ADA TV’den sevgili Cem Kar geldi dün, televizyon programı için çekime...
Konuştuk!..
Sonra düşündüm ki, eğer kendimi izlesem televizyonda, dinlesem onca olumsuzluğu, ne ‘umudum’ kalır ki, yarınlara dair...
Çok mu karamsarız ne?
Yoksa yaşadığımız gerçekler mi buna zorluyor bizi, sadece...

***

Öyle böyle, fakirleşiyoruz!..
Bunu söylemek zorundayız...
Üstelik “fakirlik” pek çoklarının düşündüğü gibi cebimizdeki para, altımızdaki araba, evimiz falan da değil...
Gördük işte ‘üç damla’ yağmur yağınca en ‘lüks’ arabalarıyla nasıl da çamura battığını ahalinin...
İstediğiniz kadar paranız olsun bankada, tüm yolları asfaltlama şansınız var mı?
Ya da “paranızla” irade ve demokrasi satın alabilir misiniz, Kıbrıslı Türklere...
Oy satın alırsınız ancak...
Sonra ne olur, gelir, bu “adaletsiz” düzen sizin çocuğunuzu da vurur...

***

Evet, fakirleşiyoruz...
Çünkü siyaset de kirleniyor, medya da, ‘insanlık’ da aynı anda...
Hiç kimse ‘güvenmiyor’ bir ötekine...
Bu kadar ‘güvensiz’ nasıl yaşanır ki...
Ve ‘fakirlik’ değilse, nedir bu?!

***

“Ne önerirsiniz” sorusu geldi...
Tabii, “Kıbrıs sorununa çözüm” olmazsa olmazını asıyoruz bir köşeye...
Ve ‘iç’e dönünce, “Dar gelirli kesim örgütlenmeli” diyorum.
Yani, bin ile bin beş yüz lira bandında maaş alanlar...
Gerçek “dar gelirliler”...
Onlar örgütsüz...
Ve örgütsüz olduğu için onlar, hiçbir baskı unsuru yaratamıyorlar...
Bu ülkedeki “örgütlü” kesimlerin gelir düzeyi ortanın üzerinde...
Elbette, iyi ki onlar da örgütlü...
Ama yetmiyor...
Çünkü, ne kadar “biz herkesin hakkını arıyoruz” deseler de...
Yaşamadan, bilemiyor kimse...

***

Elektrikteki zamlardan sonra her eve 400, 500 liralık faturalar gitmeye başladı.
Daha bunun yazı var...
O bayıltıcı sıcağa karşı klimalar çalışacak, sabah akşam...
Peki benzindeki artış, telefondaki artış, gıdadaki tırmanma...
Kim anlatacak bize ‘asgari ücret’ düzeyinde nasıl yaşandığını bu ülkede...
Bu ‘eziyete’ katlananlardan başka...