Serap ŞAHİN

UBP – DP – YDP Hükümeti’nin “dar ve orta gelirli” kişilere yönelik 12 Şubat’ta üçüncüsünü açıkladığı “İlk Evim Kredisi”ne yönelik başvurular başladı.

15 anlaşmalı bankanın finansmanını sağladığı konut kredisinde kullandırılacak miktar 2 milyon 200 bin TL olurken, satın alınacak konutun değerinin yüzde 80’ini karşıladığı iddia ediliyor.

Asgari ücretin net 37 bin 818 TL olarak belirlendiği günümüz şartlarında, söz konusu kredide aylık taksit miktarı 45 bin TL olurken, 10 yıl boyunca bankaya ödenen toplam tutar ise 5 milyon 443 bin 73 TL olacak.

Konuyla ilgili YENİDÜZEN’e konuşan Emlakçılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Sadeghi, üst limit olarak belirlenen 2 milyon 200 bin TL’lik rakamın günümüz koşullarında yetersiz kaldığını belirterek “Gerçekçi bir kredi paketinin başlangıç limiti en az 3.5- 4 milyon TL olmalı” dedi.

Sadeghi, piyasadaki konut fiyatları göz önünde bulundurulduğunda daha yüksek limitli kredi paketlerinin sunulması gerektiğini vurgulayarak, "Krediyle ev almak isteyenlerin ödemesi gereken peşinat miktarı günümüz koşullarında oldukça yüksek ve bu, konut sahibi olmayı zorlaştırıyor" dedi.

Sadeghi, faiz oranlarının da daha erişilebilir hale getirilmesi gerektiğini söyledi.

Ekonomist Mahmut Sezinler de hükümetin duyurduğu İlk Evim Kredisi’nin gerçekçi olmadığını, halkın ekonomik koşullarıyla örtüşmediğini ve tamamen bir seçim yatırımı olduğunu söyledi. "Bu kredi, asgari ücretliye ya da işçiye yönelik değil, siyasi rant sağlamak gailesiyle ilan edildi." diyen Sezinler, mevcut ekonomik şartlarda bu kredinin taksitlerinin ödenmesinin mümkün olmadığını belirtti.

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer ise İlk Evim Kredisi’nin konut ihtiyacını tam anlamıyla karşılamadığını, gerçek çözümün sosyal konut projeleriyle mümkün olacağını belirtti. Kredinin belli bir kesime katkı sağladığını ancak alt gelir grubundaki vatandaşların bu taksitleri ödeyemeyeceğini vurgulayan Gürcafer, "Devlet sosyal konuta odaklanmalı ve süreci hızlandırmalı" dedi.

Emlakçılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Sadeghi:

“Gerçekçi bir kredi paketi için başlangıç limiti en az 3.5- 4 milyon TL olmalı”

YENİDÜZEN’e konuşan Emlakçılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Sadeghi, gerçekçi bir kredi paketi için başlangıç limitinin en az 3.5- 4 milyon TL olması gerektiğini vurguladı. Sadeghi, “Eğer gerçekten vatandaşı konut sahibi yapmak amaçlanıyorsa, kredi miktarı piyasa gerçeklerine uygun seviyeye çekilmeli. Aksi halde, kredi almak isteyen vatandaşın cebinden çıkması gereken peşinat miktarı artacak ve konut almak daha da zorlaşacaktır.” ifadelerini kullandı.

Sadeghi, piyasadaki konut fiyatları göz önünde bulundurulduğunda daha yüksek limitli kredi paketlerinin sunulması gerektiğini vurgulayarak, "Krediyle ev almak isteyenlerin ödemesi gereken peşinat miktarı günümüz koşullarında oldukça yüksek ve bu, konut sahibi olmayı zorlaştırıyor" dedi.

Sadeghi, faiz oranlarının da daha erişilebilir hale getirilmesi gerektiğini söyledi. “Hükümetin iyi niyetle elini taşın altına koyarak bir çözüm sunmaya çalıştığını anlıyorum.” diyen Sadeghi, “Umarım ilerleyen süreçte daha yüksek kredi limitleri ve uygun finansman çözümleriyle vatandaşın konuta erişimini kolaylaştıran yeni paketler gündeme gelir.” şeklinde konuştu.

“2 milyon 200 bin TL’ye bugün hangi bölgelerde konut bulunabileceği tartışmalı”

Sadeghi, söz konusu hesabın 2 milyon 200 bin TL değerinde bir konut üzerinden yapıldığını ancak Kıbrıs’ın kuzeyindeki mevcut piyasa koşulları düşünüldüğünde bu fiyat bandında kaliteli ve merkezi lokasyonlarda konut bulmanın çok zor olduğunu kaydetti. Girne, Lefkoşa ve İskele gibi bölgelerde yeni ve modern projelerde fiyatların çok daha yüksek olduğuna dikkat çeken Sadeghi, “2 milyon 200 bin TL’ye bugün hangi bölgelerde konut bulunabileceği tartışmalı bir konudur.” dedi, esas sorunun bu kredi limitiyle alınabilecek konutların günümüz piyasasında sınırlı olduğunu vurguladı.

Söz konusu miktarla Girne veya İskele’de yeni ve kaliteli projelerden almanın mümkün olmadığını belirten Sadeghi, Lefkoşa’da orta dereceli eski yapılara yönelik seçenekler olabileceğini, Güzelyurt ve Mesarya gibi gelişmekte olan bölgelerde ise bu fiyat seviyesinde ev bulmanın mümkün olabileceğini söyledi. Sadeghi, “Ancak yatırımcılar ve yerel halkın büyük bir kısmı, bu bölgelerde değil daha merkezi lokasyonlarda konut sahibi olmak istiyor.” dedi.

Günümüz koşullarına göre söz konusu miktarın “Kesinlikle yetersiz” olduğunu vurgulayan Hüseyin Sadeghi, “Bugün Girne, İskele ve Lefkoşa gibi en çok tercih edilen bölgelerde sıfır, kaliteli ve merkezi bir dairenin fiyatı 4-6 milyon TL aralığında değişiyor. Döviz bazlı satış yapılan projelerde fiyatlar Sterlin ve Euro üzerinden belirlendiği için TL kredi limiti reel alım gücüyle örtüşmüyor. İnşaat maliyetleri, arsa fiyatları ve yabancı yatırımcı ilgisi nedeniyle konut fiyatları artmaya devam ediyor.” açıklamalarında bulundu.

Ekonomist Mahmut Sezinler:

"İlk Evim Kredisi seçim yatırımı, siyasi rant sağlama girişimi"

Ekonomist Mahmut Sezinler, hükümetin duyurduğu İlk Evim Kredisi’nin gerçekçi olmadığını, halkın ekonomik koşullarıyla örtüşmediğini ve tamamen bir seçim yatırımı olduğunu söyledi. "Bu kredi, asgari ücretliye ya da işçiye yönelik değil, siyasi rant sağlamak gayesiyle ilan edildi" diyen Sezinler, mevcut ekonomik şartlarda bu kredinin taksitlerinin ödenmesinin mümkün olmadığını belirtti.

Sezinler, 2,2 milyon TL’nin yaklaşık 49 bin Sterlin’e denk geldiğini ve bu miktarla bir apartman dairesi bile alınamayacağını vurguladı. Asgari ücrete yapılan yüzde 7,5 artış ile 2025 yılı içerisinde en az iki kez daha artış yapılacağına dair öngörüler bulunduğunu ifade eden Sezinler, "Bütçe olanakları çerçevesinde öngörülen bu artışlar, enflasyonun yüksekliği karşısında yetersiz kalacaktır" dedi.

"Bankalara sınırlı kontenjan verildi, geniş kesimlere hitap etmiyor"

Sezinler, ülkede açıklanan enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığını belirterek, 2025 yılı içinde yüzde 50’nin üzerinde bir enflasyon oranı ile karşılaşılacağını dile getirdi. Böyle bir ortamda asgari ücretle çalışan bir bireyin bu kredinin taksitlerini ödemesinin hiç mümkün olmadığını ifade eden Sezinler, "Daha uzun vadeli ve daha düşük taksitli bir model oluşturulabilirdi.” dedi.

Sezinler, kredi paketinin belirli bankalara sınırlı sayıda kontenjan verilerek sunulduğunu belirtti. "Bazı bankalara 3 kişilik, bazılarına 4 kişilik kontenjan ayrıldı. Geniş bir kesime hitap eden bir olanak sunulmuyor." diyen Sezinler, bu düzenlemenin halkı düşünmekten çok, seçim propagandasına hizmet ettiğini ifade etti.

"Döviz ve enflasyon yükselmeye devam edecek"

Sezinler, döviz kurlarında yıl sonuna kadar Sterlin’in 53 TL, Dolar’ın ise 41 TL seviyelerine çıkacağına yönelik öngörülerin bulunduğunu belirtti. Enflasyonun hızla yükseldiğini ve asgari ücretin bu enflasyon karşısında ezilmeye devam edeceğini ifade eden Sezinler, hayat pahalılığı düzenlemelerinin altı ayda bir yerine daha sık aralıklarla yapılması gerektiğini vurguladı. "Eğer artışlar 6 ayda bir yapılırsa, halk enflasyon ve döviz karşısında ezilmeye devam edecek" diyen Sezinler, hükümetin bu konuyu yeniden gözden geçirmesi gerektiğini kaydetti.

Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer:

"İlk Evim Kredisi, daha yüksek gelirli kesime hitap ediyor"

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, hükümetin duyurduğu İlk Evim Kredisi’nin konut ihtiyacını tam anlamıyla çözmeyeceğini belirterek, gerçek çözümün sosyal konut projesi olduğunu söyledi.

Gürcafer, kredinin belli bir kesime katkı sağladığını kabul ettiğini ancak bunun geniş çapta bir çözüm olamayacağını ifade etti. "Belki 500 kişi, belki 1000 kişi bundan yararlanır. Eksik kalan miktarları tamamlayarak bir şekilde ev sahibi olurlar. Ama konut sorununun köklü çözümü sosyal konut projesidir. Devletin bu konuya odaklanması ve süreci hızlandırması gerekiyor." dedi.

Gürcafer, konut sahibi olamayan vatandaşların bu kredinin sunduğu taksitleri ödeyebilecek durumda olmadığını belirterek, sosyal konut projelerinin doğrudan bu insanlara yönelik olması gerektiğini söyledi. "İlk Evim Kredisi, biraz daha yüksek gelire sahip olan vatandaşların konut edinmesine katkı sağlayan bir projedir. Ekonomiye de bir faydası var. Ancak en alt gelir grubundaki insanların altından kalkabileceği bir sistem değil." ifadelerini kullandı.