Serap ŞAHİN

Ülkede birçok noktada ‘aydınlatma’ sorunu yaşanıyor, ‘karanlığa gömülen’ yollar kazalara davetiye çıkarıyor.

Aydınlatmanın bulunmadığı ya da yetersiz kaldığı bölgelerde yaşanan trafik kazaları evlere ateş düşürüyor, bu sorun yıllardır çözülemiyor.

Sadece anayollarda değil, şehir içlerindeki birçok noktada da benzer sıkıntılar yaşanıyor, ‘lambalar’ yanmıyor.

Lefkoşa-Güzelyurt anayolunda geçtiğimiz gün yaşanan, 18 yaşındaki Fatih Can’ın hayatını kaybettiği trafik kazasıyla ‘karanlık yollar’ yeniden gündeme geldi, YENİDÜZEN ilgili kişilere “Yollarda neden ışıklandırma yapılmıyor? Sebepleri neler?” sorularını yöneltti.

Yaşanan sıkıntının temelinde kaynak sorunu ve yetki karmaşası çıktı.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, sokak aydınlatmalarının güneş panelleri ile değiştirilmesi için projenin hazır olduğunu ancak son güncellenen Belediyeler Yasası ile karşılarına ‘engel’ çıktığını savundu.

“Yasaya göre yolların aydınlatılmasının kontrolü belediyelere verildi. Dolayısıyla ortada bir muğlaklık var” diyen Arıklı, “Şimdi bizim bu yolların aydınlatılmasının muhatabı kimdir o sorunun cevabını bulmamız gerekiyor. Belediyelerse biz yapıp belediyelere pekâlâ verebiliriz. Neticede belediyelerin bunu yapma gücünün ve kapasitesinin olmadığını da biliyoruz” şeklinde konuştu.

Karayolları Dairesi Müdürü Dürdane Abi Acı ise maddi sıkıntıların olduğuna işaret ederek, solar enerji sistemi ile çalışma yapıldığını vurguladı.

Öte yandan Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Mehmet Avcı ise, ön plana çıkarılanın hep yol aydınlatması olduğunu ancak levhaların da sürücüler için çok önemli olduğunu kaydetti.

KİM, NE DEDİ?

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı:

“ ‘Aydınlatmada muhatap kim?’ sorusunun cevabını bulmalıyız”

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, sokak aydınlatmalarının güneş panelleri ile değiştirilmesi için projenin hazır olduğunu ancak son güncellenen Belediyeler Yasası ile karşılarına ‘engel’ çıktığını savundu.

“Yasaya göre yolların aydınlatılmasının kontrolü belediyelere verildi. Dolayısıyla ortada bir muğlaklık var” diyen Arıklı, “Şimdi bizim bu yolların aydınlatılmasının muhatabı kimdir o sorunun cevabını bulmamız gerekiyor. Belediyelerse biz yapıp belediyelere pekâlâ verebiliriz. Neticede belediyelerin bunu yapma gücünün ve kapasitesinin olmadığını da biliyoruz” şeklinde konuştu.

Projeyle ilgili hazırlıkların ve gerekli ölçümlerin yapıldığını kaydeden Arıklı, sözlerine şöyle devam etti:

“Anladığım kadarıyla kendi elimizle, elimizi bağlamış olduk. Şu anda muhatap kim? Belediyelerse oturup belediyelerle protokol yapmamız gerekiyor. Veya yasada bir değişiklik yapıp tekrar bu konunun Ulaştırma Bakanlığı’na alınması gerekiyor. Ortada şu anda bir muhatap sıkıntısı var” dedi.

Arıklı, çalışmayla ilgili 6 milyon 200 bin Dolar kaynağa ihtiyaç duyulduğundan da bahsederek, sözlerini şöyle tamamladı:  Bu kaynak için de data hizmetlerinin vergilendirilmesini düşündük ve şart koştuk. Bu kaynağın buraya aktarın diye. Çünkü maliyede öyle bir kaynak yok. Sayın Başbakan da bu konuda destek verdi”

Karayolları Dairesi Müdürü Dürdane Abi Acı:

“Eksiklikler ve maddi sıkıntılar var”

Yol aydınlatmaları ile ilgili elektrik ve kablo çekiminin masraflı olduğunu belirten Karayolları Dairesi Müdürü Dürdane Abi Acı, “Solar enerjiyle bunu yapabilir miyiz diye onun araştırmasını yapıyoruz. Hızlı bir şekilde aydınlatma olmayan kavşaklar ve çemberlerle ilgili bir proje başlatacağız” dedi.

Belediyelerle işbirliği içerisinde yol aydınlatmalarına başlandığına dikkat çeken Acı,“Değirmenlik Belediyesi ile o yolu komple aydınlattık. Lefkoşa Belediyesi ile Hamitköy’den yine Haspolat’a kadar olan bölümün aydınlatılması ile ilgili bir çalışma yapıyoruz. Hüseyin Amcaoğlu ile de görüştük. Onunla da Alayköy, Alayköy Sanayi Bölgesi, Alayköy çemberi inanılmaz karanlık. Bu bölgelerde de bir çalışma başlatıyoruz” şeklinde konuştu.

Eksikliklerin ve maddi sıkıntıların olduğunu kaydeden Karayolları Dairesi Müdürü Dürdane Abi Acı, “Bu konuda elçimiz çok duyarlı. Maddi kaynak sağlıyor. Yavaş yavaş eksikliklerimizi çözme yolunda gidiyoruz” dedi.

Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Mehmet Avcı

“Kimse levhalardan söz etmiyor”

Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Mehmet Avcı, yaşamın yoğun olduğu bölgeler, yayaların kullanımında olan bölgeler ve kavşaklarda mutlaka aydınlatmanın olması gerektiğini vurgulayarak şunları kaydetti:

“Aydınlatmadan önce yer tabelalarının fosforlu bir şekilde kendini göstermesi, yer işaretlerinin boyanmış olması şartı var. Çünkü sürücü işaretlere göre hareket etmelidir. Dolayısıyla trafik kazası olan yerde aydınlatma olmaması yayaların hayatını tehlikeye attığı bir gerçek ama araçlar için de işaretler daha önemlidir” dedi.

Alayköy yolunda son yaşanan ölümlü kazaya da değinen Avcı, “Son kazada da ön plana çıkarılan aydınlatmanın yetersiz olduğudur. Kimse levhalardan söz etmiyor. Ana yola yaklaşırken yollarda sürücü için gerekli işaretler var mı” diye sordu.

“Sürücü standartları git gide düşen bir ülkede yaşıyoruz”

Çift şerit yollara özellikle bağlanan yolların dik çıkışları olmaması gerektiğinin altını çizen Avcı, araç sürücüsünün yollardaki gerekli uyarılarla önceden yavaşlamaya veya durmaya zorlanması gerektiğini belirtti.

Avcı sözlerine şöyle devam etti:

“Sürücü standartları git gide düşen bir ülkede yaşıyoruz. Sürücünün de kendini koruyacak şekilde araba kullanma şartı ön planda olmalı. Burada hem araca çarpan, hem de aracına çarpılandan bahsediyorum. Her iki taraf ta kendini koruyacak şekilde araba kullanması gerekirken, herkes savunun ben geliyorum moduna döndü. Bütün bunlara bakıldığında yolların karanlık olması da kazalara artı olarak etki ediyor.”

“Hız limitine mutlaka uyulmalı”

Yollardaki uyarı tabelalarının, yer çizgilerinin sürücüyü yönlendirmesi, gerekirse ana yolla bağlanan yollara tırtılların koyularak sürücülerin uyarılmasının önemine dikkat çeken Avcı, “Yolun boş olması hiçbir sürücüye istediği süratte gitme hakkı vermiyor. Hız limitine mutlaka uyulmalı” dedi.

Yaşanan kazalarda sadece sürücü hatasına odaklanarak esas eksikliklerin gözden kaçmasına neden olduğuna işaret eden Mehmet Avcı, “Her kazadan sonra mutlaka bir mühendislik biriminin de olay yerini inceleyip mahkemeye rapor sunması, kazaların önlenmesinde daha etkili olacağına inanıyorum” dedi.

Avcı, son olarak “Alt yapının sorgulanmadığı bir ülkede, alt yapı düzeltilmesi beklenemez” ifadelerine yer verdi.