1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Bu tüzüğü kim onayladı?
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Bu tüzüğü kim onayladı?

A+A-

İşte size aslında yanıtını hepimizin bildiği bir garip soru: “Başörtüsü tüzüğünü kim onayladı?”
Bu tatsız filmin senaryosunu kim yazdı?

Bunu konuşmalıyız.

Çünkü…
Hükümet, tüzüğün onaylandığı gün Meclis’i toplayamadı.
Çoğunluk olamadı.
Ulusal Birlik Partisi içerisinde uzlaşı sağlanamadı…

***
Binlerce insan sokaklara indi ve o an, apar topar, alel acele başörtüsü tüzüğü onaylandı.
“Kıbrıs laiktir, laik kalacak” sesleriyle çarpıştı imzalar.

Sendikalar öncülük etti ama yürüyen yalnızca onlar değildi; tüm halk sokaktaydı...
İki unutulmaz lider var, biri Dr. Küçük, diğeri Rauf Denktaş…
İkisinin de hem evlatları, hem torunları bu tüzüğe karşı yürüdü.

Kıbrıslı Türklerin seçtiği iki lider Mustafa Akıncı da Mehmet Ali Talat da “toplumu bölüyorsunuz, ayrıştırıyorsunuz, yapmayınız” dedi.

“Cumhurbaşkanı”nın eşi Sibel Tatar, “18 yaşına henüz gelmemiş, reşit olmamış kız çocuklarının, çoklukla ailelerinin isteği üzerine başını örtüp Atatürk'ün resminin asılı olduğu sınıflarda okumasına karşıyım” diye tavır koydu.

Son anketlerde “yeni Cumhurbaşkanı” olarak çoğunluğun işaret ettiği ana muhalefet lideri Tufan Erhürman, “Baskıyla, dayatmayla, halk için değil halka rağmen, tepeden inme bir yaklaşımla ortaya konan, çocuğun yüksek yararını gözetmeyen bu tavrı asla kabul etmiyoruz” diye itirazını dile getirdi.

Yüksek Mahkeme eski Başkanı da eylemdeydi, avukatların tümü de…
Hekimler de yürüdü, hâkimler de…
Öğretmenler en önde yürüdüler zaten…

Ne kadar sol görüşlü insan görmüşsem eylemde…
Bir o kadar da milliyetçi gördüm, ulusalcı, kendini siyasetin merkezinde tanımlayan…

Dev-İş de sahnedeydi, Hür-İş de...
Memur da işçi de…

***
Böylesi bir tabloda, böylesi bir mozaik içerisinde ve böylesi bir ortak duyarlılıkta o meşhur soru yeniden içimi kurcaladı: Peki, bu tüzüğü kim onayladı?
Bu tüzüğü kim yazdı, bu oyunu kim oynadı, bu gerilimi topluma kim dayattı?

Hepimiz biliyoruz bu sorunun yanıtını aslında…
Bilmeyen yok…

İşte insanlar o nedenle ayakta…
Tam da buna karşı…
Karar vericinin burada olmamasına…
Topluma rağmen işlerin yürümesine…
Talimatla yönetilmeye…


***
"Eğitim Bakanı" sıfatıyla BRT ekranına çıkan Nazım Çavuşoğlu’nu izledim, tüzüğü anlattı, uzun uzun... İnsanın bu kadar mı yüzüne yansır samimiyetsizlik, mahcubiyet, yalan?

Önce uzun yazmayı düşündüm, sonra yayının altındaki yorumlara baktım ve vazgeçtim.
İnsanlar farkında zaten olup bitenin...

"Masal anlatma..."
"İstifa et..."
"Toplumun her kesiminden, her görüşünden on binler sokaktaydı; bunu göremeyen gözlerinize yazık."
"Şimdiden okulda çocuklar 2'ye ayrıldı, zorbalık başladı..."
"Tüm halk öğretmenlerin yanında..."
"Atatürk'ü anmayınız bundan böyle..."

Bir yorumu özellikle not ettim, bu yazının ana fikrini anlatıyordu:
"Emir geldi biz de yaptık de, bitsin yahu..."

Bu yazı toplam 2377 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar