1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. ‘BU TOPLUM KENETLENMELİ’
‘BU TOPLUM KENETLENMELİ’

‘BU TOPLUM KENETLENMELİ’

YENİDÜZEN, doğum yerine bakmaksızın Kıbrıs'ın kuzeyini yurt edinenlere mikrofon uzattı, “ayrımcılığı körükleme” çabalarını sordu: “Çok toplumlu bir adayız ve kardeşçe yaşamalıyız”

A+A-

Dila ŞİMŞEK

Son günlerde mecliste yaşanan gerilim, Kıbrıslı-Türkiyeli ‘tartışmasını’ yeniden gündeme taşıdı, sosyal medyadaki kimi ayrıştırıcı yorumlar tepki çekti.  Doğum yeri farklı olan ancak adada yaşayan yurttaşlar YENİDÜZEN’e konuştu, “Yıllarca burada dostça yaşadık ve bunu böyle sürdüreceğiz. Birbirimizi ötekileştirmeden yaşayacağız” dedi.
Adadaki toplumların birbirine saygı çerçevesinde yaklaşması gerektiğini vurgulayan yurttaşlar, ayrımcılığı engellemenin en iyi yolunun eğitimden geçtiğini kaydetti. “Ailenin çocuğa öğrettikleri, okulda öğretmenin yaklaşımı, çocukta büyük bir etki bırakır” şeklinde konuşan yurttaşlar, bu gibi tartışmaların ancak toplumların birbirinden uzaklaşmasına ve huzursuz bir şekilde yaşamasına yol açacağını söyledi.
Kıbrıs doğumlu yurttaşlar, yıllar yılı hoşgörü ve anlayış içinde yaşam sürdürmeyi amaçladıklarını kaydetti, “Adamızda ayrımcı tutum sergilenmesi söz konusu bile olamaz” dedi. Yurttaşlar, çok toplumlu bir adada yaşamanın bazen olayların yanlış lanse edilmesi ile tartışmalara sebep olabileceğini belirtti, “Bunun olmasına geçit vermeyeceğiz” diye konuştu.
Uzun yıllardır adada yaşayan Türkiyeliler ise, zaman zaman bazı olayların patlak vermesi ile Kıbrıslı-Türkiyeli tartışmasının yeniden doğduğunu, bunun ise hem kendilerini üzdüğünü, hem de halk arasında anlaşmazlığa sebebiyet verdiğini anlattı. Yurttaşlar, “Son yıllarda bu ayrımcı tavırlar daha çok aşılmış olsa da, en ufak bir olayda patlak veriyor. İşte tam da bu yüzden, toplum olarak zihniyetimizi değiştirmeliyiz” dedi, eğitimin altını çizdi.

Ortak fikir: Eğitim
Tartışmaların yersiz olduğunu ifade eden yurttaşlar, ortak bir fikirde toplandı. YENİDÜZEN’e konuşan yurttaşlar, ayrımcı tutumların ortadan kalkmasının eğitimden geçtiğini belirtti. Irkçılığın öğrenilen bir şey olduğunu söyleyen vatandaşlar, “Kimse bu tavır ile doğmaz, bunu başkalarından görmedikçe uygulamaz” diyerek, ailenin ve çevrenin bu konuda büyük rol oynadığına işaret etti.

v1-025.jpg

Hasan Ayral: “Ayrımcılık, ırkçılık, sonradan öğrenilen bir şeydir”

“Ayrımcılık, ırkçılık, sonradan öğrenilen bir şeydir. Kimse bu tavır ile doğmaz, bunu başkalarından görmedikçe uygulamaz. Ben 30 sene İngiltere’de yaşadım. Çeşitli ülkelerden komşularım vardı. Bir gün olsun kötü bir anımız olmadı. Bunun en büyük sebebi ise, birbirimizin kültürüne saygılı ve hoşgörülü olmamızın yanı sıra, aldığımız eğitimdi. Ülkedeki ayrımcı tutumu da ortadan kaldırmanın en büyük yolu eğitimden geçer. Ailenin çocuğa öğrettikleri, okulda öğretmenin yaklaşımı, çocukta büyük bir etki bırakır. Bu bilinçle yetişmeli, yetiştirmeliyiz.”

Nidai Köse: “Çok toplumlu bir adayız ve kardeşçe yaşamalıyız”

“Ülkemizde ayrımcılık olması söz konusu bile olamaz. Bu şekilde düşünülmemesi gerekir. Yıllardır ülkede, ortak kültür, dil ve ortak atalarla birlikte yaşıyoruz. Hepimiz aynıyız ve dostluğumuzu korumamız gerekir. En ufak bir olayda ayrımcılıktan söz edilmemelidir. Bu tarz şeyler sadece bizi uzaklaştırır. Yıllardır bu adada, Türkü, Rumu bir yaşadık. Çok toplumlu bir adayız ve kardeşçe yaşamalıyız”

Hasan Erten: “İnsanlar birbirlerine karşı saygılı olmalı”

“Ülkemizde hiçbir milletin birbirine karşı ayrımcı tutum sergilemesine yer yoktur. Eğer herkes bu fikirde, birbirine saygı ile yaşarsa çok daha eşit, özgür ve rahat yaşamış oluruz. Gündemde bazı kişiler bir ayrım yaratmaya çalışsa da, bizler halk olarak buna geçit vermeyeceğiz. Burada dostluk içinde yaşamaya devam edeceğiz. Bu gibi ayrımcı tavır sergilenmesini engellemenin başlıca yolu ise, insanların birbirine saygı duyması ile başlar.”

Ayşe Köse: “Kişilerin düşüncelerini değiştirmesi, kendisini geliştirmesi gerekir”

“Kıbrıs’ta ayrımcılığa yer yoktur. Bizler ülkemizde dil, din, ırk ayrımı yapmadan yaşamımızı sürdürüyoruz. Yaşanan olayların, farklı yere çekilmemesi gerekir. Bu gibi yaklaşımlar, yangına körükle gitme anlamına gelir. Bizler her zaman dostça ve barışça yaşama taraftarıyız. Son günlerde gündem her ne kadar ‘ayrımcılık’ yaşanıyor gibi lanse edilse de, biz böyle bir şeye olanak vermeyeceğiz. Dostlukla yaşamı destekliyoruz ve kişilerin düşüncelerini değiştirmesi, kendisini geliştirmesi gerekir.”

Halil İbrahim Polat: “Birbirimizi ‘öteki’ bilmeden yaşamak istiyoruz”

“Yıllar yılı, her küçük olayda bir ‘Kıbrıslı, Türkiyeli’ konusu tartışılır oldu. Ben sormak istiyorum herkese, bizler aynı değil miyiz? Hepimiz insanız, kültürümüz, dilimiz aynı, yıllar yılı iç içe yaşadık… Kardeşim bildiğim arkadaşlarım, sevdiğim insanlar var. Bu tarz tartışmalar bizi yıpratır. Bu, herkesin sağduyulu davranması gereken bir konudur. Ülkemizde ayrım yapmadan, birbirimizi ‘öteki’ bilmeden yaşamak istiyoruz.”

Sıdıka Suyolcular: “Toplum olarak zihniyetimizi değiştirmeliyiz”

“Ülkemizde maalesef Kıbrıslı ve Türkiyeli gibi, ayrımcı, ırkçı tartışmalar yaşanıyor. Birçok farklı sebeplerden dolayı, ülkemizdeki birçok insana farklı tutum sergileniyor. Bu nasıl çözülür, çözülür mü bilmiyorum. Ancak bana göre, en önemli ve başlıca yapmamız gereken şey zihniyetimizi değiştirmektir. Karşılıklı saygı ve anlayış ile yaşarsak, kimse birbirini kırmaz, kötü davranışa maruz kalmaz/bırakmaz. Son yıllarda bu ayrımcı tavırlar daha çok aşılmış olsa da, en ufak bir olayda patlak veriyor. İşte tam da bu yüzden, toplum olarak zihniyetimizi değiştirmeliyiz.”

v2-023.jpg

Süleyman İri: “Çocuklarım kendi ülkemden çok burayı ülkesi bildi ve öyle yaşadık”

“Ben tam 26 senedir burada yaşıyorum. Çocuklarım burada doğdu, burada evlendim. Çocuklarım kendi ülkemden çok burayı ülkesi bildi ve öyle yaşadık. Bu yüzden, ayrımcı tartışmalar yaşanması, beni ve ailemi üzüyor. Biz iki ‘taraftan’ da fikir duymak istemiyoruz. Burada, düzeni bozmadan, ailece kurduğumuz hayatı yaşamak istiyoruz. Ayrımcı davranan insan da oluyor, olmuyor değil. Her ülkede mutlaka körü körüne bir şeye inananlar oluyor. Ancak biz burada yaşayan bir aile olarak bu tartışmalardan rahatsızız ve huzur içinde yaşamak istiyoruz.”

Mustafa Güldüren: “Ötekileştirmeler olmadan, dostça yaşamak istiyoruz”

“Adaya 1994 yılında taşındım. O zamandan beri burada çalıştım, ailemle birlikte burada yaşadım. Yeri geldi tatsız şeyler yaşadık, yeri geldi tartışmalara maruz kaldık. Ama insanlar, asıl önemli olanın birlikte, saygı ile yaşamak olduğunu unutuyor. Sözle söylenmese bile, zaman zaman bazı kişilerden o ayrımcı tavrı yakalıyorsunuz. Asıl önemli olan, insanca yaşamaktır. Ötekileştirmeler olmadan, dostça yaşamak istiyoruz. Bu gibi olaylarla Türkiyeli Kıbrıslı diye tartışmalar yaşanması, bizleri birbirimizden uzaklaştırıyor.”

Fidan Abdulova: “Ne kadar bilinçlenirsek, bu tartışmalar o kadar azalır”

“Her ülkede, ‘kendisinden olmayanı’ ayırmaya çalışan, ona göre muamele yapan insanlar oluyor. Bu sadece Kıbrıs’ta değil, Türkiye’de veya farklı diğer ülkelerde de oluyor ne yazık ki. Ancak bizim için asıl önemli olan, bunun nasıl önlenebileceğidir. Bence bu eğitimde başlar ve kişinin kendisini geliştirmeye bağlıdır. Ne kadar bilinçlenirsek, bu tartışmalar o kadar azalır. Medyanın rolü de bence bu anlamda çok büyük. Haberlerde kullanılan dil, ayrımcı, taraflı olmamalıdır.”

Cuma Kırmızıoğlu: “İnsanların artık önyargılarını bırakarak birbirlerine saygı çerçevesinde yaklaşmaları gerekir”

“Ayrımcılık yok demek absürt olur, ayrımcılık her iki milletten de var aslında. Ben 25 senedir burada yaşıyorum. Her milletin iyisi kötüsü vardır, ama yerli hakkın önyargısını tamamen aşabildiğimizi söyleyemem. Önceden yapılan hatalardan kaynaklanıyor bu. Ama herkes bir değil, bu sebeple insanların artık önyargılarını bırakarak birbirlerine saygı çerçevesinde yaklaşmaları gerekir.”

Sinan Törer: “Biz yıllardır burada birlikte yaşıyor, bir hayat sürüyoruz”

“Burada doğdum, burada büyüdüm. Ancak ailem Türkiyeli ve insanlarla tanıştığımda genelde ilk sordukları soru ‘Nerelisin?’ oluyor. Kıbrıs’ta doğduğum için Kıbrıs diyorum, ama aksanım ‘Kıbrıslı’ gibi olmadığı için ‘yok yok, değilsin’ cevabını alıyorum. Ne önemi var, neden bu kadar merakla soruyorlar bilmiyorum. Bence burada yaşayan her ‘yabancı’ bir şekilde, sözlü, prsikolojik veya başka boyutlarda ayrımcılığa maruz kalmıştır. Ama bu demek değil ki, her Kıbrıslı veya her Türkiyeli aynı. Bu tartışmaya artık gerek yok çünkü biz yıllardır burada birlikte yaşıyor, bir hayat sürüyoruz. Bu tartışmaların her olayda dile getirilmesi, ancak insan ilişkilerinin arasını açmaya yarayabilir.”

Tülay Koçyiğit: “Bu konuyu hâlâ aşamamış olmamız aslında çok üzücüdür”

“Son günlerde yaşanan tartışmalarla gündem yine Kıbrıslı-Türkiyeli oldu. Biz yıllardır burada birlikte yaşıyoruz ve bu konuyu hâlâ aşamamış olmamız aslında çok üzücüdür. Dostça ve kardeşçe, birbirimizin haklarına ve alanına saygılı bir şekilde yaşamalıyız. Bu gibi tartışmaların körüklenmesi, herkesin üzülmesine, kaybetmesine yol açar.”

 

yeniduzen-satin-aliniz-20190418143252.jpg

Bu haber toplam 2807 defa okunmuştur