1. YAZARLAR

  2. Mert Özdağ

  3. Bu hükümet ne yaptı?
Mert Özdağ

Mert Özdağ

Bu hükümet ne yaptı?

A+A-

 

Bir Nisan sabahı Türkiye'den gelen işaretle hükümetten ayrılan UBP ve sonrasında kurulan darbe hükümeti…
Nisan'dan bu yana "ne yaptılar" diye durup bir düşündüm.
Hızlıca bir göz gezdirdim.
İlk icraatları iç borçlanma oldu…
Göreve gelir gelmez devleti 300 küsur milyon TL borca soktular.
Sonrasında atamaya yöneldiler…
Hala da bitiremediler bu atamaları…
Dahası öylesine gözleri döndü ki bu atamalarda “bir eve iki müşavir maaşı” sokacak kadar ileriye gittiler.
Sonra ne yaptılar?
Ekonomik Protokol'ü sessiz sedasız imzaladılar.
Sonra?
Koordinasyon Ofisi'ni de bir çırpıda Bakanlar Kurulu'ndan meclise yolladılar.
Sonra da tüm tepkilere rağmen meclisten geçirdiler.
Su konusunda bir fiyat ortaya attılar, belediyeleri bir birine düşürdüler.
Bırakın belediyeleri, halkla belediyeleri karşı karşıya getirdiler…
Onu da çözemediler ya…
Ne su aktı, ne de sorun çözüldü.
Vanada tıkalı kaldılar.
Bu hükümetin günleri böyle geçti işte…
Bakanları, bürokratları yasa dışı, kural tanımaz icraatları gündem oldu hep.
Kızının mezuniyetini Başbakanlık personeline tatil gezisine çeviren bol tarafından kamu kaynağının harcandığı bu gezi için kendini savunan Başbakan “Törende Erdoğan da vardı, ziyaret resmi oldu” gibi komik bir cümle kurmak zorunda kaldı.
Müsteşarlar yasa dışı işlere imza attı.
Kişisel hataları ile haberlere konu oldular.

Özetlemek gerekirse Azınlık Hükümeti döneminde;
• Üst kademe yöneticileri birçok kişi tarafından partizan ve yanlış bulundu.
• Başbakan birçok konuda gölgede kaldı. Pasif açıklamaları ve hataları ile “Serdar Denktaş gölgesi” altında ezildi.
• İki kez “su veriyoruz” dendi, başarılı olunamadı, vana sıkıştı, projenin imajı yerle bir oldu.
• Girne limanındaki Gümrük binasının kiralanması tepki çekti. Ombudsman kiralamanın “yasadışı olduğunu” kayda geçirdi.
• Ekonomik protokol hiç kimse ile paylaşılmadan imzalandı, dayatmaya boyun eğildi.
• Seyrüseferlere dokunacak gibi bir izlenim verildi, sonrasında bu konu da çözümsüzlüğe itildi.
• Suda fiyat açıklandı, suya aşırı ihtiyaç olsa da fiyattın nasıl hesaplandığı açıklanmadı, fiyat kabul görmedi.
• Koordinasyon Ofisi meselesinde gençliğin görüşlerine kafa takılmadı, anlaşma imzalandı.

Özetle hükümet 3 ayda her şeyi başına giydi.
Bakalım sonları nasıl olacak.

---------------------------------------------------------


• BİR YAZAR…
Bir yazar, iki görüş…

“Gerçekten çok sakıncalı”

Tam iki yıl önce siyasetçiyi “uyutan” ve herşey “dizayn” edildikten sonra, gençlerimizi “uyandıran” bu imzalanmış protokol, gerçekten çok “sakıncalı” maddeler içeriyor… Ofisteki TC’li kadroya diplomatik ayrıcalıklar tanıyor, buradaki hemen her gençlik, spor ve engelli projesini denetleme yetkisi veriyor… Ofis; burada gençlik kampları kurup işletebilecek, yurtlar inşa edebilecek, uzman, eğitimci, danışman istihdam edebilecektir. Peki KKTC makamlarının “yetkileri” ne olacak? Protokole göre işte yanıtı: Ofis; KKTC talep ederse, mahalli personele ödenen ücretler hakkında bilgi verecek… Ayrıca; KKTC, ofis personelinin güvenliğini sağlayacak. Havaalanında ayrıcalıklı geçişler için önlem alacak. Ofisin talep ettiği bilgileri verecek… Kısacası; bu “ofis” KKTC’ye spor ve gençlik alanlarında yardım sağlayacak ama yerel makamların bazı “yetki”lerini de kullanacak… İşte bu noktada, sokaktaki eylemci gençler yerden göğe kadar haklılar… Onların eylemi aslında bir çığlık… Yokoluş güzergâhında bir feryat… Siyasetçinin zamanında göremediğini, yapamadığını geç de olsa fark ederek ayağa kalkmak…
• ( Hasan Kahvecioğlu, 20 Haziran, Gazete360 ) ,

***

“Yurttaş olarak çok küçümsüyorum bu konuyu, gelsin ofisini açsın”

"TC-KKTC Yurt dışı Koordinasyon Ofisi'ne ne dersiniz" soruyor, Damla... "Her konuya maydanoz olmak istemem" diyor, Hasan Kahvecioğlu ama ekliyor, "Abartıldığını düşünüyorum." "Türkiye'nin bu ülkede bir çok ofisi var, spor ofisi de burada olursa nolcak yani... İşin ucunu kaçırdığımızı düşünüyorum bazen. Topu topuna bir spor ofisi... " "Yurttaş olarak çok küçümsüyorum bu konuyu... Gelsin ofisini açsın... Ama bunu uluslararası anlaşmaya çevirmeyi doğru bulmuyorum."
• ( Hasan Kahvecioğlu, 27 Mayıs, Kanal Sim )

---------------------------------------------

• BİR SÖZLEŞME…
Gözler Fikri Ataoğlu'nda!

Takip edenler bilir, bir süredir Sevgili Meltem Sonay’la birlikte Girne Antik Liman’daki yasa dışı kiralamayı gündeme getiriyoruz, takip edenler detayını bilir.
Dün nihayet Ombudsman Emine Dizdarlı konuya ilişki raporunu açıkladı: “Kiralama yasa dışı, tüzüğe aykırı, derhal sözleşme iptal edilmeli. Bakanlık hatalı”
Raporun ayrıntılarını gazetemizden okuyabilirsiniz.
Şimdi gözler bu haberleri gündeme taşırken bizlere feveran eden dönemin Turizm Bakanlığı Müsteşarı, şimdilerin Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Kemal Deniz Dana’ya çevrildi.
TV ekranına çıkan Dana hala kendini savunuyor.
Evet evet, yanlış okumadınız hala kendini anlatma derdinde…
Esas önemli olan şimdinin bakanı Fikri Ataoğlu'nun tavrı.
Fikri Ataoğlu’na da büyük görev düşüyor.
Sözleşmeyi iptal etmek gibi bir görevi var yeni bakanın…
Yapması gereken sözleşmeyi bir an önce iptal etmek…
Gözler şimdi yürütmede, hadi bakalım bu yasa dışılıkta ısrar edecek misiniz, etmeyecek misiniz?
İzleyeceğiz sizi…

-------------------------------------------------

• BİR YANGIN
Geleceğimiz yanıyor, hala!

Trodos yanıyor…
Günlerdir…
Yardım etme teklifinde bulundu Akıncı, çok da iyi etti ama…
Anastasiadis “Gerek yok” dedi, reddetti.…
Ama Trodos hala yanıyor…
İçin için…
O güzel ormanlar, hayvanlar yanıyor cayır cayır…
Siyaset nedeniyle el ele veremiyoruz.
Ormanlarımızı, değerlerimizi canlarımızı yanarken izliyoruz.
Ne yazık ki Kıbrıs sorunu yalnız bizi değil.
Her şeyi yakıyor.
Geleceğimizi de yakmaya devam ediyor.
Tıpkı ormanlar gibi.

Bu yazı toplam 2110 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar