Bu nasıl ortaklık?
Niye ‘hükümet’te oturuyor ki CTP!..
Hâlâ!..
‘Reform’ mu yapacak?
Bu ‘reformlar’a engel koyan UBP’yle ‘içli dışlı’ DP gibi bir ‘ortak’la hem de...
UBP-DP ‘muhabbet’e girmiş, ‘işbirliği’ni ilerletmişken, ‘buyurunuz, hükümet de sizin’ denmez mi yani?
***
Üstelik görünen o ki, “Yerel Seçim İşbirliği” işin ‘maske’si !..
Çünkü bu iki parti, bir önceki ‘yerel seçim’e de ‘ittifak’la girmişti zaten…
Şimdiki işbirliği başka.
Son 30 senedir “sağ”ı adeta parmağında oynatan “Derviş’in fikri neyse, zikri de aynı” piyesi bu…
Birleşik Kıbrıs’ı reddetmek üzerine bir ‘kaynaşma’dır işin aslı...
***
“Hükümet hesapta yok” deniyor...
Çünkü biliyor ki Saray, erken bir UBP-DP hükümeti ‘felaket’i demek...
Reislik seçimine kadar “çaput” olur böylesi bir hükümet!..
Dağıtacak da ne kaldı ki elde!..
Son Küçük dağıtmıştı, sonu malum.
Bakanlık kavgası, müsteşarlık yarışı, üleşim derken Eroğlu’nun ‘evine çekildiği’ eski günlere döner ortam...
***
Yine gelelim en başa, CTP’ye!..
Meclis’e dahi uğramayan ana muhalefet ile “kanka” bir ortağın varsa, bu hükümet hangi “güven” ve “samimiyet” üzerinden yürüyecek ki?
Yani siz ‘ortağınız’ ile Meclis’e gireceksiniz, ‘ana muhalefet’ sizi protesto edecek.
Sonra ‘ortağınız’ gidecek, öteki yarısıyla kol kola girecek!
***
CTP ‘hükümet’i iade ederek hem yapılanmasını tamamlar...
Hem de çok daha “ayakları yere basan” muhalefet yapar…
Ve yeni döneme hazırlanır böylece.
Kıbrıs sorununun çözümüne odaklanır, yığınları döker sokağa...
“İşbirliğiniz bol olsun” der, “sağ”a bırakır koltuğu, “salim” olur halkına…
Yine ‘sandık’ kurulur nasılsa...
***
Mesele “yerel seçim ittifakı” kadar “basit” olsa, “demokrasi” dersiniz..
Ötesidir…
Korunmak istenen “Tek karış toprak verilmez”den, “Bizi bir gecede yutarlar”a kadar uzanan eski bir “statüko” öyküsüdür…
Kalıcı ‘barış’ yerine ‘kalıcı bölünme’nin esas duruşudur...
“Hayır” kenetlenmesidir, yani....