Bu panik niye?
‘Küskünler’ paniği... Ve sosyal medya cambazı kim?
2015 Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde ilginç taktikler izlemeye devam ediyoruz.
Dünkü yazımda bahsettiğim Eroğlu'nun adamların tarafından oluşturulan 'gazeteci ekibi' konusunda çok telefon aldım.
Gelen telefonlarda, bu grubun varlığından haberdar olan kişiler 'ek bilgiler' söyledi.
Birçoğunu biliyordum, yenilerini de öğrenmiş oldum.
Dün de söyledim, günü geldiğinde detayını açıklayacağım, isim isim…
Gelelim diğer taktiklere…
***
Derviş Eroğlu'nun adamları ilk kez böylesi bir panik içine girdiler.
Adeta ne yapacaklarını bilmiyorlar.
Paniğin nedeni basit.
Hatta sağda solda kendileri dillendiriyorlar bunu: İkinci tur!
Eroğlu ikinci turda kaybedeceğini kestiriyor.
Tahmin falan değil, matematiksel hesap bu sonuca işaret ediyor.
Ve bunun telaşını yaşıyor.
Eroğlu neden az oy almaktan rahatsız peki?
Oylarını azaltan faktörler ne?
Konu eskilere dayanıyor.
UBP Kurultay sürecine ve yerel seçime…
Hatta genel seçim sonuçlarına…
Hatırlayın, UBP neler yaşadı kurultay sürecinde?
Birçok kişiyi kırdı, geçti Derviş Bey...
Detayını biliyorsunuz.
Peki kurultayın arkasından gelen genel seçimde?
İrsen Bey ve adamlarının seçim kaybetmesine neden olan Eroğlu ve adamları değil miydi?
Örneğin Ertuğrul Hasipoğlu…
Mağusa bölgesinde ciddi oy potansiyeline sahip eski bir politikacı.
Seçimi kaybetti!..
Eroğlu'nun ‘liste operasyonlarında’ üzeri çizildi.
Hasipoğlu'nun sağda solda Eroğlu'ndan intikam almak için seçimi beklediği konuşuluyor.
Diğer yandan Afet Özcafer…
Siyasette yeni olmasına rağmen iddialı bir havası vardı.
Afet Hanım da Eroğlu'nun gazabından kurtulamadı, o da seçimi kaybetti, vekil olamadı.
Mağusa’da kabul gören, saygı duyulan bir kadın, seçkin bir ailesi var, etki alanı geniş…
Afet Özcafer'in da Cumhurbaşkanlığı seçiminde Derviş Bey'den intikam almak için hazırlık yaptığını dillendirenler az değil…
Bu ve buna benzer isimler çoğaltılabilir.
Yerel seçimde Eroğlu'nun kellesini aldığı İskele'de yılların belediye başkanı Halil Orun mesela…
UBP Mağusa İlçe Yönetim Kurulu'nda “Eroğlu’na asla oy vermeyeceğim” diye açık açık konuşan bile var.
Dedim ya, isim çok.
Eroğlu ve adamlarının tezgahlarından acı çekenler şimdi Nisan'ı bekliyor.
Bu durum da hiç kuşkusuz Saray'da bu işlere kafa patlatan ekipte paniğe neden oluyor.
Bir de DP'den gelecekler konusunda UBP yönetiminde çıkan pürüzler de işin cabası tabii…
Böyle bir kargaşa içinde seçim süreci yürüten bu ekibin tehlikeli işlere gireceğini kestirmek güç değil.
***
Dün bahsettiğim 'gazeteci ekibi' konusuna paralel bilgiler de var.
Eroğlu'na yakınlığı ile bilinen, gazetelerde ‘imzasız yazılar’ yazması ile tanınan bir danışmanın sosyal medyada sahte profiller açarak kampanya yürüttüğü bilgisi geldi.
Sosyal medyadaki ismini şimdilik açıklamayacağım.
Bu sahte profillere, imzasız yazılara meraklı şahıs, şimdilerde internet ortamını kullanarak gizlenerek, gerçek adını saklı tutarak sağa sola sataşmaya başladı.
Yakında onun da foyası ortaya çıkacak, çok yakında…
Bugünlük de bilgiler bunlar…
Derviş Eroğlu ve adamlarının 'küskünler' telaşı sürerken sosyal medyada gizli gizli yürütülen kampanya ilerliyor.
İkisinin de tek nedeni Eroğlu'nun seçim sürecine 'yaralı' girmesi.
Yara çok olunca sarmak mümkün olmayacak, biliyorlar…
Kan kaybı büyük olacak...
Alayına bastırmaktan başka çareleri yok.
Tam da onu yapıyorlar, can havliyle asılıyorlar, belki tutar diye…
Belki bu toplum bir kere daha bu ‘çıkar imparatorluğunun’ sürmesine onay verir diye…
Tek dertleri bu…
Başka bir gaileleri yok...