1. YAZARLAR

  2. Mert Özdağ

  3. Bu kaostan ne çıkar?
Mert Özdağ

Mert Özdağ

Bu kaostan ne çıkar?

A+A-

"Bir seçim dönemi daha geride kaldı" diye başlayacaktım!
Ama başlayamadım, zira seçim dönemini, hem oy sayımındaki kriz, hem de koalisyon konusundaki kilitlenme 'geride' değil gündemde, hatta ileride tuttu, ya da tutacak.
Hemen hemen herkes şimdi ne olacak diye konuşuyor.
Markette, berberde, sokakta, kahvede, sosyal medyada…
Ne olacak şimdi?
İnanın kimse bilmiyor!
Bir kere CTP, HP ve TDP, UBP ile koalisyon kurmak istemiyor.
 3 partinin de temsilcileri bunu çok net açıkladılar.
Evet, seçim sonucunda UBP birinci parti olarak çıkmayı başardı, bu önemli bir başarıdır.
Bir kısım "halk" belli ki en azından son 20 aylık süreçten oldukça memnun.
Ancak buna karşı duran, UBP zihniyetine oy vermeyen % 65’lik bir kesim daha var! Çoğunlukta!
Bunu da bir kenara not etmek gerekiyor.
Hem kişisel çıkar adına attıkları bütün adımlar- (ki bunda partizan istihdamdan tutun da oy satın almaya, kamu arazilerini peşkeş çekmeye kadar gidebilirsiniz) hem de yaratılan seçmenler işe yaramış.
Ve bastıra bastıra, ite kaka tüm bu adımların tamamı % 35 etmiş.
Hayrını görmezler!
Bu olayın UBP tarafı…
Olayın başka yüzleri, başka tarafları da var hiç kuşkusuz!

                                                                         *  *  *

Mesela CTP… Elbette uzun uzun seçim değerlendirecek bir zamanı da yok kimsenin.
Belki de yeni bir erken seçim kapıda.
Bilemediniz zaten kurulacak her hükümet en fazla 1 yıl yaşayacak.
E Haziran’da da yerel seçim de var zaten.
Bu nedenle uzun uzun değerlendirmeye vakit yok.
Ama çok titiz ve hızlı bir şekilde neden böyle oldu kısmını soğukkanlılıkla ele almak gerekiyor.
Elbette % 21 oy CTP için bir son değil.
Sonuçta UBP’den sonra ikinci partidir CTP.
Ve hala iktidar alternatifidir, her şey rağmen!

Ancak çok daha fazlası neden olmadı, irdelemek gerekiyor.
Şunu söylemeden de geçmeyeceğim; sağ partilerin ‘biz tıkır tıkır maaş öderiz’ sözleri halk nezdinde kabul gördü, ne yazık!

                                                                         *  *  *

TDP’nin 3 vekile kadar düşmesi artık tehlike çanlarının çalmasına da yol açıyor!
Bir an önce yeni bir siyaset ortaya koymak elzem.
Başından beri TDP için hep aynı şeyi söyledim.
CTP’yi taklit ederek, CTP’den oy çalacaklarını sandılar, yanıldılar!
Gerçeği dururken sahtesi ile kimse uğraşmaz, kusura bakmayın.
Umarım yeni bir çıkış yapacaklar.

Yeni bir şey söylemek, yeni bir hareket başlatmak lazımdı ve bunu HP yaptı.
HP 2000’lerin başından beri TDP’nin yapamadığını 2 senede yaptı, emanet kaygan bir oy aldı.
Elbette HP’yi yönetenler çok daha fazlasını bekliyorlardı ama bu bile başarıdır.

Ancak şu bir gerçek ki kaygan bir zeminden bahsediyoruz.  Yani gittiği gibi gelir de!                                                                           

                                                            *  *  *

Bir de DP meselesi var ki artık butik partiye dönüşmüş.
Sadece Denktaş ailesine fayda sağlayan bir butik parti.
Eskiden hep üçüncü sırada seçim yarışını bitiren ve boyundan büyük lokmalarla hükümetlerde joker ortak olan DP artık yok!
En azından bundan sonra.
Ancak şimdiki pazarlıklarda DP yine kilitte!
Sağa giderse sağ koalisyon, 4’ye gelirse geniş tabanlı koalisyon olacak.
Bakalım hangisini seçecek?
Denktaş bu işin kaymağını yedi yıllarca.
3-5 vekille 3-5 bakanlık alacak günleri yaşadı.
Şimdi yine öyle olur mu? UBP, komite sıkıntısına rağmen “Ne isterse al, yine benle gel” der mi?
E UBP’ye öfke kusan DP’liler buna onay verir mi?
Yüksek ihtimal sağa yönelecek.
Hepsini göreceğiz.

Bir de YDP var tabii… Artık mecliste temsil edilecek.
Erken yorum yapmak istemiyorum ama umarım tahmin edildiği gibi ırkçı bir tutum sergilemezler, temsil ettikleri kesimin sesi olurlar. Temsil ettikleri kesimin sesi olmak demokrasiye fayda sağlar. Fazlası hepimize zarar getirir, başta da kendilerine…

                                                                         *  *  *

Olayın bir de boykot tarafı var…
Benim de etrafımda bulunan ve “Aman yahu ne seçimi” diyerek evde tembelleşenlerle, bilerek ve isteyerek sandığa gitmeyenleri bir birinden ayırmak gerekiyor.
Ve bilerek boykot etmek için gitmeyenleri anlamak, onlarla konuşmak ve nedenlerini irdelemek…
Özetlemek gerekirse bir seçim daha geride kalamadı!
Hala seçimi yaşıyoruz ve hala şu olacak mealinde bir hükümet tespitimiz yok.
Zaten halkın da öyle bir tespiti olmadı.
Seçim gecesi dediğim gibi; sandıktan kaos çıktı!
Kimilerini sıkça yaptığı “Sandık şu koalisyonu işaret etti” mealindeki yorumlara katılmıyorum.
Seçmen oy vereceği partiye şununla oy kursun diye oy vermez, dediklerine, görüşlerine bakarak oy verir.
Herkes bir şekilde oyunu kullandı ortaya da bu karmaşık durum çıktı.
Ne üzülecek, ne de sevinecek zaman var.
Zira bu sonuç kimseye yar olmaz.
Kimseye sevinç ve üzüntü getirmez.
Hiç kimseye…
Sadece bir geçiş dönemidir yaşadığımız.
Ya UBP’li, bir sağ hükümete teslim edeceğiz geleceğimizi, ya da geniş tabanlı bir uzlaşı hükümetine…
Bakalım hangisi olacak.


 


Sağ, sol, penaltı, gol!

 

Seçiminin siyasi sonuçları, bundan sonra ne olacak soruları soruladursun; seçimin rakamsal sonuçlarında ilginç detaylar var.
Örneğin, bu çok açık ki, karmalar genelde sol tandanslı oylar!
En fazla karma oy alan kişiler incelendiğinde UBP’ye çok fazla oy çıkmadığını açıkça görebilirsiniz!
Daha da ileriye gidersek, en fazla karma oy alan ilk 10 incelediğinde hiç UBP’li vekil olmadığı çok net ortaya çıkar.

Demek ki sağ, özellikle de UBP tabanı mührüne sahip çıkmış.
Peki CTP’nin mühürleri nerede?
% 21 civarı CTP hanesine vurulmuş.
Geriye kalanı?
TDP’de mi?
Hayır! TDP yerinde saymış. CTP’den oy çalamamış!
Demek ki 2013’ten bugüne CTP’ye mühür vuran % 10 seçmen bu kez HP’ye kaçmış.

Yani HP’ye CTP’den giden emanet oydan söz ediyoruz.
Peki başka nerede sol oylar?
% 2’si TKP’de, baraj altında kalmış.
Diğerleri? İşte burası klik nokta!
Bir kısmı (ki ne kadar olduğunu inanın kimse kestiremiyor) boykotu tercih etmiş, sandığa gitmemiş.
Araştırmacı Mine Yücel de bunu vurguluyor.
Yani bir kısım, CTP’ye oy vererek umut besleyen seçmen ‘ya CTP ya da hiç’ diyerek sandığa gitmemiş.
Elbette bu davranış kendi içinde bir öfke barındırıyor.
CTP yönetiminin boykotçuları iyi algılaması, dinlemesi, konuşması gerekiyor.

Ötekileştirerek bir yere varmak mümkün değil.
Üstte de dediğim gibi bu seçim sol seçmen parçalara bölünmüş.
Bir kısmı karmada dağılmış, bir kısmı boykotta yer almış, bir kısmı da (daha merkez solda olan kısmı) HP’ye gitmiş.
Hal böyle olunca da, bu sonuç ortaya çıkmış.
UBP mühürlerini alınca, DP’yi adeta yutunca, ortaya bir de YDP sorunu çıkıvermiş.
Çünkü karşısında blok, güçlü bir sol çıkmamış.
Durum budur dostlar.
Şimdi öfke ile yorumlamak yerine, daha iyisi nasıl yapılır diye çalışacağız.
Sonucun teknik boyutunu iyi anlayarak önümüze bakacağız.
Gerisi teferruat…

 

 

Bu yazı toplam 2164 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar