“Bu düzene itirazımız var!”
CTP Kadın Örgütü Başkanı Derya, ataerkil düzenin, son yıllarda neo-liberalizm ve muhafazakârlık ile kol kola girerek kadınların haklarını gasp etmeye devam ettiğini belirtti, “bu düzene itirazımız var” dedi .
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Kadın Örgütü Başkanı Doğuş Derya, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla yaptığı açıklamasında, kadınların yaşadığı cinsel ve sınıfsal sömürüye son vermek için çalışmaya devam edeceklerini vurguladı, taleplerini sıraladı.
CTP Basın Bürosu’ndan yapılan açıklamaya göre Derya, yüzyıllardır çeşitli tahakküm biçimleri olarak hayatı kuşatan ataerkil düzenin, son yıllarda neo-liberalizm ve muhafazakârlık ile kol kola girerek kadınların haklarını gasp etmeye devam ettiğini belirtti.
Derya, açıklamasında, “Doğayı talan etmeye adanmış rant düzeni aracılığıyla çocuklarımızın hayatını çalan, kadın cinayetleri başta olmak üzere kadınlara ve lgbti’lere yönelik şiddetin son bulması için kılını kıpırdatmayan, yobaz bir kültürün taşıyıcısı olan tarikatlara meydan verirken kadın emeğinin sömürüsüne son verecek önlemleri almayan bu düzene itirazımız var!” dedi.
CTP’li kadınlar olarak yıllardır sürdürdükleri eşitlik mücadelesine ara vermeden devam ettiklerini, bugüne dek mücadeleyle kazanılan haklara sahip çıktıklarını vurgulayan Derya, açıklamasını şöyle sürdürdü:
Yüzyıllardır çeşitli tahakküm biçimleri olarak hayatımızı kuşatan ataerkil düzen, son yıllarda neo-liberalizm ve muhafazakârlık ile kol kola girerek, biz kadınların haklarını gasp etmeye devam ediyor. Doğayı talan etmeye adanmış rant düzeni aracılığıyla çocuklarımızın hayatını çalan, kadın cinayetleri başta olmak üzere kadınlara ve lgbti’lere yönelik şiddetin son bulması için kılını kıpırdatmayan, yobaz bir kültürün taşıyıcısı olan tarikatlara meydan verirken kadın emeğinin sömürüsüne son verecek önlemleri almayan bu düzene itirazımız var!
CTP’li kadınlar olarak yıllardır sürdürdüğümüz eşitlik mücadelemize ara vermeden devam ederken, bugüne dek mücadeleyle kazanmış olduğumuz haklarımıza sahip çıktığımızı bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Ortak yurdumuz Kıbrıs'ın birleşmesi, toplumumuz içinde ayrımcılık üreten militarist, ırkçı ve ötekileştirici söylemlerin yerini barış kültürünün alması, kadınların yaşamak zorunda bırakıldığı cinsel ve sınıfsal sömürünün ortadan kaldırılması, lgbti, çocuk, yaşlı ve engelli bireylerin maruz kaldığı ayrımcılığın son bulması için bıkmadan çalışmaya devam edeceğiz.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde, eşitlik ve özgürlük için mücadele etmiş ve etmekte olan tüm kız kardeşlerimizi selamlarken;
- Mücadelemiz sonucunda hayat bulan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi'nin bir an önce tam teşekküllü bir biçimde kurulmasını,
- 2011 yılında kabul ettiğimiz İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanmasını,
- Din İşleri başkanlığı koltuğunu işgal eden Ahmet Ünsal'ın derhal görevden alınmasını,
- Kadınların doğurganlık haklarını gasp eden zihniyetin son bulmasını ve HPV aşısı, doğum kontrol araçları, smear testlerine ulaşımın ücretsiz olmasını,
- İnsan hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı müfredatın eğitime dahil edilmesini
- Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme yapılmasını,
- Kaynakların doğru ve şeffaf bir şekilde yaratılarak ülkemizin depreme dayanıklı hale getirilmesini,
- Özel sektörde sendikalaşma ve sektörel toplu sözleşme ile yaşanan emek sömürüsüne son verilmesini,
- Külliye inşaatının derhal durdurulmasını ve buraya harcanacak paranın Türkiye'deki depremzedeler için kullanılmasını,
- İSİAS katillerinin ve binlerce insanın hayatına son veren tüm sorumluların yargılanmasını talep ediyor ve bu konularda bıkmadan çalışmaya devam edeceğimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz.
Biz kadınların söyleyecek sözü, değiştirecek gücü var. Yaşasın 8 Mart! Yaşasın feminist dayanışma!