1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Bu iş paraya bakar canım!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Bu iş paraya bakar canım!

A+A-

Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti; yani Kıbrıs meselesi özelinde bu iki devleti sınıflandıracaksak, “Rum – Yunan tarafı; Kıbrıs meselesinin çözümünü elbette istiyor ama bunun için çok da aceleci davrandıkları söylenemez…

-*-*-

Bu yazıyı, dünkü Erdoğan - Miçotakis görüşmesi öncesi yazdığımı belirteyim…

-*-*-

Özellikle Yunanistan, Ege ve Doğu Akdeniz’de Türkiye ile yaşadığı sıkıntıları öne çıkarma taraftarı değil…
Yunanistan bunu, örneğin Kıbrıs sorununu, daha çok Avrupa Birliği’ne (AB) pas ediyor ve “Türkiye eğer AB ile ilişkilerini geliştirmek istiyorsa, bunun yolunun Lefkoşa’dan geçtiğini iyi bilmeli” mesajı ya da siyaseti üzerinden yürüyor…

-*-*-

Yunanistan, Türkiye ile “çözebileceği sıkıntılar” üzerinden ilişki kurmayı tercih ediyor ve Türkiye de şu anda bundan pek sıkıntı duymuyor!

-*-*-

Kıbrıs Rum tarafı da çok rahat…
“Oturalım deyini biz hazırız”dan hareket ediyor…

-*-*-

Türkiye ve mutlak kontrolündeki Ersin Tatar’ın ne istedikleri, nasıl bir çözüm arzuladıkları ise “temiz” ya da “görülebilir” bir durumda değil…

-*-*-

Bir kere, Türkiye kesinlikle Ada’nın yarısı üzerinden elde ettiği stratejik avantajdan, mafyatik avantaja kadar her türlü kazanımını kesinlikle korumak hedefindedir…
Bu konuda da gayet rahattır…

-*-*-

Neden rahattır?
Çünkü, Türkiye, planlı ve programlı bir şekilde Kıbrıslı Türk nüfusu her tür siyasetten dışlamayı başarmıştır…
Kıbrıslı Türklerin bir bölümü, örneğin Ersin beyler, UBP’giler, DP’liler, kendi çıkarlarını değil, Türkiye’nin çıkarlarını savunmaya teşvik ediliyor ya da zorlanıyor…
Teşvik için rüşvet, zorlama için şantaj usulleri tepeden tırnağa kullanılıyor…

-*-*-

YDP’liler, etnik köken yani ayrımcılık temelinde zaten doğrudan Türkiye’ye bağlılığın hesapları ile siyaset yapıyor…

-*-*-

Toparlansa, toplansa, birlik olsa bile çok cılız bir güç olarak kalan Kıbrıslı Türk siyaseti ise ya işbirliğine zorlanıyor ya da göçe!

-*-*-

Peki bu çözüm mü?
Bu yaşananlar, akıllı bir şey mi?
Ömür boyu devam eder mi?
Yani mesela Rum tarafı bir gün bu durumu “onaylayıp”, iki kesimliliği, iki devletliliğe çevirir mi?
Hayır!
Kıyamet olasılığı, iki devletli çözüm olasılığından daha yüksek bir olasılığa sahiptir ve herkes bunun farkındadır!

-*-*-

Ama dediğim gibi, Türkiye şu anda stratejik anlamda da en karanlık mafya ilişkileri anlamında da Kıbrıs’ı Kuzey kısmını tepe tepe kullanmaktadır ve bundan da mutludur!

-*-*-

Peki çözüm?
Mevcut kafa yapıları ile çözüm imkansız gibi durmaktadır!
Bu kafalar değişir mi?

-*-*-

Çıkara bağlı!
Kimin çıkarı?
Tabii ki Türkiye’nin çıkarı – çıkarları!
Ve AB’nin etkisi!

-*-*-

Ne acıdır ki, Kıbrıs’ta, şu andaki demografik – sosyal – ekonomik yapının Kuzey’deki pozisyonu; Türkiye Devleti’nin onaylamadığı – onaylamayacağı bir anlaşmaya engeldir!
Anlaşma olacaksa, olması isteniyorsa, ilk ikna edilmesi gereken Türkiye’dir!
İkna olur mu?
AB’nin tavrına ve çözüm isteyip istemediğine bağlı bir durum!

-*-*-

Şunu söylemek yanlış olmaz, bu iş paraya bakar canım!


Duyarsızlık mı bittik mi?

İki genç balıkçı, 10 Mayıs 2024 Cuma günü 15.00 sularında Karpaz’daki Kumyalı Balıkçı Barınağı’ndan denize açıldı… 
Barınaktan tekneyle ayrılan 25 yaşındaki Sıtkı Akargöl ile 35 yaşındaki Emre Arslan’dan dün yani 13 Mayıs 2024 Pazartesi bu satırları kaleme aldığım 11.00 sularına kadar hiçbir haber alınamadı… 

-*-*-

Polis, 2 kişinin denizde kaybolduğuyla ilgili kayıp bildirimi yayımlamıştı… 
Her iki balıkçının, taaa Lefke ilçesindeki Yeşilyurt’ta sakin oldukları kaydedilmişti…
Yeşilköy olsa anlardım da Yeşilyurt nere, Kumyalı nere!

-*-*-

İki balıkçının Kumyalı Balıkçı Barınağı’ndan, “Yeşilim” isimli tekneyle balık tutmak için denize açıldıkları da kaydedilmişti…

-*-*-

56 yaşındaki bir öğretmenimize, Arabahmet İlkokulu eski müdiresi Ayla Dalgalan’a, “hatalı kan verilmesi” konusu da var!
Ayla hocanım yaşamını yitirdi, dün bu konu bir tek Özgür Gazete'de manşetten verildi…

-*-*-

Toplumun ayağa kalkmasını gerektiren iki haber!
Bana göre tabii ki!
İnanıyorum ki, bu iki sebepten dolayı toplumun yollara, sokaklara dökülmesi gerekiyor…
İnsanlar kaybolmuş, bir insanımıza hatalı kan verilmiş!

-*-*-

Sokağa çıkın!
İlk karşınıza çıkan 100 kişiye bu iki olayı sorun; haberleri bile yoktur!
Ben yaptım!
Yürüyüşe çıktım, 3 kilometre yürüdüm, yedi kişiye öylesine sordum!
Yedi kişiden üçü Afrikalı’ydı!
Dördü de Türkiyeli!

-*-*-

Afrikalı gençler, gülümsedi!
Sorduğumun ne olduğunu bile anlamadı, anlamak de istemedi; ne maksatla sorduğumu da merak etmedi!
Türkiyeli bir kardeşim, “haberleri çok yakından takip eeidyorum” dedi ve ekledi; “… bu konuda haber işitmedim!”…
“Hangi haber bültenlerini izliyorsunuz?” diye sordum Türkiyeli orta yaşın üzeri – mesela benim yaşımdaki bu kişiye, “Daha çok “a haber” dedi!
Diğer üç Türkiyeli, “hiç haberimiz olmadı” dediler!

-*-*-

Kendi kendime konuşmaya başladım ve yürüyüşü erken sonlandırdım; belki akşama rüzgar azalırsa bisiklet sürerim falan diye düşündüm…
Sonra; “çok mu duyarsız bir toplumuz yoksa artık tamamen bittik mi?” sorusunu sordum!
Başkalaştık mı?
Asimile mi olduk?
Yoksa meşhur ozmosis mi gerçekleşti?

 


Christodoulides ile %100 hemfikirim!

Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides, Kıbrıs Rum tarafının müzakere masasına oturup Kıbrıs sorununu çözmeye hazır olduğunu söyledi. 

-*-*-

Christodoulides ya da Hirstodulidis, "Kesinlikle söyleyebileceğim şey şu ki, biz, müzakerelerin yeniden başlatılması için mevcut her türlü fırsattan yararlanmaya devam edeceğiz. Bizim için başka seçenek yok." 

-*-*-

Rum lider, Yunanistan Başbakanı ile Türkiye Cumhurbaşkanı arasındaki görüşmeden, özellikle müzakerelerin yeniden başlatılması yönünde devam eden çabalar açısından olumlu bir şeyler ortaya çıkacağını umduğunu kaydetti…

-*-*-

Tayyip Erdoğan'ın Yunanistan'ın "Kathimerini" gazetesinde yayınlanan ve enerjinin bir çatışma alanı değil, bir işbirliği alanı olduğunu söylediği konuşması hakkında yorum yapması istenen Christodoulides, Kıbrıs'ın bölgedeki tüm devletlerle işbirliği yaptığını ve bu çerçevede Kıbrıs'ın AB ile işbirliği içinde olduğunu açıkladı. Kıbrıs sorununun çözümünden sonra Türkiye ile de işbirliğine hazırız. Kıbrıs sorununa olası bir çözüm bulunmadan önce bile, deniz sınırlarımızı her zaman ilgili Deniz Hukuku Sözleşmesi temelinde çizmeye hazır olduğumuzu iletmiştik. Diyalogu reddeden Türkiye'dir” dedi…

-*-*-

Christodoulides, "Tekrarlıyorum. Önemli olan müzakerelerin yeniden başlaması. Dün bir şey söyledim, tekrar edeceğim. Holguin'e de ilettim. Neden kimsenin tartışmak istemediğini anlayamıyorum. Konuşmak istememesi kendi pozisyonları konusunda kendini güçsüz hissettiği anlamına geliyor” diye konuştu… 

-*-*-

Kıbrıs Cumhurbaşkanı, Kıbrıs Rum tarafının müzakereye ve müzakere masasına oturmaya hazır olduğunu ifade ederek, “başka seçeneğin olmadığını” vurguladı. Ayrıca “mevcut durumun Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıslı Türkler, Türkiye, AB veya bölgenin yararına olmadığını” söyledi…

-*-*-

Yüzde 100 hemfikirim!


Çok yaşayın çocuklar

Dünya’da, ne acıdır ki hiçbir İslam ülkesinin başaramadığını, çok büyük bölümü Hıristiyan olan öğrenciler başarıyor…

-*-*-

Kızgın, organize ve sonuca ulaşabilecek kapasitede on binlerce öğrenci, İsrail’in, ne utançtır ki Nazileri aratmayan soykırımına karşı duruyor… 

-*-*-

Bu öğrenciler, büyük fark yaratan, dev gibi bir ahlak ordusudur… 
Ve çok güçlüdür… 

-*-*-

Sizlerleyim…
İsrail’in yaptığına ses çıkarmayan da İsrail ile birliktedir…

skynews-israel-gaza-palestinian-6321200.jpg

Bu yazı toplam 1737 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar