Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Bu kadar OLUR

A+A-

 

“Bu kadar da olmaz” ifadesi mesleğin ilk senelerinde çok özel bir başlıktı.
Hele manşetten kullanılmışsa, o gün gazetenin tirajı ikiye katlanırdı.
Hani okuyan herkes başlığa katılır, şaşırır, hayıflanırdı.

*  *  *

Artık oluyor!
Yani kanıksadık ve alıştık.
“Bu kadar da olmaz” diyeceğimiz pek bir deneyim kalmadı.
Şaşırmıyoruz dahi!
Kendimize söyleniyoruz.
Ne olmuşsa oluyor da hiç olmamış gibi hayat yeniden akıyor.

*  *  *

17 sene 7 ay hapis cezası almış adam!
Az vermişler.
Öz kızına tecavüz etmiş.
Kıbrıs’a kaçmış.
Ada yarısına “sahte” kimlikle girmiş.

O kimliğin sahteliğinin anlaşılması için 2 sene geçmesi gerekmiş.
Neymiş, kimmiş, ne yapmaya gelmiş kimseler sormamış. İki sene içimizde yaşamış.
Çalışmış muhtemelen!
Kimseler “kimdir, nedir, necidir” bakmamış.

*  *  *

Adi bir suçlu.
Dünyanın her yerinde böylesi var.
Ama dünyanın başka yerinden insanlar, Kıbrıs’ın kuzeyine bu kadar rahat, bu kadar ucuz, bu kadar sorgusuz giremiyor.
Yasa yok mu?
Var!
Ama uygulatmıyorlar!

*  *  *

Turistse de işçiyse de belgeleyecek.
“Kaç paran var” diye sorulacak hatta!
Eğer bir “ülkemiz” varsa.
Kimseler çıkıp da “bu ülkenin girişlerini başıboşluktan kurtaracağız, her önüne gelen de bu adaya giremeyecek” demiyor.
Dünyanın kriteri ortada.
Bir ülkeye nasıl girilmeli, aslında biliniyor.

*  *  *

2 sene burada yaşadı.;
Düşünsenize paket servisçi kılığında evinize girebilirdi, sizin çocuğunuzun yanı başına...
Belki kızınızı taşıyan bir aracın şoförüydü ve kim bilir, belki bekçiydi.
Tesisatçı olarak yüzleştiniz, olamaz mı?
Baksanız 2015’ten beri buralarda.

*  *  *

Hiçbir adi suç, hiçbir ülkenin ya da etnik kimliğin üzerine yıkılamaz.
Suçun dili de olmaz, dini de...
Ama bir ülkeye “giriş” de bu kadar “laubali” olamaz.

 

 

 

Bu yazı toplam 2261 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar