Bu ülkenin gerçekleri
“Bu ülkenin gerçeklerine uygun…”
Çok duyarız bu sözü!
Her ‘arayış’ın saçına bir toka misali ilişir.
Kıbrıs sorununda “çözümsüzlüğü” anlatır genelde...
İçte “statüko”yu!..
Çünkü bu ülkenin gerçekleri çözüm üretmez, ya kriz üretir ya bireysel menfaat.
***
“Bu ülkenin gerçeklerine uygun” diye başlandı mı söze, korkarım!..
Kimi son derece iyi niyetle dile gelir...
Kimi ezberle... Kime hesapla...
Ürkerim.
“KKTC aynen kalsın adı da çözüm olsun”a varır iş!..
Bu ülkenin gerçekleri ağlar çünkü!..
Adaletsizdir bu ülkenin gerçekleri…
İki yüzlü, kaypak, riyakar, hoyrat…
Yazboz değil sadece ‘yoz’ boz tahtası...
***
‘Fiili durumu hakikate çevirme gayretidir’ genelde bu ülkenin gerçekleri…
Çıkar çevrelerinin hava yastığıdır!
Dünyadan ileri örnekler verirsiniz, başarı öyküleri anlatırsınız, yasa dersiniz, kriter istersiniz, o sihirli sözcükler girer devreye, “Öyle de bu ülkenin gerçekleri başka…”
Ya!..
Bu gerçekler toplumsal faydanın ve ilerlemenin ömründen yer bitirir ha bire…
***
Bu ülkenin gerçeğinde siyasetçi de toplumsal odaklı bakmaz, sendikacı da!..
Siyasetçi partilisinin, sendikacı zümresinin peşinden koşar, yurttaş günü kurtarır…
Bu ülkenin gerçekleri ‘hesapsız’dır…
Faydacıdır illa, bireysel…
Sırt sıvazlayanı vekil, cenazede ağlayanı halkçı, bağıranı devrimci yapar!
“İstemek” vardır bu ülkenin gerçeğinde, kaynağı olsa da olmasa da…
“Değer” istenir “emek” aranmadan...
“Üretim”e bakmaz, “performansı” şeytanlaştırır.
Üzerine kan kokusu sinmiş ganimet ambarlarından üleşilen ve hak edilmeyen zenginliğe saptanıp kalmıştır bu ülkenin gerçeği..
Yasalar ya da toplu sözleşmelerde “haklar” alınır da “sorumluluklar” es geçilir…
Bilgiye, beceriye, ihtiyaca göre yapılmaz istihdam, “hatır gönül”e bakar!..
Bu ülkenin gerçeğinde diplomatı karayollarında, mühendisi kültürde, coğrafyacıyı maliyede, kimyacıyı turizmde görme ihtimali vardır her zaman; icabında cezaevinden müdür ataması da yapılır, emekliğine 24 saat kalmışken müsteşar da…
***
“Bu ülkenin gerçeklerine uygun” lafı dolanır durur sağlıktan eğitime, çözümden mesaiye, üst kademeden yargıya…
Belki de tam tersinde gelecek…
Velhasıl ‘sürer durum’ dışında...
Çünkü “bu ülkenin gerçeği” meydanda!