1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Bu gerçeklik bizi bezdirdi!
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Bu gerçeklik bizi bezdirdi!

A+A-

“Kıbrıs iki devletli çözüme kavuştuğu zaman şu anki halinden farkı ne olacak?” diye soruyor Fidan.
Dokunaklı bir tondan kendi sorusunu yanıtlıyor:
“Gündelik hayat ertesi sabah yine aynı şekilde devam edecek.”

Tam da bunu anlamıyor işte…

Şu anki halinden farkı olmayacak!
Yine uyanacağız ve bir yanda Türkiye Cumhuriyeti olacak, beri yanda Kıbrıs Cumhuriyeti.

Kıbrıslı Türkler yine görünmez olacak.
Yine dışında kalacağız uluslararası toplumun…
Dünyasızlığı yaşayacağız yine…
Yine yurtsuzluğu…

Nüfus taşınacak adaya, iyice yabancılaşacağız.
Sermaye taşınacak, sömürüleceğiz.
“Türkiye’nin Alt Yönetimi” olarak demokrasimize, irademize, özgürlüklerimize, hayat alanlarımıza müdahaleleri konuşacağız.

Türkiye’ye gitmeye korkacak muhalifler…
Müteahhitler güneye geçmeye korkacak…
Yine “toprağımız” diyemeyeceğiz üzerine yaşadığımız yere…

“Gündelik hayat ertesi sabah yine aynı şekilde devam edecek.”
En yoksulu da en varlıklısı da geleceğinden endişe duyacak.

Yine kaybolacağız belirsizliğin dehlizlerinde…
Tarihsel ve kültürel kimliğimizi yitireceğiz biraz daha…

***

“Son 50 yılda adada bir gerçeklik ortaya çıkmış durumda…”

O gerçeklik bizi yalnızlaştırıyor, bunu görmüyorsunuz…
Vilayetleştiriyor bizi bu gerçeklik…

Nereye gitsen kolordu…
Barikat var, nereye gitsen…
Kendi “Meclis”ine dahi karar veremiyorsun bu gerçeklikte…
Uzaktan bakıyorsun…
Seyircisin…
Hep bölük pörçük...
Hep yarım…

***
İyi eğitimli bir duruş,
duru bir dil, yumuşak bir anlatı ve psikolojik bir tavırla hayali bir gelecek imal etti, TC Dışişleri Bakanı Hakan Fidan…

İş “kan dökülmüyor” noktasına kadar geldi.
Doğru ya!
Kendi coğrafyasında kan dökülüyor da olsa “ülke bölünmez” diyor.
Kıbrıs’a gelince…
Bölünebilir!
Hem de Kıbrıs’ın bölünmezliğini garanti eden “garantör” söylüyor bunu…

“Uluslararası toplumun Kıbrıs'ın iki devletli statüsünü hukuki bir zemine oturtması gerek” diyor üstünden…
Nasıl olacak o?

Yüzde 78’i bir başkasının ihtilaflı toprağı üzerinde bir devlet nasıl bir hukuki zemine oturtulacak…

Son 50 yıldır “ayrı bir devlet” zorlama da olsa denendi kuzeyde, bu yol tükendi.
Olmadı...

Kıbrıslı Türkleri iyiden "azınlık" statüsüne sürükledi bu durum...

50 senede geçerliliğini yitirdi "ayrı devlet" iddiası…

***

Fidan da diğerleri gibi Kıbrıs’ı Doğu Akdeniz’de stratejik bir yer” olarak görüyor.
Fethedilmiş bir toprak parçası ona göre…
Bizim yurdumuz burası…


Kıbrıs çözümsüzlüğü Türkiye’de sıradan hiçbir insanın hayatını etkilemiyor.
Bizim hayatlarımızı sarsıyor…
Yediden yetmişe hepimizi yalnızlaştırıyor.

Bunu anlamıyor Fidan!
Basın toplantısına katılmak, tüm bunları sormak, söylemek, yorumlamak şansınız da yok.
Hepimizin birlikte finanse ettiği “devlet” ekranında da seçilmiş insanlar, aynı türküleri söylüyor, hiçbir sorgu, itiraz, eleştiri yapamadan…

Tatar’ın bile eline kağıt vermişler bu kez…
“Bunu oku!”
Çok da okuma alışkanlığı olmayınca birbirine yapışıyor harfler, “us tü” gibi duyuluyor, “uluslararası statü.

***
50 senedir “ayrı devlet” denemesi yapılıyor.
Ne oldu?


“İki ayrı devlet” diyor ama diğer devletin ismini bile söyleyemiyor, Fidan…

“Kıbrıs Cumhuriyeti” diyemiyor.
Üstelik de garantörü…

Merak ediyorum, yeni çözüm formülüne göre, kuzeyden sonra bir yeni devlet de güney de mi kuracak?

Hangi “iki devlet” ortaklık yapacak?
Bu en temel sorunun dahi yanıtı verilemeyen bir belirsizlik var ortada…
Tam bir “muğlaklık” siyaseti!
Tam bir “çözümsüzlük çözümdür” zihniyeti…


***
“Bizim teklifimiz alandaki gerçekliğin tescil edilmesi hususu” diyor ya…
Bu gerçeklik bizi bezdirdi!
Çocuklarımız bu gerçeklikten kaçıyor sayın Fidan!
Bunu anlamıyorsunuz siz…
Bu yokluğu yaşamıyorsunuz…

Bizim hayalimiz, şimdikine benzemeyen bir "ertesi" sabah!

 

Bu yazı toplam 1064 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar