4’lü koalisyon dün güvenoyu alarak resmen göreve başladı. Daha önce de söyledim “bu koalisyonun kurulması insanımız yüreğine su serpti”.

Son 18 ayda UBP-DP azınlık hükümeti döneminde yapılanlar ve erken seçim sonrasında yaşanan linç girişimleri ülkenin nereye götürülmek istendiğinin en basit örneğidir.

Bu ülke hiç istemediği, hiç arzu etmediği, hiç onaylamdığı olaylarla yüz yüze bırakıldı. Bu davranışlar bize uymaz. Bizim kültürümüz bu davranışları onaylamaz. Bu anlamda kurulan 4’lü koalisyon uzlaşı kültürünü geliştirecek ve bize yabancı olayların yaşanmasını önleyecek adımlar atabilir.

Evet 4 farklı siyasi partinin oluşturduğu bir koalisyonun yürütülmesi hiç de kolay değil. Ama hukuk devleti ilkeleri temelinde uzlaşarak yürütülecek bir hükümet tek parti iktidarı gibi de çalışabilir.

KKTC bugüne kadar genelde 2’li koalisyonlarla yönetildi. Bu koalisyonlardan da açıkçası çok çekti. Bir, iki başarılı 2’li koalisyonu saymazsak genelde bu 2’li koalisyonlar yürümedi, yürütülemedi. Bir seçim döneminde birden fazla 2’li koalisyon kuruldu. Buna rağmen son yıllarda hiçbir hükümet dömemini tamamlayamadı.

O nedenle peşin hükümlü olarak bu hükümete ömür biçmek yanlıştır. Ben bu hükümetin uzun vadeli bir icraat hükümeti olabileceğini düşünüyorum. Bu konuda koalisyonu oluşturan tüm partilerin aynı kararlılıkta olduğuna inanıyorum.

Aslında bu bir temennidir. Çünkü bu hükümetin başarısız olma lüksü yoktur. Çünkü aksi ülkenin tamamen kaybına yol açar.

Peki başarılı nasıl olunur?

Aslında çok fazla birşey yapması gerekmez.  Hükümet protokolu ve hükümet programında yazılanların en önemlilerini yaşama geçirmeleri yeterlidir.

Öncelikle ülkedeki iç güvenliği artırarak, iç huzuru sağlayacak önlemleri gecikmeden almalıdır. Sokağı mafya bozuntularına, hırsızlara, uyuşturucu baronlarına ve benzeri her türden sapıklığa karşı ciddi önlemler alarak bunları geriletmelidir.

İkincisi, devleti soyanları adalet önüne çıkaracak araştırma ve soruşturmaları şeffaf biçimde yaşama geçirmelidir. Bu anlamda kimsenin gözünün yaşına bakmamalı, gereken ne ise yapılmalıdır.

Üçüncüsü, halkın günlük yaşamını çile olmaktan çıkaracak adımları süratle atmalı ve halkın günlük yaşamını rahatlatmalıdır.

Dördüncüsü, en başta üçlü karaname yasası olmak üzere müşavirlik sistemini tarihin çöplüğüne atacak yasal düzenlemeleri yapmalı. Bunu kapsamlı bir kamu reformu ile sağlamlaştırmalıdır.

Beşincisi, ülkeye girişleri denetim altına alarak, gerçek turistlerle sahtelerini ayıracak düzenlemeleri süratle yapmalı giriş çıkışlarda tam ve etkin denetim sağlanmalıdır.

Elbette bu başlıkları artırabiliriz. Ama benim ilk anda aklıma gelen temel düzenlemeler bunlardır. Sanırım bunları yaşama geçirmek bu hükümetin ömrünü uzattığı gibi, koalisyonu oluturan partileri de yukarıya çeker.

UBP bu hükümetin başarısız olması için elinden geleni yapacaktır. Kendine bağlı bürokratların hükümet çalışmalarını sabote etmesi yönünde Özgürgün’ün milletvekili ve eski bakanlara yaptığı çağrıyı Yenidüzen’de hep beraber okuduk.

UBP’nin bu ülkeye ilişkin kayguları yoktur. Hiç olmadı. Tek derdi hükümet olma, bu sayede devlet olanaklarını dağıtarak yeniden hükümet olmadır.

Bu kısır döngüyü kıracak olan da bu hükümetin herşeye rağmen başarılı olmasıdır. Halkın beklentisi de bu yöndedir. Yeni başbakan Tufan Erhürman’ın görevi hem zordur, hem de onurlu bir görevdir. Ben koalisyonun diğer ortaklarıyla bu zor görevi başarıyla yerine getireceklerine inanıyorum.