1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Bu sene de ihracat yapamazsak bu iş bitmiş demektir”
“Bu sene de ihracat yapamazsak bu iş  bitmiş demektir”

“Bu sene de ihracat yapamazsak bu iş bitmiş demektir”

Geçtiğimiz sezon “vektör böceğinden dolayı yeşillenme hastalığı barındırdığı” iddiasıyla Türkiye üzerinden ihracat konusunda ağır darbe alan narenciye konusunda yine belirsizlik hakim. Tüccar, henüz alım yapmadı, üretici tedirgin.

A+A-

Serap ŞAHİN

UBP-YDP-DP Hükümetinin tarım politikası bu yıl da narenciye üreticilerini tedirgin ediyor. Yüksek maliyetler ve geçen sezon vektör böceğinden dolayı “yeşillenme hastalığı” gerekçe gösterilerek Türkiye aracılığıyla ihracatı yapılmayan ve üreticinin elinde kalan ürün, üreticileri bu yıl da aynı fotoğrafı görmek istemiyor.

İhracat konusunda “belirsizlik” yaşayan üretici, Hükümet kanadından olumlu bir adım atılmazsa üretime devam etme konusunda kararsız.

Geçen yıl 100 bin ton rekolte veren narenciye bu yıl 50 bin tona düştü, bunun sadece 10 bin tonu tüccar tarafından satın alındı.

YENİDÜZEN’e konuşan Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticiler Birliği Derneği Başkanı Turgut Akçın, greyfurt ve king (mandora) hasadının başlaması gereken dönemde alımların tamamen durduğunu söyledi. İhracat için Türkiye’den ekip geldiğini ancak belirsizliğin sürdüğünü belirten Akçın, geçen yıl 100 bin ton hasat yapıldığını, bu yıl ise rekoltenin düştüğünü ifade etti. Yeşillenme hastalığına karşı gerekli ilaçlamaların yapıldığını ekleyen Akçın, üreticilerin tedirgin olduğunu vurguladı.

İhracat belirsizliği ve yüksek maliyetlerle mücadele eden narenciye üreticilerinden Hasan Çuvalcıoğlu, ihracatın sektörün temel sorunu olduğunu belirterek, "1994’te üçüncü ülkelere ihracat yasaklandı. Geçen yıl yeşillenme hastalığı gerekçe gösterilerek ihracat yapılamadı ancak asıl sebep bu değildi. Bu yıl da ihracatta net bir durum yok. Mandora rekoltesi 50 bin ton civarında, bunun sadece 10 bin tonu tüccar tarafından alındı. Üretim maliyetleri çok yüksek. Üretici geçen yıl gelir sağlayamadı. Hükümet bir karar vermeli, bu ürün desteklenmeli ve ihracatın önü açılmalı” dedi.

Yıltan Cesur, sektörde düzensizlik olduğunu vurguladı: “Eskiden tüccar gelip ürününü alırdı, şimdi belirsizlik var. Geçen yıl yaşananlar nedeniyle tüccar kendini garantiye alıyor. Portakallarımı kestim, yerine fidan ektim. Bu işlerde bir düzen yok.” şeklinde konuştu.

Fahri Darbaz ise rekoltenin düşüklüğüne ve maliyetlere dikkat çekti: “İhracat olursa ürünlerin gümrükte 20 gün beklemesi gerektiği söyleniyor, bu büyük bir maliyet. Başbakan, 'her şey güllük gülistanlık olacak' dedi. İnşallah öyle olur da ürünlerimizi satarız.” diye konuştu.

Gürcan Demirbilek ise ihracat yapılamazsa üretimin sona ereceğini belirtti: “Türkiye’den ekip denetleme yaptı, sonucu bekliyoruz. Geçen yıl yaşananlar nedeniyle tedirginiz. Maliyetler çok yüksek, teşvikler ise yetersiz. Bu sene de ihracat yapamazsak bu iş bitmiş demektir.” dedi.

 

Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticiler Birliği Derneği Başkanı Turgut Akçın:

“Üretici tedirgin”

Her yıl bu dönem greyfurt, önümüzdeki hafta da king (mandora) hasadına başlanması gerektiğini kaydeden Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticiler Birliği Derneği Başkanı Turgut Akçın, alımların güzel giderken tamamen durduğunu söyledi. Üreticilerin tedirgin olduğunun altını çizen Akçın, “Hasadın başlaması gerekirdi başlayamadı. Piyasada alımlar durdu.” dedi. İhracat için Türkiye’den ekip geldiğini ve ürünlerin paketlemeye uygun olup olmadığını incelediğini ifade eden Akçın, belirsizlik olduğunu dile getirdi.

Geçen sene 100 bin ton civarında hasat yapıldığını ve tek bir yeşillenme hastalığına rastlanmadığını hatırlatan Akçın; bu yıl rekoltenin düştüğünü belirtti, “Taşıyıcı vektör böcek var ve ona göre tedbirler alındı. İlaçlamalar da yapıldı. Bu nedenle vektör görülse bile hastalık görülmez çünkü bu hastalık 45 derecenin üzerindeki sıcaklıklarda yayılır.” dedi.

 

ÜRETİCİLER NE DEDİ?

Hasan Çuvalcıoğlu: Hükümet bir karar vermeli, bu ürün desteklenmeli ve ihracatın önü açılmalı

“Esas ana sorun ihracattır. 1994 yılından sonraki kararlarda üçüncü ülkelere ihracat yasaklandı ve o dönemden bugüne kadar Türkiye üzerinden belirli dönemlerde yapılıyordu. Geçen sene yeşillenme hastalığı gerekçesini gösterdiler ve ihracat yapamadık. Ancak uygulamalar gösterdi ki gerçek sebep o değildi. Türkiye’den heyet geldi ancak herhangi bir alım olmadı. Bu yıl da aynı fotoğraf sergileniyor ve şu anda ihracat konusunda net bir durum yok. 50 bin ton civarında mandora rekoltesi var bunun 10 bin tonu tüccar aldı ve 60 bin ton civarında da velancia var. Yüzde 20 alım yapıldı, yüzde 80’i üreticinin elinde. Sorunlar sadece ihracata değil. Üretim maliyetleri de çok yüksek. Üretici geçen yıl maliyetler karşısında gelir sağlayamadı. Siyasi erk halledileceğini söylüyor, 15 Ocak’ta hasadın başlaması lazım ama şu anda öyle bir şey yok. Hükümetin artık bir karar vermesi lazım. Bu ürünün devam edilmesinden yana mı? Eğer öyleyse desteklenmeli ve ihracatın önü açılmalı.”

Yıltan Cesur: Eskiden bu zamanlarda tüccar gelip malını alırdı. Şimdi bir belirsizlik var 

“Eskiden bu zamanlarda tüccar gelip malını alırdı. Şimdi bir belirsizlik var. Geçen sene olanları biliyorsunuz. Bu sene de tüccar kendini garantiye almaya çalışıyor sanırım. Ben portakallarımı kestim ve yerine fidan ektim. Bu işlerde bir düzen yok.”

Fahri Darbaz: Rekolte geçen seneye göre düştü

“Gördüğümüz kadarıyla bir belirsizlik var. İhracat olursa ürünlerin 20 gün gümrükte beklenmesi gerektiği söyleniyor o da büyük bir maliyet. Rekolte geçen seneye göre düştü. Bu sene o kadar ürünümüz yok. Başbakan ‘her şey güllük gülistanlık olacak’ dedi. İnşallah öyle olur da ürünlerimizi satarız.”

Gürcan Demirbilek: Bu sene de ihracat yapamazsak bu iş bitmiş demektir

“Türkiye’den denetleme için ekip geldi sonucu bekliyoruz. Geçen sene yaşananlardan dolayı tedirginiz. Bu sene de üretim yapalım dedik ancak iç açıcı bir gelişme yok. Maliyetler çok yüksek. Su, elektrik ve gübre fiyatları çok yüksek. Hükümetin üreticiye verdiği teşvik desteği yeterli değil. Bu sene de ihracat yapamazsak bu iş bitmiş demektir.

Bu haber toplam 546 defa okunmuştur