Bu seviyede bir yüzsüzlükle karşılaşmadık sanırım!
Her halde 33 seneye çok yaklaşan meslek yaşantımda “3 gün hiç bir şey yazmamak” diye bir şey olmamıştı...
İşte o da oldu!
Pazar, Pazartesi ve Salı yazmadım...
Yenidüzen tatildi...
“Baskı” yapılmadı ancak her zamanki gibi internet gazetesi aktifti...
-*-*-
3 gün hiç bir şey yazmadan izledim...
Bana göre iki önemli olay oldu...
Bir tanesi, “siyasi sessizlik”...
İkincisi ise Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 5G’yi en son köye de ulaştırmış olması...
-*-*-
Siyasi sessizlik mi vardı gerçekten?
Sanmıyorum...
Gördüğümüz, izlediğimiz ve anladığımız kadarıyla Türkiye’deki Ak Parti yönetiminin “Faiz Sucuoğlu” operasyonu bu sessizlik ortamında, sessiz bir şekilde devam etti...
-*-*-
Kimseye bir açıklama yapılmıyor.
İnat ve ısrarla, Faiz beyin bizzat kendisi bile “Yok yahu Türkiye’den her hangi bir bu işin içinde değil” demeyi sürdürüyor.
Oysa herkes, ama herkes, samimi ortamlarda “off the record be gardaş ha” diyerek, müdahaleyi yapan insanların isimlerini, hatta ne dediklerini bile anlatıyor...
-*-*-
Sucuoğlu neden istenmiyor?
Yığınla dedikodu yapılıyor bu konuda ama hiç birinin elle tutulur yanı yok...
En akla uygun geleni, “çok güçlenmiş olması”...
-*-*-
Şimdi ne olacak?
Bizimle, geleceğimizle, çocuklarımız ve torunlarımızla ama hepsinden önemlisi şehitlerimizle alay eden bu güruh, bu ahlaksız insanlar; UBP’de başka bir kişiyi “sen kur ulan” diye piyasaya mı sürecekler?
Adına da, “UBP’nin yetkili kurulları onayladı, bu kişi tamamdır” mı diyecekler?
-*-*-
Yani kaos hali sürecek mi?
Türkiye’deki merkezlerin istemediği bir kişinin bu ülkede her hangi bir makama getirilmesi bir kez daha mümkün olmayacak mı?
-*-*-
Haaa bu bir ilk mi?
Peeee, hiç değil!
Necati Özkan’lardan, hatta ondan önce Sir Münür’lerden başlayan, Zeka beyler ve hatta ve hatta Faik Müftüzade’lerle devam eden bilindik bir süreç!
-*-*-
Ahmet Mithat Berberoğlu’yla ayyuka çıkan ancak Dr. Küçük’ün bitirilmesi ile neredeyse “iyice yüzsüzleşen” bir mesele...
-*-*-
Ancak ne ilginçtir, Rauf Raif Denktaş’ı bile “değersizleştirmeye çalışan”; Dr. Derviş Eroğlu’yla hep uğraşan bir konu...
-*-*-
Şimdi yine aynı film vizyonda...
“Faiz Sucuoğlu gidecek kardeşim; istemiyoruz!”
-*-*-
Ülke batmış, bitmiş, mahvolmuş, kaos yaşanıyormuş!
Zerre kadar umurlarında değil!
-*-*-
Bu ahlaksız siyasi darbeyi yapanların, toplumumuzu zerrecik kadar düşünmemesi gayet doğal!
Apaçık bir sömürgeci zihniyeti de; asıl merak ettiğim UBP’lilerdir!
Bu seviyede bir omurgasızlık olur mu?
-*-*-
Birlikte göreceğiz...
Bayram tatili nedeniyle “siyaset” de tatile girdi gibi görünüyor...
Devlet, kapandı!
Zaten yoktu!
Ki o da ayrı bir mesele!
-*-*-
Ve biz bütün bu çirkin ve de utanmazlıkları yaşarken; Kıbrıs Cumhuriyeti, Limasol bölgesinde, 5G’nin ulaşmadığı son köy olan Sykopetra’yı da “kapsama alanına” aldı.
-*-*-
Şimdi sorarsanız bizim milliyetçi abilere, isterlerse derler ki size; “Ne 5G’si, KKTC, inşallah, Anavatan Türkiye’nin de katkıları ile 31G’ye geçmiştir... Hem de çoktaaan!”
-*-*-
Vatana ihanet, KKTC’ye ihanet hep bu bahsettiğim çevrelerin gündeme getirdiği önemli bir “silah”tır!
Kim vatana veya KKTC’ye ihanet etmiştir sizce?
Bence bu sorunun yanıtı açıktır!
Ama görene!
Görmek istemeyenler, çıkarcılar, işbirlikçi cuntacılar geçmiş bayramınız kutlu olsun!
Ne diyeyim ki!
Ha bir de “helal olsun” diyecektim!
Unutmayayım!
-*-*-
Doğrudur!
Kıbrıs Türk toplumu içerisinde, Türkiye kaynaklı çok ciddi siyasi müdahaleler olmuştur!
Ama şu andaki kadar yüzsüzüne rastladığımızı hiç sanmıyorum!
-*-*-
Bu yüzsüzlüğe karşı dik durmak mı?
Var bir formül...
Hatta bu formül konuşulmuyor değil...
Ama UBP’ye güvenilir mi güvenilmez mi o mesele çok önemli...
-*-*-
“Üç genel başkan olmaksızın, UBP’li bir vekil başkanlığında kurulacak UBP – CTP – HP Seçim Hükümeti... Belki daha çok dışarıdan bakanlarla... Türkiye’den gelen ilginç ve anlamsız saldırganlığa karşı bir dik duruş!”
-*-*-
Olur mu?
“Olmaz, imkansız” mı diyorsunuz?
Birlikte izliyoruz...
Bu vatan için her zaman ölmeye hazır olan insanlar, bu günleri hak etmedi!
TMT’ci...
Emekli öğretmen...
Eski mücahit komutanı...
Futbolumuzun efsanelerinden..
80’lerinde...
Yeşilırmak’ta gördüm dün...
Allah uzun ve sağlıklı ömür versin...
-*-*-
Dedi ki:
“Ben UBP’ci değilim...
CTP’ci hiç değilim...
Ama bu vatan için canımı feda ettim, daha da etmeye hazırım...”
-*-*-
Şu anda yaşadıklarımızla ilgili olarak da “tam bir siyasi darbe, Faiz Sucuoğlu’na yapılanları kabul etmiyorum...”
-*-*-
Sonra dedi ki; “... 60 sene önce birlikte Türkiye’de TMT eğitimine katıldığım Limnidili (Yeşilırmaklı) şu isimde biri vardı...”
-*-*-
Şehit çocuğu yengem hemen o isimdeki kişiyi buldu, gitti aldı, getirdi...
-*-*-
Tam 62 sene sonra, 20 yaşındayken birlikte askeri eğitime giden iki kişi kucaklaştı!
Birlikte arkadaşlık ettikleri, savaştıkları isimleri hatırladılar...
Dakikalarca sarılı kaldılar.
Sohbet ettiler...
-*-*-
Geldikleri ortak nokta mı?
Bu günleri hak etmedik!
Katılmamak elde mi?
Bu günleri hak etti mi vatan için ölmeye her zaman hazır olanlar?
Yüreği güzel insanlar... Her 1 Mayıs, her yürüyüş, her eylemde mutlaka varlar... Varlıkları, bizim varlığımızın da önemli sebepleri arasında... Eskimeyen yoldaşlık... 80’lerde de yürüdük onlarla... 90’larda da... 2000’lerde de... 2010’larda da... Ve 2020’lerde de... En büyük beklentim; çok yakın bir zamanda, yine birlikte “çözüm kutlamalarında” aynı fotoğrafı çekmek... Mehmet Civa, Özkan Murat ve Feridun Önsav... Sevgilerimle...