Bu daha başlangıç
Koronavirüs salgını, insanlık için daha iyi bir yaşam ve yaşanabilir bir dünya fırsatına dönüşebileceği gibi, yaşanan krizi iktidarları için fırsat olarak görenler de yok değil.
Hayatın aynen devam etmesi için ellerinden geleni yapanlar; bu büyük krizden ciddi anlamda özeleştiri yapmayanlar, kendini sorgulamayanlar, eleştirel aklın süzgecini insanlığın sürdürülebilirliği için kullanmayanlar hayal kırıklığına uğrayacaklar gibi görünüyor.
İktidarların, muktedir olamadığı bir durumda değil miyiz? Güç çaresizlik içerisinde. Dün esip yağanlar, düşman yaratanlar, ötekileştirenler, varlıklarını dışladıkları üzerinden kuranlar, etnik kimlik üzerinden ortalığı toza dumana katanlar ve farklılığa tahammül edemeyenler bugün sus pus.
Covid-19’u istediğiniz kadar ötekileştirin, istediğiniz kadar düşman ilan edip iktidarınızı onun üzerinden kurmaya çalışın; anlamsız. Mümkün değil. Düşmanları, doğanın bir parçası artık: Bir virüs…
Çaresiz iktidarlar kendilerince modellenen bir dünyanın temel dayanaklarının nasıl da çürüdüğünü göremeyip, var olanın aynen devamı için çırpınıyorlar.
Doğal olana dönme ve insana dair bir düzen yaratmaktan başka bir çaresi kalmadı insanoğlunun. Bunun adı her ne ise, farketmez.
Bizim kendi düşünsel sistematiğimiz, önermemiz açık, ancak aksini düşünenlerin tercih ettiği mevcut ekonomik akla dayalı sistem, kendi döngüsünün sonuna geldi. Sömürü düzeni çatır çatır yıkılıyor. Çatlıyor. İnsan aklının ve iradesinin olmadığı her türlü arsızlığın bedelini ödüyoruz, ödeyeceğiz.
Biz zannediyor muyuz ki derdimiz sadece Covid-19 ? Bu daha başlangıç. Küresel ısıtma o denli büyük bir tehlike arz ediyor ki, bilim insanları on yıl veriyor insanoğluna. On yıl. Peki bunu önlemek için mevcut fosil yakıtlarının sonsuza dek yer altında bırakılması ve devam eden üretimin de en kısa sürede bırakılması gerekir. Mümkün mü? Değilse nasıl olacak da, insanoğlu varlığını sürdürebilecek ? Soru budur.
Genel geçer toplum projeleri üzerinden çevre biliminin, ayrı ve önemsiz bir konu olarak bir kenarda durduğu modellerle hiçbiryere varamayız.
Bunu anlamamak, algılamamak insanlıktan çıkmaktan başka birşey değil artık. İnsanlıktan çıkmak, şirketlerin kar oranını aynı şekilde koruması, küresel sermayenin sınırlandırılmaması, ücretli emeğin acımasızca sömürülmeye devam edilmesidir. Köleliğin devam etmesidir, açlığın devam etmesidir. Gözümüzü açmamız ve dünyayı iyice görmeye çalışmamız lazım.
Yine içerisinde sıkışıp kaldığımız ve bireysel kimliğimizi dev aynasında görüp, eşitlik, kabul, tanınma adına dünyadan ayrıcalık talep ettiğimiz yapının, bizi bir yere taşıyamayacağını daha ne zaman anlayacağız ?
Covid-19 bizde bitti açıklamaları ile içinde bulunduğumuz soyutlamadan, izolasyondan başarı öyküsü çıkarmaya çalışma gailesi, cahilliğin ve körlüğün en yalın halidir. Ve bu ülke işte dünyadan bir haber böyle yönetiliyor. Sorumsuzca, hadsizce, insanlıktan uzak ve körlemesine. Dünya bizi dikkate alacak, değil mi? Asla.
Bundan sonra…
Elbette yeni bir dünyaya uyanacağız. Ve eğer tuzumuz olsun istersek, uyandığımız toprağı yeniden kurmamız gerekir. Varolanın tekrarı ölüme davet ise, bileceğiz ki alternatifidir insanı yaşatacak olan.
Bu noktada yöntemlerin ve yapıların baştan sona sorgulanması gerekir. Ama önce, en önce insanoğlunun iktidar hırsı ve egosunu şöyle bir masaya yatırıp parçalaması…
Yoksa on yıl sonra hiçbir şey kalmayacak geriye.
Yani, Covid-19 daha başlangıç.