HERKES İÇİN BİR YAZI

Biraz sert bir yazı yazacağım, bazı dostlar kırılabilir, en başından özür dilerim ama gerçekleri yazmak boynumun borcu…
Bir yerel seçim daha geride kaldı.
Seçim süreci boyunca seçimle ilgili yazı yazmamaya çalıştım.
Özellikle sempati duyduğum adaylara yönelik yazı yazmadım, karşıtlarım için de “oy vermeyin” demedim.
Seçmen ne yapacağını bilir, doğru-yanlış, bir karar verir zaten.
Şimdi seçim geçti, o nedenle yorum yapmak daha kolay.

                                                            ***

Sayısal anlamda bakıldığında CTP’nin 10 belediye başkanlığı kazanması önemlidir.
Elbette büyük bir başarıdır bu, küçümsenemez.
Ancak büyük kentlerde neden böyle oldu?
Bunu her bir CTP’linin iyice düşünmesi gerekiyor.
Özellikle Mağusa ve Girne’deki sonuç ne anlama geliyor?
Umarım artık geride kalır bu tatsızlık, zira sonuçları ortada…
Yereldeki CTP’li başkanların çok iyi çalıştığı, bölgelerine iyi hizmetler götürdüğü ve bölgelerinde sevilen birer karakter olduğu aşikar. Bu realite de seçim sonucuna yansıdı.
CTP açısından sonuç iyidir ama neden çok iyi değil? Neden büyük kentlerde bir zafer yok? Düşünmek, irdelemek elzem.

                                                            ***

TDP açısından bakıldığında ortada neredeyse “solun adayı” konumuna gelen ve olayın TDP’yi aştığı bir Mehmet Harmancı gerçeği var artık.
Harmancı siyasette uzun yıllar yer edecek bir siyasi zemin yakaladı, kutlamak gerekiyor.
“Olay TDP’yi aştı” evet, çünkü Harmancı, CTP ve TDP’ye ek olarak Bağımsızlık Yolu ile YKP tarafından da desteklenerek seçimde iyi bir başarı elde etti, sol adına pek de rastlanmayan bir çekim merkezi oldu.
Bu siyasal bir başarıdır, önemsiyorum.
Elbette bu başarının rakamsal bazda sonuçlarına baktığımızda ortada % 45’lik bir kesimin sandığa gitmediğini görmezden gelemeyiz.
Başkentte 38 bin 462 seçmenden 21 bin 240’ı sandığa gitmiş, sandığa gidenlerin 10 bin 784’ü Harmancı’ya oy vermiştir. 17 bin 222 kişi ise sandığa gitmemiştir. Sandığa gitmeyenlerin sayısı, başkanın aldığı oyun neredeyse iki katıdır.
Daha da basitleştirmek gerekirse;  4 kişinden 2’si sandığa gitmiş ve bu 2 kişiden 1’i Harmancı’ya oy vermiştir. Yani başkan kentin 4’te birinden onay alarak seçimi kazanmıştır.
Bu açıdan bakıldığında Mehmet Harmancı’nın bu durumu gözden kaçırmamasını dilerim.
Çünkü “bir şans daha” diyen Lefkoşalı artık gerçek hizmet beklemektedir.
Ve oy veren seçmen de buna inanarak oyunu kullanmıştır. Harmancı’nın bu inancı boşa çıkarmayacağını düşünüyorum.
Siyasi şartlar ve 4 yıllık ek zaman kentin iyi belediyecilik hizmeti alması için müsaittir.
Yerel seçim HP açısından büyük bir hezimet olmuştur. Bu sonuç HP’nin kaygan bir zeminde siyaset yaptığının en canlı örneğidir.

                                                            ***

UBP’de ise çok açık ve net şekilde parti içi başkanlık yarışı seçim sonuçlarına etki yapmıştır.
Bu Lefkoşa’da çok nettir, Lapta’da çok açıktır.
Lapta’da uzun süredir parti ile çekişme halinde olan Fuat Namsoy’la bölgeli UBP milletvekillerinin arasının açık olduğu biliniyordu. Sonuç da ortadadır.
UBP’nin 7 belediye alması  “az” olarak yorumlansa da birçok bağımsız başkanın UBP’li olduğunu bilmeyen yok. Bu nedenle UBP’yi çok da küçümsememek gerekiyor, hala sol için en ciddi ve sağlam tehdit UBP’dir, yeter ki toparlansın… “İyi ki yaralı dönemine denk geldik” demekten kendimi alamıyorum.
Serdar Denktaş yaptığı kendine has manevrasına rağmen seçim sonucu ile komik duruma düşmüştür. YDP meclis üyelikleri sayısı ile dikkat çekti.

                                                            ***

Özetlemek gerekirse yerel seçim çok fazla dersler vererek geçmiştir.
Seçmen iyi hizmet veren kırsaldaki başkanlara “devam” demiştir.
Büyük kentlerde Güzelyurt dışında bir heyecan yaşanmamıştır, oy verenlerin çoğunluğu büyük kentleri yönetenlere “bir dönem daha” demiştir.
Seçim sonucu; CTP’nin kimi bölgelerde tatsızlıklarından kurtulmasının artık şart olduğu mesajını, TDP’nin Harmancı dışında hiçbir varlığı olmadığı sonucunu, HP’nin ciddi sarsıldığı gerçeğini, UBP’nin de paramparça yapısına rağmen ölüsünün bile başarı sağlayabileceği sonucunu ortaya koymuştur.
Ders almak isteyen varsa alır.
“Yok ben iyi bilirim” diyen varsa da bildiği gibi yapsın.
Sonuçlar gerçektir ve bazen de acıdır, zafer kazanan başkanlar için değil belki ama siyaset için ciddi dersler çıkarılmasına olanak sağlamaktadır.
Görmek isteyen varsa eğer…