Bu kültür, bu zenginlik bizim...
NACİ TALAT Dostluk ve Barış Evi’nde çok güzel bir buluşma vardı, dün...
“Bir binayı kurtarmak, bir hayatı kurtarmaktır” dedi, sevgili Sıla Usar İncirli...
Tarihi Osmanlı Konağı’nı, tam bir ‘harabe’ olarak almışlardı...
Şimdi, kültürün ve sanatın mekanı, pırıl pırıl bir merkez oldu...
Naci Talat Vakfı, pek çok destekçisi ile birlikte, dünyanın müziğini Lefkoşa Surlariçi’ne taşımaya hazırlanıyor...
Hani, 1974’e kadar koruduğumuz...
Ama sonrasında, terk ettiğimiz Surlariçi’ne...
“Oraları kötü yerler” diye dudak büktüğümüz hatta geceleri yürümeye korktuğumuz Surlariçi’ne...
Oysa başşehrin kalbinin attığı yerdi Surlariçi ve ‘çok kültürlü’ yapısıyla, eşsiz bir ‘hazine’ bıraktı hepimize..
Evet, şimdi o hazineyi yeninden keşfetmek zamanı...
***
Naci Talat Vakfı, 31 Ağustos - 5 Kasım tarihleri arasında “Lefkoşa Surlariçi Klasik Jazz ve Dünya Müzikleri Festivali” düzenliyor...
Naci Talat Dostluk ve Barış Evi’nde değil sadece, Büyük Han ve Bedesten’de de konserler olacak.
Tam 30 performans...
Üstelik de Erkan Oğur, Aydın Esen gibi dünyaca ünlü yıldızlar...
Ülkemizin birbirinden yetenekli solistleri, grupları...
Ve evet, dünyanın müziği...
Surlariçi, uzun yıllar sonra ilk kez böylesine kapsamlı bir organizasyona ev sahipliği yapacak.
***
Çok yerinde bir kararı daha var, vakfın...
Her konser, toplumda iz bırakmış bir isimle anılacak.
Böylece, değerlerimiz de yaşatılacak, yeniden...
“Lefkoşa’nın Surlariçi daha görünür kılınmalı. Tarihi eserleri, kültürü ve insanlarıyla göz önüne bulundurmalı, paha biçilmez bir hazine gibi korunmalıdır” demişti Sıla...
Çünkü ‘hazine’lerimize sahip çıktıkça yaşayacağız, bu ülkede...
Sahip çıktıkça anlamı olacak, ‘vardık, varız, var olacağız’ sözlerimizin...
Bu nedenle yürekten tebrikler, tüm emek verenlere, destekçilerine...
Elbette YENİDÜZEN de bu etkinliğin destekçisi olacak..
Çünkü Barış ve Dostluk Evi’nden çok daha önce, YENİDÜZEN, Naci Talat’ın evi...
Ne mutlu ki öyle...