar, ortak bir sofrayı gururla paylaşanlar, kamuoyu araştırması sipariş edenler bugün o kirli ağın mağdurları olarak çıkıyor toplumun karşısına…
Birkaç hatırlı “casino” işletmecisi “turizmci” kılığında hem siyaseti, hem medyayı yönetiyor…
Hem bürokrasiye hem yürütmeye hükmediyor…

Ada yarısında yaratılan düzenin neresini kaşısanız içinden irin boşalıyor.

*  *  *

Tüm bu yaşadıklarımızı en son fotoğraf üzerinden değerlendirirsek haksızlık ederiz.
Çünkü o durumda yalnızca belirli kişilere odaklanmış oluruz.
Bu manzara “göstere göstere” geldi ve Kıbrıs’ın kuzeyi tam bir "karanlık alan" olarak kurgulandı.

Dibi görmüşlüğümüzün en önemli sorumlusu, buranın etkin ve fiili kontrolüne sahip Türkiye'deki siyasi elitler ve iktidarlardır. AKP değil sadece, öncesi de aynı… Kimi zaman “asker”, kimi zaman “sivil” vesayet hep etkin olmuştur buralarda… Ada yarısı tam bir fetihçi zihniyetle uluslararası siyasetin, ekonominin ve kültürün dışında tutulmuştur. Tek bir odak olmuştur, yarı(m) Kıbrıs’ı “Türkleştirmek” ve Kıbrıs kimliğine dair unsurları “öteki” kabul ederek, yeni bir kültür, kimlik, bellek inşa etmek. Siyasilerden tek beklenti “itaat” etmeleri olmuştur; ne bilgi, ne donanım, ne etik, ne de kapasite…


*  *  *

“KKTC” denen yapı “kirli bir arka bahçe”ye dönüşmüştür.
Mafya, Türkiye'den Kıbrıs'a taşınmıştır.
Önce en büyük otellerimiz sunulmuştur emirlerine, ardından kıyılarımız, denizler doldurulmuş, bin bir imtiyazla sessiz peşkeşler yaşanmıştır.
Kavgayla, hesaplaşmayla, soygunla, kurşunla anılmıştır çoğu…
“Korku” ve “şantaj” olmuştur kıyıların kodu!

*  *  *

"Ulusal" maskeli Kıbrıs Türk siyaseti de az değildir!
Makam, mevki, iktidar ve para hırsıyla ne etik bırakılmıştır, ne haysiyet!
"Sanal Bahis" izinlerinin her birinin ayrı ve karanlık bir öyküsü vardır.
"Casino" ruhsatları seçim propaganda dönemlerinin “finansmanı” için kullanılmıştır.
Partizanlık, kayırmacılık, riyakarlık…

*  *  *

Mülkiyeti uluslararası hukukla uyuşmayan, toprağı itilaflı, ekonomisi kendi ayakları üzerinde duramayan ve hükümeti kukla bir ülkeye “tertemiz” yatırımcılar getirmek çok kolay değildir.

KKTC”nin sunduğu “fırsatlar”ın çoğu yalana, talana, kaçağa ve göçeğe dayanıyor.
Karanlık bir tünel içinde ilerliyor hayat!
Öylesine büyümüştür ki kokuşmuşluk, ahlaki çöküş ve çürüme, onca bayrak dahi yetmez olmuştur, üzerlerini örtmeye!


 

 

Bu yazı toplam 3374 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar