Bu ülkede hiçbir şey değişmeyecek!
Hangi kaynağa bakarsanız bakın, “demokrasinin temel ilkelerinin en başında geleni”, “İktidarın seçim yoluyla değiştirilebilir olması”dır…
-*-*-
Bir ülkede demokrasi varsa, o ülkedeki iktidarın değiştirilmesinin tek yöntemi, seçimdir…
-*-*-
Eğer seçim olmadan “iktidar” veya KKTC’de olduğu gibi “başbakan” ya da “parti genel başkanı” değiştirilebiliyorsa, demokrasiden söz etmek “hikaye”dir…
-*-*-
Ve en önemlisi; eğer bir ülkede demokrasi yoksa; örneğin KKTC’deki gibi iki ya da üç Türkiyeli memurun şantaj ve baskısıyla başbakanın kellesi alınabiliyorsa; bu ülkede veya KKTC’de, bu yanlışı düzeltmek için “seçim”den söz edemezsiniz…
-*-*-
Kısacası demek istiyorum ki; üç şansımız var:
1 – Aynen devam…
2 – Avrupalı olmak için federal çözüm…
3 – Sokak, devrim, evet cesurca… Öleceksek de öleceğiz…
-*-*-
Çoğunluğun “1”inci seçenekten yana olduğundan eminim…
-*-*-
Haliyle, bu ülkede hiçbir şey değişmeyecek…
Kliniğine dön Faiz Sucuoğlu…
-*-*-
Yıllarca toplumdan tüm gerçekler saklandı…
Yalanların arkasına saklandı herkes…
Bazı “şehit”lerin kim ya da kimler tarafından öldürüldüğü dahi gizlendi!
Ne uğruna?
Ne amaçla?
Tabii ki “aynen devam” edilsin diye!
-*-*-
O kadar ki; örneğin 11 Eylül 1980 akşamı “demokrasiden yana” olan Kıbrıslı Türk siyasetçiler, 13 Eylül 1980 sabahı Kenan Evren’e kutlama mesajı gönderdiler…
İdare-i Maslahat!
“Aynen devam” dediler…
Demokrasi katledilmiş, 17 yaşındaki çocuklar idam edilmiş!
“Çok yaşa Kenan Paşa” dediler…
-*-*-
Daha acısı var…
Mesela Ersin Tatar ve bazı başka siyasetçiler; siyasetle birlikte camiye gitmeye başladı…
Maliye Bakanlığı yaptığı dönemde, Cuma günleri, Büyükelçilik karşısındaki benzin istasyonunda saklanıp, Büyükelçi Halil İbrahim Akça’nın aracıyla ayrılmasını gözler, O’nu takip eder ve “aman ne rastlantı, aynı camide namaz kılıyoruz” derdi…
“Sayın Büyükelçim, bugün Cuma namazınızı nerede kılacaksınız?” diye sormaya bile korkardı…
Ama en büyük korkusu, hala “Besmele çekmeyi dahi bilmiyor” olmasıdır!
Sizinle iddiaya girerim, “Besmele çek” desinler, yüksek sesle söyleyemez…
-*-*-
Ve daha daha acısını söyleyeyim; 15 Temmuz 2016 akşamı FETÖ Kalkışması başarılı olmuş olsaydı, ertesi sabah KKTC’deki tüm milliyetçiler, Fethullahçı olacaktı…
-*-*-
Ve son bir şey daha ekleyeyim; olur da 2023’te Tayyip Erdoğan seçimi kaybeder; iki gün sonra hiçbir UBP’li adını hatırlamayacak; eğer CHP’li biri Cumhurbaşkanı seçilirse, şu anda camiden çıkmazmış gibi yapan mesela Sunat Atun da, Ersin Tatar da evlerine Atatürk posteri asacak!
UBP binalarını Atatürk’ün dev posterleri ile kaplayacaklar…
Hatta reklamcı arkadaşlara tavsiyemdir; eğer baktılar gördüler Erdoğan kesin kaybedecek; hemen dev Atatürk posterlerini hazırlasınlar; UBP, DP ve YDP’ye en yüksek fiyattan satarlar!
-*-*-
Kısacası, geçenlerde bir yazıda, “omurgasız” demiştim ya…
Tam da o…
İrade sıfır, omurga çökmüş!
İdeoloji yok, inançlar sahte…
Sadece “güçlü işgalciye yalakalık ve biat” var…
Peki ne için?
-*-*-
Bu soruya kendileri bile yanıt verememiştir…
Bunca eziklik, bunca zavallı duruma düşürülmenin sebebi nedir?
İki kuruşluk sahte makamlar mı?
Götüremeyeceğiniz kadar mal ve mülk mü?
İtibar mı?
-*-*-
Faiz Sucuoğlu’na sormak istiyorum; sordum da daha önce…
“Yok vallahi Türkiye’den müdahale yok” demişti…
Peki neden?
-*-*-
Evet; yukarıda üç seçenek var…
İkincisi mantıken tercihimdir…
Birincisi, değiştirilmiş irademizin mutlak tercihidir…
Var mısınız ölmeye?
Yoksa aynen devam mı?
Halledeceğiz!
HP lideri Kudret Özersay dün Meclis’te şöyle dedi:
“Eğer çıkıp hükümeti kurma görevi bizim partimizden başka bir milletvekiline verilsin yönünde bir adım atılırsa hükümet milletvekillerine bunu hazmedecek misiniz diye sormak isterim”…
-*-*-
Be hoca, hükümeti kurmak için ortaya çıkan dört aday var…
Ne hazmı?
Kimin, neyi hazmetmesinden söz ediyorsun?
Soda içmeye bile gerek yok!
Çoktan hazmettiler!
-*-*-
Haaa şimdi ne mi olacak?
Türkiyeli memurlar ve UBP içinden arkadaşları “Sucuoğlu hem başbakanlıktan hem de genel başkanlıktan gidecek” hedefli çalışmalarına devam edecek…
-*-*-
UBP’de, “İnşallah Faiz’i götürürler ve beni genel başkan yaparlar, başbakan da olurum, Arıklı ile Ataoğlu nasıl olsa çantada keklik” diyen en az dört kişi olduğu söyleniyor…
-*-*-
Sucuoğlu da ya “beni yaktınız, hepinizi de beraber yakacağım” diyerek, bir süre daha direnecek ya da kliniğine dönecek!
-*-*-
Peki ülkenin geleceği, mesela ekonomisi ne olacak?
Anavatan yanımızda ya!
Halledeceğiz canım!
Hele Faiz Sucuoğlu bir gitsin; siz hiç merak etmeyin tamam mı?
Haydi Fikri beyciğim, haydi Erhan beyciğim, haydi UBP’nin kahraman vekilleri siz dik durun e mi?
Aksi takdirde sizin de altınızı çizeriz!
-*-*-
(Not: En son dik duran UBP’linin Ersan Saner olduğunu hatırlatır, hoşça vakit geçirmenizi dilerim… Halledeceğiz, halledeceğiz, merak etmeyin!)
Sol elle sağ kulağı veya sağ elle sol kulağı kaşımaya ne gerek var ki? Verin hükümeti kurma görevini Ekselansları Ali Murat Başçeri’ye, boş yere uğraşmayın!