13’üncü maaş tartışmalarına girecek değilim.
Devlet iki yakasını bir araya getirmeye çalışıyor haliyle de, vatandaşın iki yakası en son ne zaman bir araya geldi, onu düşünen yok.
Bireysel ve ailesel bütçelerde de evdeki hesap çarşıdakiyle uyuşmuyor, irili ufaklı firmaların bilançolarında da…
Bir yıl önce yaptığınız hesapları koyuyorsunuz önünüze, bir de bakıyorsunuz ki “Aaa, eksik var!”
‘Eksik’ derken, kaybolan bir para söz konusu…
Nereye gitti peki?
Kim aldı?
Oracıkta, kağıtta yazıyordu oysa…
‘Aktifler’ kısmında…
Oysa şimdi yok!
Nerede bu para?
Kim yedi?

***

Yok, hırsız girmedi eve, işyerine…
Gangsterler soymadı kasayı, kar maskesi takıp…
Ne de ‘içeriden biri’ cepledi, cukkaladı o parayı…
Hiçbiri değil…
Ne peki?
‘Goncolozlar’ mı geldi yoksa!
Onlar mı alıp götürdüler onca parayı?
Demek ki nenelerimiz haklıymış ‘goncolozlar’ hakkında…
Geliyorlarmış meğer…
İyi de onlar “kötülük yaparsak” gelmeyecekler miydi?
Demek bu gelenler ‘goncoloz’ da değil.
Ne peki?
Kim aldı götürdü?
Kim yedi cüzdandaki, kasadaki, çekteki parayı?

***

Hırsıza, soyguncuya, ‘goncoloz’a ne hacet?
‘Kur farkı’ adı altında bir ‘yaratık’ var ya…
İşte o yiyor parayı!
Hem de ne yeyiş!
Fare gibi kemiriyor.
Güve gibi tüketiyor.
Parazit gibi kan emiyor.
Yılbaşındaki hesapla yılsonundaki o yüzden tutmuyor hiç!
15 gün önceki market sepetindeki birkaç ürünü o araklıyor çaktırmadan…
Silahsız, zorlamasız, ‘dur’suz ‘durak’sız, insafız…
‘TL cinsi soyulma’ bu!..
Anladınız mı kim yedi parayı?