
“Bu halk bölünmeyecek ve siz gideceksiniz…”
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, kişisel sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda gündemdeki konulara değindi ve “Bu halkı duymak zorundasınız. Bu halk bölünmeyecek ve siz gideceksiniz…” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, kişisel sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda gündemdeki konulara değindi ve “Bu halkı duymak zorundasınız. Bu halk bölünmeyecek ve siz gideceksiniz…” ifadelerini kullandı.
Erhürman’ın açıklaması şu şekilde:
“Bu halk size bir şey söylüyor…
Ben bu ülkede yıllardır din ve vicdan özgürlüğü konusunda sorun yaşamadım. Farklılıklara saygıyla ve hoşgörüyle yaşadım, bunları çatışma konusu haline getirmedim. Türkiye’de üniversitelerde başörtüsü sorunu yaşanırken ben burada sorun yaratmadan bu sorunu aştım diyor.
Şimdi siz kalkıp da dayatma bir tüzük değişikliğiyle din ve vicdan özgürlüğünü bu ülkede tartışma, çatışma konusu haline getirmeye kalkmayın, bu halkı bölmeyin, parçalamayın, biz yarattığınız onlarca sorunla boğuşmaya çalışırken gündem dahi olmayan sorunları ekstra sorunlar olarak sırtımıza yüklemeyin diyor.
Bu ülkede, İlahiyat Koleji’nde, yıllardır, 18 yaşından küçük olup başörtüsüyle öğrenim gören, 18 yaşından küçük olup okul dışında başörtüsü takan çocuklar da var. Siz şimdi öğretim yılının sonuna ramak kala, yıllardır uygulamada olan ve ciddi sayılabilecek hiçbir sorun yaratmayan “okul kuralları”nda bir gecede dayatma bir değişiklik yaparak öğretmenlerle öğrencileri, velileri karşı karşıya getirecek, öğretmenlerin motivasyonunu ve huzurunu bozacak, eğitimi sekteye uğratmak suretiyle bütün çocuklarımıza zarar verecek bir “düzenleme” yapamazsınız diyor. Sayenizde yok olma, yurtsuzlaşma endişesi yaşayan bu halk, olan biteni kendisini değiştirmeye, dönüştürmeye, başkalaştırmaya yönelik bir hamle olarak görüyor. Doğru bulursunuz, bulmazsınız, dinlemeniz, kulak vermeniz gerekiyor. Sizin göreviniz yönetmek, dayatmak değil.
Biz, kimin nerede doğduğuna, neye inanıp inanmadığına, hangi dili konuştuğuna karışmayız. Nüfus konusundaki aymazlığınızla, umursamazlığınızla, nüfus politikasızlığınız dolayısıyla yarattığınız keşmekeşle, vatandaşlık dağıtma konusundaki pervasızlık ve adaletsizliğinizle bizi yurtsuzlaştırmayın, başımızda bunca dert varken bizi, bir de bölerek, parçalayarak, farklılıkları kaşıyarak, ırkçılık, ayrımcılık tartışmaları içine sokmayın diyor.
Bu halk size bir şey söylüyor, açık söylüyor, duyun... Bu ülkede uygulanan bir tüzükle ilgili kendi ellerinizle yarattığınız bir sorunu “çözmek” için Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Türkiye Cumhuriyeti yetkilileriyle toplantı yaparak, bunu, her zamanki gibi “tartışacaksanız bizimle tartışmayın, muhatabınız biz değiliz” gösterisine dönüştürüp aradan sıyrılmaya kalkmayın. Ardından yaptığınız bu halkın aklıyla dalga geçmeye kalkan “açıklamalar”la, bu ülkenin Cumhurbaşkanlığı makamını, kimsenin inanmadığı, doğru olmayan açıklamalar yapan bir makam konumuna düşürmeyin diyor.
Bir faydanızı görmedik, bari sorun çıkarmayın, kendi elinizle yarattığınız sorunları bu halkın kurumsal yapısından ve insan kaynaklarından yararlanarak çözmeyi becerin, beceremiyorsanız hiçbir konuda gösteremediğiniz iradeyi hiç olmazsa gitmek konusunda gösterin, gidin diyor.
Sorun üreterek, sorun yaratacağını umduğu alanları kaşıyarak, sorunların parçası olarak siyasi rant devşirme peşinde koşanlardan yoruldum; yeni sorunlar değil, sorunlarıma çözüm istiyorum diyor bu halk. Yeterince sorun yarattınız, asabımı, moralimi yeterince bozdunuz, daha fazla bozmayın, bize “bu ülkeden git” deme hadsizliği dahi gösterilmeye başlanmışsa, bunun sebebi, bu ortamı yaratan sizsiniz. Ben hiçbir yere gitmeyeceğim, siz o koltuklardan gidin diyor.
Kendisi, anası, babası nerede doğmuş olursa olsun, inansın, inanmasın, şu ya da bu partiye oy versin, bu halkın tüm kesimlerinden geliyor bu sesler. Hala duymazdan geliyorsunuz. Duymazdan geldiğinizde ses kaybolacak zannediyorsunuz. Kaybolmayacak! Bu halkı duymak zorundasınız. Bu halk bölünmeyecek ve siz gideceksiniz…”